Pandemi tüm dünyada ekonomiyi derinden etkiledi. Bütün olumsuzluklara karşın devletimiz elindeki imkanlarla çalışma yaşamını ayakta tutabilmek için var gücüyle uğraşıyor. Bu yazı dizisinde, Türkiye’de ilk koronavirüs vakasının görüldüğü geçen yılın mart ayından bu yana, salgının çalışma hayatına yönelik etkilerini değerlendireceğim. Bundan sonra ne olacak? Bu yeni uygulamalar devam edecek mi? Edecekse muhtemel etkileri neler olacak. Dört günlük yazı dizimizde bu soruların cevabını da arayacağız
Koronavirüs salgınında bir yıl geride kaldı. Virüs bütün dünyada etkisini sürdürmeye devam ediyor. Virüsün etkileri çalışma hayatına da damga vurdu. 2020 yılı bütün dünyada çalışma biçimlerinin değiştiği, çalışma ortamlarının farklılaştığı, ücret geliri elde edemeyenlerin sosyal korumasına ilişkin mekanizmaların hayata geçirildiği bir yıl oldu.
Bu dönemde birçok kanuni düzenleme ve uygulama birbirini takip etti. Kanun yapıcılar açısından zor bir dönem
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından koronavirüs salgınının başından bu yana düzenli olarak yayınlanan ‘ILO Gözlem: Kovid-19 ve Çalışma Yaşamı’ raporuna göre, insan odaklı toparlanma politikalarıyla desteklenen erken iyileştirmeler olmazsa, 2021 yılında toparlanma yavaş, dengesiz ve belirsiz olacakUluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından koronavirüs salgınının başından bu yana düzenli olarak yayınlanan ‘ILO Gözlem: Kovid-19 ve Çalışma Yaşamı’ başlıklı küresel işgücü piyasasını izleme raporunun yedinci baskısına göre, 2020’de salgın nedeniyle 255 milyon tam zamanlı iş eşdeğeri (küresel çalışma süresinin yüzde 8.8’i) kaybedilmiş durumda. Bu bakımdan, işgücü piyasasının bugüne kadar benzeri görülmemiş düzeyde kayba uğradığını söylemek yanlış olmayacaktır. Peki, küresel işgücü piyasası ne zaman toparlanacak? ILO’ya göre, insan odaklı toparlanma politikalarıyla desteklenen erken iyileştirmeler olmazsa, 2021 yılında toparlanma yavaş, dengesiz ve
İşveren, iş yoğunluğu çok artınca, doğum izni kullanan ya da askere giden çalışanın yerine geçici iş ilişkisi kurulabiliyor. Gelin, pandemide yaygınlaşan bu ‘meslek edinilmiş geçici iş ilişkisi’ni inceleyelim.
Günümüzde, özellikle pandemi süreciyle birlikte ‘meslek edinilmiş geçici iş ilişkisi’ kurulması yaygınlaştı. Bu, ücretli olarak işçi vermeyi meslek edinmiş bir işverenin, yani yetkili özel istihdam bürosunun, sadece başkasına ödünç verilmek üzere işe aldığı işçiyi, geçici işçi sağlama sözleşmesi kapsamında diğer bir işverenin işyerinde görevlendirmesiyle kurulan ilişkidir.
Meslek edinilmiş geçici ilişkisi İş Kanunu’nun 7. maddesinde düzenlenmiştir. Kurulan ilişki işverenlere iş yoğunluğunun arttığı dönemlerde ortaya çıkan geçici işgücü ihtiyacını karşılama imkânı sunar, işçilerin istihdamı için gerekli bürokratik işlem yükünü kaldırdığı için süreci hızlandırır ve maliyetleri azaltır. Bu şekilde çalışan işçiye
1 Şubat itibarıyla SGK prim borçlarının yapılandırması için başvuru sona erdi. Yapılandırma sonrası borç ödenirse borçsuz, ödenmezse borç bulunsa bile sağlık hizmetinden yararlanılır
Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) olan prim borçları için yapılandırma başvuruları 1 Şubat’ta sona erdi.
Genel sağlık sigortası prim borcu olan kişilerin borçları SGK tarafından otomatik yapılandırıldı. Yapılandırılmış borçların ödenmesi sonrası sağlık hizmetinden borçsuz yararlanmak mümkün.
Kim GSS’ye dahil?
Ancak geçen ay Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanı kararı sonrası yıl sonuna kadar genel sağlık sigortası prim borcu bulunsa bile sağlık hizmetlerinden yararlanılabilecek. Yapılandırma sonrası borçlar ödenirse borçsuz olarak, ödenmezse borç bulunsa bile sağlık hizmetlerinden yararlanma söz konusu olacak.
Genel sağlık sigortası (GSS) prim borcu bulunanların borçları SGK tarafından otomatik olarak yapılandırıldı. Bu kişiler E - Devlet üzerinden borçlarının ödeme günlerini
Dünya inovasyon liginde Türkiye 131 ülke arasında 51’inci. Bu sıralamayı değiştirebilecek girişimcilik platformu Plug and Play Türkiye’ye geldi. Toplam 9 milyar dolarlık yatırım portföyüne sahip platformun, girişimci, sanayici ve yatırımcıyı bir araya getirmesi hedefleniyor.
Çağımızın temel kavramlarından biri de inovasyon, başka bir deyişle “yenilik”... İnovasyon, yeni yaratıcı fikirlerin ya da buluşların ekonomik alanlara uygun hale getirilerek uygulanması anlamına geliyor.
Örneğin, bu yazıyı bir akıllı telefondan okuyorsanız bu bir inovasyon sürecinin sonucudur. İnovasyon, bir ülkede sürdürülebilir büyümenin sağlanması, istihdam olanaklarının ve toplumsal refahın artması ile doğrudan ilişkili. Öyle ki, yeterli düzeyde inovasyon faaliyetlerinin yürütüldüğü bir ekonomide yeni şirketler kurulacak, var olan firmalar da rekabet güçlerini artıracaklardır. Bu yüzden inovasyon için gerekli şartların yaratılması son derece önemli.
Katma değer yaratır
İnovasyonun özünde katma değer yaratmak var. İnovatif ürün
İşverenler bazen yıllık izne hak kazanmamış işçiye avans yıllık izin kullandırtabilir. Ancak yıllık izin, bir iş sağlığı ve güvenliği önlemidir. Bu nedenle yıllık izin kullanım kültürünün yerleştirilmesi, bunun parasal alacağa dönüşmesinin ancak istisnai bir durum olduğunun vurgulanması gerekir
Yıllık ücretli izin hakkı, İş Kanunu’nda işçinin bir yıllık çalışma süresini doldurmasına bağlanmıştır. İşçinin çalıştığı sürelere göre kullanacağı izin hakkı ise asgari olarak belirlenmiş, işçilere bu sürelerin üzerinde de izin hakkı tanınmasına imkan verilmiştir. Ayrıca bazen işverenler bir yılını doldurmayan çalışanlarına da avans izin kullandırabilmektedir. İşçi işveren ilişkilerinde avans izin kullandıktan ve fakat yıllık izne hak kazanmadan işçinin işten ayrılması veya arada bir anlaşma olmadan işçinin yasal hakkından daha fazla izin kullanması halinde sorun çıkabilmektedir. Bugünkü yazımda işçilerin yasal haklarının üzerinde izin kullanımlarında işverenin bu sürelere ait ücreti geri talep edip
65 yaş aylığındaki gelir sınırı asgari ücrete endeksli. Asgari ücretteki önemli artış sonrası daha önce 65 yaş aylığı alamayan kişilerin yeni yıl ile birlikte aylık alabilmesi mümkün olabilir.
65 yaş aylığı ile ilgili son iki yıldır çok önemli değişiklikler hayata geçirildi. Bunlardan ilki 65 yaş aylığı alınabilmesi için dikkate alınan gelir sınırında 65 yaş üstü kişinin yaşadığı hanedeki toplam gelire değil, yalnızca eşi ile birlikte toplam gelire bakılmasıydı. Diğeri ise 65 yaş aylığının miktarındaki artıştı.
Diğer yandan 65 yaş aylığındaki gelir sınırı da asgari ücrete endeksli. Asgari ücretteki önemli artış sonrası daha önce 65 yaş aylığı alamayan kişilerin yeni yıl ile birlikte aylık alabilmesi mümkün olabilir.
Hesap değişti
19 Ağustos 2018 tarihli ve 30514 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmelikle 65 yaş aylığının bağlanması açısından artık aynı hanede yaşayan tüm fertlerin gelirleri dikkate alınmıyor.
Düzenlemeye göre, 65 yaşını doldurmuş muhtaç, güçsüz ve kimsesiz kişilerin 65 yaş aylığına
Dünya bu yıl çocuk işçiliğini bitirmeye kararlı. Bu yönde irade ortaya koyan ILO, Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Yılı’nı yarın sanal bir etkinlikle başlatacak.
Bugün gelişmiş dünyanın en önemli sorunlarından biri çocuk işçiliği. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, çocuk işçiliği son 10 yılda yüzde 38 düzeyinde azaldı. Ancak yine de çocuk işçiliğinden etkilenen 152 milyon çocuk işçi var. Dahası, Covid-19 küresel salgını, bu durumu daha da kötüleştirdi. Ancak bu gidiş tersine döndürmek için hala umut var.
Çocuk işçiliği nedir?
Çocuk işçiliği, çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişimleri açısından zararlı işler olarak tanımlanabilir.
Mücadele yılı
Çocuk işçiliği esas olarak çocuklar için zihinsel, fiziksel, toplumsal ya da ahlaki açılardan tehlikeli ve zararlı işler, okula düzenli devam etmelerini ve