Tam iki yıl önce tasarım dünyası çok önemli bir ismi, Sir Terence Conran’ı kaybetti.
Terence Conran, Habitat, Conran Shop, Mothercare gibi markaların ve Bibendum, Quaglino’s, Boundary gibi restoranların da yaratıcısıydı.
Londra Tasarım Müzesi’nin kurucusuydu aynı zamanda.
5-6 yıl önce Londra’da bir tasarım ödülleri davetinde tanıştım büyük oğlu Sebastian Conran ile.
Yaşam boyu başarı ödülü almak için sahneye çıktığında “Bu ödülü doğru Conran’a verdiğinize emin misiniz?” diyerek herkesi güldürmüştü.
Çünkü sadece İngiltere’de değil, dünyada tasarım denince akla ilk gelen isim babası Terence Conran’dı.
Kardeşi Jasper Conran da Sophie Conran da birer tasarımcıydı.
Sebastian Conran’ı ailenin diğer fertlerinden ayıran en büyük farkı, tüm aile fertleriyle iyi ilişkilerinin olması ve tabii belki de bunu sağlamasına neden olan, kendi ismini taşıyan stüdyosu Sebastian Conran Design’dı.
LVMH Grubu’nun başkanı ve CEO’su Bernard Arnault, Elon Musk’ı geride bırakarak, dünyanın en zengini oldu. Peki, ama Bernard Arnault hakkında ne biliyoruz?
Bu hafta 184.3 milyar dolarlık kişisel servetiyle Elon Musk’ı geride bırakarak dünyanın en zengini unvanını kazandı. En azından şimdilik! Hisse fiyatlarıyla birlikte listedeki sıralama anlık değişiyor. Ama bu satırlar yazılırken Bernard Arnault listenin zirvesinde.
Bernard Arnault ismi elbette Elon Musk kadar popüler değil, zaten çoğu zaman ön plana çıkmamasıyla biliniyor. Bernard Arnault’nun adını bilmeseniz de sahip olduğu lüks markaları bilmeyen yok! Tesla’nın (TSLA) hisse fiyatı bu yıl yüzde 54 düşerken, LVMH hissesi, ABD ve Avrupa’daki güçlü satışların desteğiyle sabit kaldı. LVMH’nin piyasa değeri 362.4 milyar euro (386 milyar dolar). Artan enflasyona rağmen lüks piyasası etkilenmedi. Zaten asıl ilginç olan da pandemiden sonra lüks sektörünün yine yeniden yükselişe geçmesi. Hatta bu hafta İngiliz gazetelerinde bir haber vardı: “Artık 20’li-30’lu
Ülkesi tarafından defalarca cezalandırıldı, hücrelere kapatıldı, hiç anlam verilemeyen bir vergi cezasına çaptırıldı, vergi cezasını ödeyebilmek için bağış toplamak durumunda kaldı, pasaportuna el konuldu, yıllarca ailesini göremedi, Twitter’da düşündüklerini yazdı, ülkesinde Twitter tamamen yasaklandı.
Hayır, bir iş insanından ya da siyasetçiden bahsetmiyoruz.
2017’de Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki sergisiyle daha yakından tanıma fırsatı bulduğumuz Çinli aktivist sanatçı Ai Weiwei’in başına gelenlerden sadece birkaçı bu.
Hatırlayacaksınız, sergide Weiwei’nin meşhur ay çekirdekleri, Twitter kuşlu duvar kâğıdı, porselen çiçekleri gibi daha önce gördüğümüz eserleri de vardı, legolardan yaptığı portreleri ve sadece bu sergiye özel üretilen porselen işleri de...
Daha önce çeşitli ülkelerde çeşitli şehirlerde görmüş olduğumuz eserleri İstanbul’da bir kez daha görmek de sevindiriciydi.
Bu eserlerin İstanbul’a gelmesinin ne kadar meşakkatli bir iş olduğunu
Yeme-içme mekânları çağdaş sanatı sahiplenerek, sanatçılara yeni sergileme alanları yaratarak kendi yıldızlarını parlatıyor.
Buna alışığız.
Bkz. Son örneklerden biri, İngiltere’nin önde gelen restoran gruplarından olan Caprice Holding’in sahibi Richard Caring, Mayfair’de Bacchanalia adlı bir restoran açtı.
Restoranın en büyük özelliği içindeki dev Damien Hirst heykelleri.
Bu, Richard Caring’in Damien Hirst’le yaptığı ilk iş birliği de değil.
Daha önce Sexy Fish ve Brasserie of Light adlı restoranları için de Damien Hirst heykeller yapmıştı.
Sussex Dükü Harry ve Düşesi Meghan’ın Kraliyet Ailesi’nden ayrılıp bağımsızlıklarını ilan etmeleriyle başlayan süreç şimdi bir reality şov olarak karşımızda. Peki ama izlemeye değer mi?
En büyük şımarıklık mı, yoksa günümüzde herkesin istediği gibi minimum çalışarak zengin olmanın kısa yolu mu? İşte bütün mesele 8 Ocak 2020’de başladı. Sussex Dükü Harry ve Düşesi Meghan, Kraliyet Ailesi’nden ayrılıp finansal bağımsızlıkları için çalışacakları ve zamanlarını İngiltere ve Kuzey Amerika arasında geçirecekleri duyurusunu Instagram’da paylaştı.
Bu kararı çok cesur ve romantik bulanlar kadar şımarık ve saygısız bulanlar da oldu. İlk tepki, Kraliçe’nin Harry ve Meghan’ın davranışlarından rahatsız olduğu, özellikle Afrika gezilerinde çektikleri belgeselde medyadan şikayetlerini ve hatta aile içi tartışmalarını dile getirdikleri için onları affetmediğiydi. Malum, Harry ve Meghan Afrika’nın sorunlarına dikkat çekecekleri yerde konu Meghan’ın yeni annelik sorunlarına ve Harry’nin
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) 50’nci yılını bu yıl farklı etkinliklerle kutluyor.
‘Büyük buluşma’ başlıklı son kutlama önceki akşam Kuruçeşme Divan’da İKSV’nin yıllar içindeki tüm paydaşlarının katıldığı bir davetle gerçekleşti.
Çok istememe rağmen İKSV’nin bu özel gecesine katılamadım ama detayları dinleme şansım oldu.
Tabii dinlerken de ister istemez İKSV’yle ilgili ilk anılarıma döndüm.
İKSV’yle tanışmam iyi bir kültür-sanat takipçisi olan annem sayesinde oldu.
Daha ilkokuldayken Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda nice konsere gitme şansım oldu, İstanbul Müzik Festivali’nde her yıl birçok konser izledim.
Konserleri izlerken de en çok iki kişiye imrendim; biri festival nedeniyle yazın İstanbul’a gelen yabancı sanatçılara rehberlik yapan ablamdı.
* Art Basel, Miami Beach Kongre Merkezi’nde 29 ve 30 Kasım’da ön gösterim günleri olmak üzere 1-3 Aralık tarihleri arasında gerçekleşti.
* Miami Beach’te 20. yılını kutlayan Art Basel, yüksek satış oranları, uluslararası koleksiyonerler ve kurumların güçlü katılımı ile 3 Aralık Cumartesi günü sona erdi.
* Basel’in VIP günleri ve halka açık günleri boyunca 88 ülkeden 76 bin ziyaretçi fuarı gezdi.
*Art Basel, misyonu Miami Beach şehrinin yedi devlet okuluna aktif sanatçılar getirmek olan STEAM + programına bu yıl bir bağış kampanyası başlattı.
*Fuara 38 ülke ve bölgeden 282 önde gelen galeri katıldı.
25 galeri ise fuara ilk kez katılmalarıyla dikkat çekti.
* 18. Design Miami, Art Basel Miami Beach ile eş zamanlı olarak gerçekleşti.
*Art Basel’in son yıllarda en çok tartışma yaratan eserlerinden biri duvara bantlanmış bir muzdu. Bu yıl ise fuarın en tartışmalı eseri bir ATM makinesi oldu.
Sanatçı Elif Uras’tan mimar Ahmet Alataş’a, şef Aret Sahakyan’dan master sommelier İsa Bal’a kendi alanlarında önde gelen isimler, Maça Kızı’nın yaratıcısı Sahir Erozan sayesinde Miami’de bir araya geldi ve 4 günlük bir pop-up mekân yarattı.
Miami’de Ocean Drive’dayız, Gianni Versace’nin artık bir otel haline gelen evinden birkaç blok ötede. Kumsalda dev bir çadırın içindeyiz, tüm çadır çini desenleriyle kaplı. Masa örtüleri bile çini desenli. Desenler New York’ta yaşayan değerli sanatçı Elif Uras’a ait, pop-up mekân ise Türkiye’nin en değerli mimarlarından Ahmet Alataş’ın imzasını taşıyor.
Aslında projenin ilk hali daha farklıydı, ama izinler ve teknik sorunlar derken son anda harika bir çözüm bulunmuş. Ve Elif Uras’ın çini desenleriyle Med Miami by Maça Kızı kısa sürede ortaya çıkmış.
Herkes Elif Uras’ı tebrik ediyor, Elif her zamanki gibi mütevazı, “Sahir’in vizyonu” diye başlıyor anlatmaya. Aslında hep eserlerinin