Cem Kılıç

Cem Kılıç

cem.kilic@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

113. Uluslararası Çalışma Konferansı öncesinde yayımlanan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) raporu, dünya ekonomisinin kırılgan zeminde ilerlediğini ve işgücü piyasalarının büyük bir dönüşümün eşiğinde olduğunu ortaya koyuyor. Bu yıl 113. kez düzenlenen ve 2-13 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek olan Uluslararası Çalışma Konferansı ILO’nun en yüksek karar alma organı. Konferans, her yıl Cenevre’de toplanıyor. Üye ülkelerin hükümet, işçi ve işveren temsilcilerini üçlü yapıyla bir araya getirerek çalışma hayatına ilişkin küresel normların belirlendiği Konferansta, küresel işgücü piyasalarındaki eğilimler de değerlendiriliyor ve sosyal adalet odaklı politikalar şekilleniyor. Uluslararası Çalışma Konferansı bu yönüyle sosyal politika ve çalışma hayatına ilişkin en önemli platformlardan biri niteliğinde.

Haberin Devamı

28 Mayıs’te yayınlanan Dünya İstihdam ve Sosyal Görünüm: Mayıs 2025 Güncellemesi raporu, adeta küresel alarm zili niteliğinde. Rapora göre küresel büyüme yavaşlıyor, istihdam artışı duraksıyor, yapay zekâ meslekleri dönüştürüyor. 
Raporun altını çizdiği en kritik gelişmelerden biri, küresel gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) büyüme tahmininin yüzde 3.2’den yüzde 2.8’e çekilmiş olması. Bu düşüş; ticaret savaşları, jeopolitik gerilimler, iklim krizi, teknolojik dönüşüm ve borç baskısı gibi çoklu risklerin bir araya gelmesiyle açıklanıyor. Bu da doğrudan işgücü piyasasına yansıyor: 2025’te dünya çapında 60 milyon kişi yerine sadece 53 milyon kişinin istihdama katılması bekleniyor.

84 milyonun işi ABD’ye bağlı

Raporda öne çıkan bir diğer dramatik tespit ise şu şekilde: 71 ülkede 84 milyon kişinin işi, doğrudan ya da dolaylı biçimde ABD tüketici talebine bağlı. Ancak Washington’un artan tarifeleri ve belirsiz ticaret politikaları, bu milyonlarca işçiyi risk altına sokuyor. ILO’ya göre bu tür dışsal şoklar, yalnızca ticareti değil, iş kalitesini de tehdit ediyor.

2014-2024 arasında küresel verimlilik yüzde 17.9 artarken, emek gelirinin toplam gelir içindeki payı yüzde 53’ten yüzde 52.4’e düşmüş. Başka bir deyişle, ekonomik büyüme devam ediyor ancak bu büyümeden emekçiler daha az pay alıyor. Eğer 2014’teki gelir dağılımı korunmuş olsaydı, her bir işçi yılda ortalama 290 dolar daha fazla kazanacaktı.

Haberin Devamı

Artık eğitim yetmiyor

İstihdam yapısındaki değişim de raporun dikkat çeken başlıklarından. Yüksek gelirli ülkelerde yüksek beceri gerektiren mesleklere kayma gözlemlenirken, düşük gelirli ülkeler hâlâ tarım ve düşük nitelikli işlerde yoğunlaşıyor. Eğitim seviyesindeki artış, işgücü niteliğini artırsa da yaptıkları işe göre daha fazla -hatta aşırı- eğitimli durumda olan bireylerin oranı da hızla artıyor. Bu, işgücü piyasasında yeni bir uyumsuz eşleşme dalgasını beraberinde getiriyor.

Yapay zekânın işgücü üzerindeki etkileri artık spekülasyon değil. Rapor, çalışanların dörtte birinin görevlerinin otomasyon riski altında olduğunu bildiriyor. Özellikle yüksek beceri isteyen işler -örneğin yazılım geliştiricileri ve muhasebeciler- yapay zekâ tarafından dönüştürülmeye çok yakın. Ancak bu, işlerin yok olacağı anlamına değil; rollerin yeniden şekilleneceği bir çağın başladığına işaret ediyor.

Haberin Devamı

Kayıt dışı istihdam direniyor

ILO verilerine göre, küresel düzeyde 2 milyarı aşkın kişi kayıt dışı istihdamda çalışıyor. Kayıt dışılık, sosyal korumaya erişimin olmaması, düşük ücretler ve güvencesizlik demek. Dolayısıyla ILO verileri, çalışanların yüzde 58’inin sosyal güvence olmaksızın istihdamda yer aldığı anlamına geliyor. Afrika’da bu oran yüzde 85’i geçiyor. ILO, bu tablonun sürdürülemez olduğuna dikkat çekiyor. ILO raporu, ekonomik büyümenin tek başına anlamlı olmadığını, bu büyümenin nitelikli istihdam, kapsayıcılık ve gelir adaletiyle desteklenmesi gerektiğini vurguluyor. Raporun önerileri ise şu şekilde:

■ Sosyal diyalog güçlendirilmeli.
■ Eğitim sistemleri işgücü piyasasının ihtiyaçlarıyla uyumlu hale getirilmeli.
■ Aktif istihdam politikaları, özellikle gençler ve kadınlar için yaygınlaştırılmalı.

Önümüzdeki hafta başlayacak olan 113. Uluslararası Çalışma Konferansı, bu çarpıcı verilerin ışığında gerçekleşecek. Artan eşitsizlikler, kırılgan istihdam yapısı ve teknolojinin yarattığı belirsizlikler, karar vericileri daha adil ve kapsayıcı bir istihdam stratejisi oluşturmaya çağırıyor.