Geçen hafta Meclis kulisinde, İstanbul milletvekili Ahmet Ersagun Yücel’in İYİ Parti’den istifasından sonra aynı partiden bir grup milletvekili ile sohbet ettik. O zaman henüz partinin İstanbul milletvekili Nimet Özdemir istifa etmemişti ama adı anılıyordu. Her iki isim de, partinin Afyon’daki istişare toplantısına katılmamıştı. O toplantıya katılmayan, bir iki isim daha var, zaman zaman onların da adı ‘gidecekler galiba’ diye geçiyor.
Sohbet sırasında söz doğal olarak istifalara geldi ve sonunda şu izlenimi edindim. Daha doğrusu, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun Afyon’daki basın toplantısındaki yaklaşımının, diğer milletvekillerinin çoğunda da olduğunu teyit etmiş oldum. Dervişoğlu, “Şimdi ‘niye gittiler’ diye tartıştığınız konuyu seçimden önce de ‘nereden çıktılar?’ diye tartışıyordunuz. Ben iki tartışmanın içine de girmedim. Bunlar siyasette olur. Yenileri de olabilir. Sorumluluğunun icaplarını yerine getirmeyen ya da sorumluluğunu taşımayan bir kısım insanın istifasını şahsen ben de talep edebilirim” demişti. Dervişoğlu Koray Aydın’ın istifasını ise ayırdığını söylemişti.
Yenilik tesadüfü
Teyidim şu oldu; İYİ Partililer Salim Ensarioğlu ve Koray Aydın’ın haricindeki istifaları ne yadırgıyorlar ne de kayıp olarak görüyorlar. Ensarioğlu ve Aydın ise geçmişleri nedeniyle ayrı yere konuluyor. Hatta Ensarioğlu’nun disipline verilmemiş olsa belki istifa bile etmeyeceği söyleniyor. Geride kalanları üzen şeyin daha çok kendilerinin verdiği emeklerin de bu istifalar nedeniyle heba olması, partinin sürekli istifalarla anılması Bir süre önce deneyimli bir milletvekili “Nasıl geldiklerini bildiğim için, gidişlerini de yadırgamıyorum” gibi bir söz söylemişti.
14 Mayıs 2023’ten bugüne partiden istifa eden milletvekillerinin sayısı 12’ye ulaştı. Bunlardan ikisi CHP’ye, biri de AK Parti’ye geçti. İkinci döneminde olan ve partiden ihraç edilen Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır’ın dışındakilerin ortak özelliği, ilk kez milletvekili olmaları. Aralarında İYİ Parti’nin kuruluşunda yer almış olanlar bulunsa da, nasıl demeli, siyaset ile hemhâllikleri bile aslında çok yeni. Bu durumda, istifalardaki bu “yenilik tesadüfü” nasıl yorumlanmalı?
Türlü çeşit iddia ve ima olsa da, doğruluklarını ancak zaman gösterir. İstifalar meselesi kanımca artık “İYİ Parti’nin tercihlerinin sonucu” olarak değerlendirilemenin ötesine geçti. Tüm siyasi partilerin milletvekilliğinden, belediye başkanlığına aday bulma sorunu olduğu, son iki seçimde iyice belirginleşti. İYİ Parti örneği üzerinden konuya, seçmen nezdinde ihtiyaç duyulan siyaset, siyasetçi ve siyasetin tarzı üzerinden yaklaşmakta fayda var. Siyasetten ve siyasetçiden umudunu kesen, organik siyasetten mahrum bırakılan seçmen, bunun faturasını da keser. Gün gelir bu sandığa gitmemek olur, gün gelir inşa edilen mühendisliğin zıddını üretmek. Bu sadece Türkiye’ye özgü bir durum da değil. Fransa, İran ve İngiltere seçimlerine bakınız. Bugünkü istifaların ve bundan sonra olacakların seçmen nezdindeki karşılığını asıl bir sonraki seçimde görürüz, emin olun.