Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakki.ocal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kemal Tahir’in iki roman kahramanı konuşurlar; biri bir başkası hakkında “Tam çarıklı erkânıharp olmuş desene…” der. Arkadaşı cevap verir, “Haline baktım da… Ayağında eski çarık bile yok; nasıl zabit olmuş şaşarsın!” 

Erkânıharp, ordu birliklerinin savaşa hazırlanması ve yönetilmesi için askeri akademilere eğitilen kurmay subaya verilen eski isim; “çarıklı erkânıharp” ise halk dilinde köylü kurnazlığına ve her konuya ilgiyi ve yetkili-yetkisiz görüş belirtmeyi ifade eden bir deyim. Şu İran’ın son bir haftadır başına gelene bakınca, insanın “Bu işin daha başka yönetilmesi mümkündü” demesi için erkânıharp olması şart değil. Hele ABD’nin Israil’in peşine takılarak, nükleeri bir kenara bırakıp İran’da rejim değişikliği hedefini izlemeye başladığı haberleri, Tahran yönetiminin şu anda olmaması gereken yanlış bir yerde bulunduğunu gösteriyor. 

Haberin Devamı

Yanlışlık, bu yönetimin, 45 yıldır sürdürdüğü baskıcı-ayırımcı uygulamaları sonunda halkın büyük kesimini rejimden nefret eder hale getirdiğini fark etmemesi ile başlıyor. Koca ülkede, “Bizim İsrail ile roket savaşı yapacak halimiz yok; Ahmetdinecat’ın boşboğazlığı sonucu, G7’siyle, AB’siyle, ABD’siyle, onların kuklası Uluslararası Atom Ajansı ile hedefteyiz. Artık gizli-açık nükleer silah edinmemiz imkânsız. Önümüzdeki tek yol, yanımıza alabildiğimiz kadar müttefik alıp, Trump ile bir anlaşma yapmaktır,” diyecek, çarıklı ve çarıksız, bir erkânıharp olmaması, şaka gibi. 

ABD’nin, 1950’lerden beri, “büyük devlet” olmanın sonucu “dünyanın jandarması” gibi davrandığı biliniyor. O tarihten beri ABD, İsrail’in bankaları, silah şirketleri, bilişim teknolojisi kurumlarını içinde topladığı, milletvekili ve senatör adaylarına fon sağlayan, hükumetlere bakan, müsteşar ve danışman sokan (kısaca ABD’yi yöneten) lobisi sayesinde adeta varını-yoğunu, hatta tüm varlığını Siyonizm’in egemenliğine adadığı da gerçek. 

Bunu, ben veya herhangi bir ülkeden birileri değil, üniversite öğretim üyesi, araştırma kurumlarında yönetici, eski siyasetçi, “reel jeopolitik uzmanı” sıfatına layık, tüm Amerikalılar söylüyor. 

Haberin Devamı

Şimdi bu Amerika, “İsrail’i haritadan silmeye kararlı” damgası yemiş ülkenize, “Senin nükleer silah edinmene engel olacağım” diyorsa ve kapısında ABD’ye her türlü yalan ve desise ile Irak’ı ve Suriye’yi paramparça ettirmeyi başarmış bir katil Netanyahu zincirliyse, bu Netanyahu şimdi olmadık yalanlarla sizin üstünüze saldırmaya hazır ise… Ve bu arada ABD’nin bugün böyle-yarın öyle konuşan, aklından geçenlere kendi bakanlarının bile akıl erdiremediği başkanı, velev aba altından sopa gösterir gibi bu Netanyahu’yu kışkırtıyor olsun, velev Netanyahu ABD’yi sizinle görüşmesini önlemek için hareket ediyor olsun, sizin yapacağınız ilk ve tek şey, sizi masaya çağıran bu başkanın çağrısına uymak değil midir? 

Trump İranlı mollalara “Obama ile yaptığınız nükleer enerji yatırımlarınızın denetlenmesini öngören anlaşma gibi ama ondan daha sağlam bir anlaşma istiyorum” dedi mi? İran bu anlaşma için beş kere masaya oturdu mu? Trump 6’ncı oturuma bir türlü gelmeyen İran’a 60 gün mühlet verdi mi? 

Haberin Devamı

İran bu mühlete 61’inci gün cevap verirse ve İsrail o gün İran’a (yıllardan beri yaptığı hazırlıkların sonu olan) saldırıya başlarsa, buna devlet adamlığı değil, çok affedersiniz, halt etmek denir. O İsrail ki, yıllarca süren hazırlık sonucu, İran’ın başkentinde silahlı insansız hava aracı fabrikası kurmuş, bütün gerçek erkânıharp kadrosunun, asli ve alternatif evlerinin listesini çıkartmış; İran’ın ciddi bir savaş halinde en çok ihtiyacı olan haberleşme altyapısının planlarını le geçirmiş; sen buna karşılık, bir İsrail saldırısını önlemenin tek yolu olan Trump ile görüşmelere koşarak gideceğine, 60 günlük mühlete 61’inci gün cevap veriyorsun. 

Buna başına geleceği çabuklaştırmak denir; İranlı mollalar arasında “Allah’ı kıyamete zorlamak diye de bir inanç vardır. Mollalar, İran halkının başına bir kıyamet getirdiler; ama ortada ülkeyi bu durumdan kurtaracak bir erkânıharp olmaması çok ama çok acı.