Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır, bakanlığının faaliyetleriyle ilgili toplantıda medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi.
ABD’nin Florida eyaletinden Ax-3 mürettebatıyla 17 Ocak’ı 18 Ocak’a bağlayan gece 01.11’de Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) hareket edecek olan Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’nın gerçekleştireceği misyon ile ilgili bilgi veren Bakan Kacır, “Türk gençlerine ilham kaynağı olacak bir iş” ifadesini kullandı.
Bakan Kacır, “Nedeni, devamının gelecek olması. Ümit ederiz ki bu projenin devamını da milletçe hep beraber getirelim. Sadece uluslararası uzay istasyonuna astronot göndermekle kalmayalım. Teknolojik olarak bu projeleri kendi imkanlarımızla geliştirebilecek noktalara da gelelim” dedi.
Muhalefetin uzay projeleriyle “Ne oldu? Ay’a gidecektiniz, gidemediniz” diyerek meseleyi alay konusu haline getirmeye çalıştığını vurgulayan Kacır, şöyle konuştu:
“Siyasette yarışabiliriz. Rekabet edebiliriz. Ama bu projeler Türkiye’nin milli projeleri. Biz bu projelerde çalışan
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in bir ayağı 7 Ekim’den bu yana sürekli bölgede desek yalan olmaz. 4. kez geldi. Mevkidaşı Hakan Fidan’dan bir kez daha Türkiye’nin F-16 alım sürecinin sonuçlanmasını beklediğini, İsveç’in NATO üyelik süreci konusunda nihai kararın da TBMM’ye ait olduğunu işittiğini biliyoruz. TBMM 16 Ocak’ta tekrar mesaisine başlıyor. Dışişleri Komisyonu’nun kabul ettiği tezkere artık gündem maddeleri içinde bir yerde. O yerde sırasının gelmesini de bekleyebilir, “gerek görülürse” gündemin üst sıralarına da taşınabilir. Bu noktaya sonra döneceğim.
Bilmediğimiz ise şu, Kongre Noel dolayısıyla girdiği tatilden çıktığında acaba ABD Hükümeti Senato ve Temsilciler Meclisi Dışilişkiler Komitelerine Türkiye’ye uçak satışına ilişkin bildirimi yapacak mı ve onlar da 15 gün sessiz kalabilecekler mi? Kabaca anlatırsak, bildirim gittikten sonra 15 gün boyunca, “Türkiye’ye F 16 satılmasın” diye herhangi bir Kongre üyesi karşı hamle yapmazsa ya da ses
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail’in Lübnan’da Salih Auri’ye suikast düzenlemesiyle ilgili “İsraillilerin Lübnan’la savaşa girmemek için kendilerini zor tuttuğunu düşünüyorum. Öyle bir şey olursa bu savaş tabii ki bitmez. İsrail, Lübnan’a mesaj veriyor” dedi
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan basın kuruluşlarının Ankara Temsilcileri ile yeni yıl değerlendirme toplantısında buluştu. Fidan özetle şunları söyledi:
SİLAHLANMA VE GÜÇ YARIŞINA GİRİLEBİLİR: (Gazze’deki durum) Uluslararası toplumun bu süreci engelleme yolunda herhangi bir çaba göstermemesi, sistem için ciddi bir kırılma anı olmuştur. İttifakların o kadar işe yaramadığını, yarın bir gün aynısı kendilerinin başına gelirse hiç kimsenin bir şey yapmayacağını düşünenler olacaktır. Bölgedeki güç dengeleri değişmeye başladıkça, politik tavırların da değişeceğine inanıyorum. Şu anda alınan tavırlar, dostluktan ya da düşmanlıktan alınmıyor, çaresizlikten alınıyor. ABD’nin İsrail adına savaşmakta olduğu bir denklemde, bölge
Yazının başlığındaki soru AK Parti’nin üst düzey ismine sorduğum ikinci soruydu. Onun öncesindeki ise muhalefetin de iddiaları arasında yer alan “aday bulunamadığı için” Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyükşehirlerde aday ilan edilemediğiydi. Bence sorun adaysızlık değil, nasıl bir strateji doğrultusunda hareket edileceğine karar verme noktasında. Aday kurulacak stratejinin sonucunda ortaya çıkacaktır. Nitekim aldığım cevap da; “Seçenek çok ama en doğrusunu seçmek gerekiyor” oldu.
Peki geçirilen süre AK Parti’nin ve dolayısıyla Cumhur İttifakı’nın aleyhine işlemiyor mu? CHP en azından Ankara ve İstanbul’da çalışmaya başladı. “Hayır” dedi kaynağım ve “Ocak ayının ortasına kadar zamanımız var” diye ekledi. Ankara, İstanbul ve İzmir adayları belirlenmeden diğerlerinin açıklanmasının doğru bulunmadığı, yoksa diğer illerin büyük oranda belli olduğu kaydedildi. Yetkilinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tek tek bir araya geldiği teşkilatlara ilişkin tespiti ise dikkat çekici:
“Teşkilatlar bu süreçte
CHP kulislerinden aktardığı bilgileri, tüm siyasi partilerin yakından izlediğini bildiğimiz Meclis muhabirimiz Mehtap Gökdemir’in “CHP’de İmamoğlu İsyanı” haberi geçen haftanın çok konuşulan ve rakiplerimiz tarafından atıf yapılmaksızın kopyala yapıştırla çoğaltılan haberlerimizden biriydi. Biz yazdıklarımıza ‘takla attırıp’ gazetelerinde, internet sitelerinde ve televizyon yorumlarında ‘çökenlere’ alışkınız, şükür.
Gökdemir’in haberi aslında bir süredir CHP’de izlediğimiz değişimciler-Kılıçdaroğlucular ayrımının gittikçe daha çok vücut bulduğunu gösteriyor. Şu da dikkate alınmalı ki, değişimciler aslında hepsi değişim diyen, içini farklı şekilde dolduranların çatısı altında toplandığı bir koalisyondu. O koalisyon, kısmen yekpare görünümünü her geçen gün biraz daha kaybediyor gibi. Bunun en temel nedeni de, aşikar olduğu üzere, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun siyaset yapma biçimi. İmamoğlu’nun kimilerine göre ‘agresif’ kimilerine göre
Yazının başlığını ‘CHP’nin İstanbul matematiği’ yerine ‘İmamoğlu’nun İstanbul matematiği’ belirlememin nedeni basit. Çünkü İstanbul için tüm planı yapan ve işletecek olanın Ekrem İmamoğlu olduğu ortada. İmamoğlu’na çok yakın bir ismin sarf ettiği “geçen sefer istediklerini tam olarak hayata geçirememişti, bu sefer öyle olmayacak” sözü de görünen köyün kılavuzu. Geçen sefer, kucağında bulduğu adaylık, İstanbul İl Örgütü ile sorunlu birliktelik yanında, Genel Merkez ya da Genel Başkan kliği de söz konusuydu. 2019 başarısını Kılıçdaroğlu’nun ‘birleştiriciliğine’ ve eski il başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun örgütçülüğüne bağlayanlar olduğunu da hatırlayalım. Oysa bu sefer il yönetiminden, ilçe belediye başkan adaylarına kadar kendisiyle eylemde ve söylemde aynı senkronizasyona sahip isimlerle yol yürüme niyetinde ve tüm taşları kendisi döşüyor. Elbette, sorumluluk da onun.
Hedef yüzde 20
Adını vermeyeceğim ancak
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, 2023 yılı değerlendirme toplantısında basın yayın kuruluşlarının Ankara Temsilcileri ile biraraya geldi. Yerli milli hava savunma sistemleri, terörle mücadele, sınır ötesi operasyonlar ve bedelli askerlik gibi konularda önemli açıklamalarda bulunan Bakan Güler özetle şunları söyledi:
PARAMOTORA KARŞI ÖNLEM: Terör örgütü mensupları, paramotor kullanarak geçiş faaliyetlerine ağırlık verme gayretindeydiler. Gerekli emniyet tedbirlerini aldık.
CAYDIRICILIĞIN GÖSTERGESİ: Türkiye’nin Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi Projesi SİPER Ürün-1’in Seri Üretimi kapsamında anlaşmaları imzaladık. Günümüzde bir ülkenin hava savunma sistemlerindeki başarısı caydırıcılığının en önemli göstergesidir. TSK olarak birinci önceliğimiz caydırıcılığımızı en üst seviyeye çıkarmaktır. Hem alçak irtifa hem orta irtifa hem de yüksek irtifada sistemlerimizin hepsinin prototipleri tamamlandı. İnşallah önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde hava savunma
31 Mart 2024 yerel seçiminin havasına yavaş yavaş girilmeye başlandı. Aday adayları podyumdaki yerlerini alıyor, parti teşkilatları birbirini gözlüyor, bazı partiler diğerlerine basın üzerinden yoklama çekiyor. Böyle diyorum çünkü ortada partiler arasında başlamış bir gidiş geliş trafiği yok ama laf çok. Neden? Kamuoyu oluşturmak için. Bir tartışma başlasın da gerisi gelir gibi. Önemli olan ortam hazırlansın.
Misal Zafer Partisi’nin (ZP) İYİ Parti’ye, Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) AK Parti’ye yaptığı gibi...Önce YRP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Altınöz, AK Parti’nin İstanbul ve Ankara’yı kaybettiğini, AK Parti’nin YRP’yi desteklemesi gerektiğini söyledi. Altınöz, “Biz niye AK Parti’yi destekleyelim, kaybetmiş zaten” dedi. Sonra gazeteci Şaban Sevinç, partinin başka şartları olduğundan bahsetti. Sevinç’in iddiasına göre, bu kez YRP, AK Parti’nin adayının Tevfik Göksu olmasını, Sultanbeyli ya da Esenler’in YRP’ye bırakılmasını, Göksu’nun kazanması halinde de