Eğer 19 Mart 2025’te İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu gözaltına alınmamış, sonra da tutuklanmamış olsaydı ve CHP tıpkı birkaç ay önce konuşulduğu gibi parti içi muhaliflerin ittirmesiyle bir olağanüstü kurultaya gitseydi, o kesinlikle dünkü gibi bir kurultay olmazdı.
Zaten dünkü “etkinlik”, gerek yapıldığı mekan, gerek koşulları ve havasıyla kurultaya pek benzemiyordu. Bitirilip geride bırakılması gereken bir aşama gibiydi. Bir öncekinin tartışmalı hale gelmesi nedeniyle zorunlu görülen bir formalite.
Olağanüstü kurultay kararının ilan edilmesinden sonra pek çok kişinin aklına gelen ilk soru Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olup olmayacağıydı. Bahse tutuşanlar olsa da, Genel Başkan Özgür Özel’in tek aday olacağı kanımca en baştan malumdu. Çünkü hem bir önceki kurultay hakkında yürütülen soruşturmalar, hem de İmamoğlu’nun tutukluluğu, ortaya “gerçek” bir rakibin çıkmasının önündeki en temel engellerdi. Böyle bir atmosferde gerçek bir rekabeti kaldıracak hal olmadığından da değil. Bilakis Özgür Özel’in böyle bir rekabeti tercih edeceğini düşünürüm.
Özel’in karşısına aday çıkmayacağı daha basit bir şeyden belliydi. Yakışıksız kaçacağından. Her kim çıkarsa çıksın en başta bileylenmiş parti tabanında “bir bölen” ya da “fırsatçı” olarak damgalanacaktı. Nitekim Kılıçdaroğlu “adayım” demeden söylenenler ortada. Kemal Kılıçdaroğlu bu kez kendini kalkan olarak kullananlara teslim olmadığı için aday olmadı. Ekrem İmamoğlu dışarıda, o kurultay salonunda olabilseydi sanırım zevkle aday olurdu.
Delegeye selam adaylıkları
Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın ve bir dönem milletvekilliği yapmış Berhan Şimşek’in aday adaylığı ilanları bu nedenle heyecan yaratmaktan uzaktı. Gerekli imzayı bulabilecekleri merak bile edilmedi. Ama şu oldu, her iki isim de partililere kendilerini hatırlattılar.
Özel tek aday olarak girdiği, 1323 kayıtlı delegeden 1276’sının oy kullandığı seçimde 1171 oy aldı. Özel, 5 Kasım 2023’te genel başkan seçildiği kurultayda ikinci turda 812 oy almıştı. Aldığı oy bir önceki kurultaya nazaran görev onayının arttığını göstermesinin yanı sıra delegenin önüne bakmak istemesinin de bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Geçersiz olan 105 oy bir mesaj vermekten uzak bir toplam.
Parti içi muhalefet genel başkanlık için rekabeti bir sonraki karşılaşmaya ötelerken, enerjisini ve heyecanını Parti Meclisi (PM) seçimine yönlendirdi. Aksi Özel-İmamoğlu güç birliğine teslimiyet anlamına gelirdi. CHP’de parti içi uzlaşının en yüksek düzeyde olduğunda bile bu pek mümkün değil. Yarışmacıdır CHP’liler.
Parti içi muhalefeti kimileri tek bir blok olarak değerlendirse de, aynı fikirde değilim. Parti içi muhalefet demek sadece Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın isimler demek değil. Kimi zaman itirazları aynı noktalarda buluşan, aralarında Kılıçdaroğlu’na yakın isimlerin de olduğu muhalifler var. PM seçimine geçilmeden, listeler henüz tam ortaya çıkmamışken bunların iş birliği yaptığına dair işaretler göze çarpıyordu. Muhalifler arası güç birliğinin işe yarayıp yaramadığını seçim sonucu gösterecek. Yazının yazıldığı saatlerde henüz sonuç ortaya çıkmamıştı.