Barbie’nin evini bile artık Airbnb’den kiralamak mümkün, peki ama Gwyneth Paltrow’un bahçesindek i misafir evini kiralamak neden mümkün olmasın?
2005 yılında haber platformu Huffington Post’u kuran Arianna Huffington, tam 6 yıl sonra AOL’e 315 milyon dolara sattı. Time’ın “Dünyada En Etkili 100 Kişi” listesine 12’nci sıradan girdi. Tüm başarısına rağmen en çok gurur duyduğu şey sorulduğunda, “Hayatımı değiştirmek” diye yanıtladı. Bunda da iki önemli anın etkili olduğunu anlattı. Biri, çalışma odasında yorgunluktan düşüp bayılması. Diğeri de telefonda e-maillerine bakarak çocuklarıyla konuşurken, annesinden yediği fırça. “Annem aynı anda birden fazla şeyle ilgilenmenin zararlı olduğunu bilim adamlarından önce keşfetti” diye özetledi durumu.
Arianna Huffington, önceki kitabı “Thrive-Başarı İçinizdedir”de, “Eve gider gitmez akıllı telefonunuzu kapatın ve o anda ne yapıyorsanız sadece ona konsantre olun” demişti. 2016’da yayımlanan son kitabı “Uyku Devrimi”nde
Şahika Ercümen’le yıllar önce Arsuz’da Ayşegül Dinçkök’ün Derin Tutku su altı fotoğrafları sergisinde tanıştık.
Milli sporcu, dünya rekortmeni dalgıç, beslenme uzmanı, TV programcısı gibi birçok sıfatı vardı o zaman da.
Van Gölü’nde yaptığı denemede 61 metreye ulaşarak, 55 olan Dünya Göl Dalış Rekoru’nu ve 60 metre olan Dünya Deniz Dalış Rekoru’nu kırmayı başarmıştı.
Sonra “Şahika’nın Mavi Dünyası” adlı bir TV programı yaptı.
Engelli sporcu ve katılımcılara Türkiye’nin ilk ve tek engelli dalış öğretmeni Ufuk Koçak ile birlikte dalış kursu bile verdi.
“Su altı hiçbir engelin olmadığı, masmavi ve büyülü bir dünya. Ben de su sporlarına ilgim ve engel tanımayan arzumla, astım hastalığını yenip sağlığıma kavuştum. Bu etkinlik sayesinde engelli arkadaşlarımıza bu büyülü dünyaya girişin ilk deneyimini yaşattık” diye anlatmıştı o zaman Şahika.
Ne kadar mutlu ve heyecanlı olduğu her halinden belli oluyordu.
Sadece sanatçılığıyla değil, aynı zamanda örnek bir Cumhuriyet kadını olmasıyla da hepimize gerçek bir rol modeliydi Gülriz Sururi.
‘Gülriz gibi yaşlanmak’ başlığıyla paylaştığı bilgiler de, 90 yaşında elinde iPad’iyle aynadan kendi çektiği bikinili fotoğrafıyla da hepimize önemli dersler verdi.
Hem her yaşta çağa ayak uydurmak gerektiği konusunda hem de her yaşta bedenimize, sağlığımıza dikkat etmemiz, özen göstermemiz konusunda.
Her zaman zarif, bakımlı ve mükemmeliyetçiydi.
Sadece hayatı değil, vedası da kendisine yakışır şekilde oldu.
Birikimini Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden Ali Nesin Matematik Köyü’ne, İKSV ile birlikte oluşturduğu Gülriz Sururi-Engin Cezzar tiyatro ödülüne ayırdı.
Gülriz Sururi’nin değerli bağışlarıyla hayata geçirilen ödül, 2018’den bu yana her yıl üretimleriyle ve yenilikçi yaklaşımlarıyla tiyatronun gelişimine katkıda bulunan tiyatro topluluklarına veya kişilere veriliyor.
İKSV, çağdaş tiyatromuzun gelişiminde büyük katkıları bulunan iki usta ismin adına veri
Kevin Spacey, cinsel taciz suçlamalarıyla yargılandığı 6 yıllık dava sonucunda suçsuz bulundu. Şimdi, sosyal hayatını ve kariyerini bitiren bu 6 yıla mı üzülmeli, yoksa özgürlüğüne ve itibarına yeniden kavuştuğu için verilen karara mı sevinmeli?
Tam 6 yıl önce kariyerinin zirvesindeyken cinsel taciz suçlamalarıyla hayatı tepetaklak oldu. Önce popüler projedeki rolünü kaybetti, sonra proje final yapmak zorunda kaldı. Suçlamalar sonucu açılan dava ilgiyle takip edildi, ama bu süreçte kimse suçlamaların başrolündeki kişiye iş vermek istemedi. Kimse cinsel taciz ile yargılanan biriyle aynı projede yer almak da cinsel taciz ile yargılanan biriyle aynı fotoğraf karesine girmek de istemedi. Üstelik suçlamaların doğru olup olmadığı bile bilinmiyordu.
Peki, ama kimden bahsediyorum? Aklınıza birden fazla isim geldiğine eminim. Yerli ve yabancı. Mimarlıktan sinemaya birçok endüstride cinsel tacizle suçlanan yerli ve uluslararası birçok yıldız isim var. Hiçbirinin davası hakkında yorum yapacak ya da bir hükme varacak
Global moda endüstrisi hiç şüphesiz en çok rekabetin olduğu ve ayakta kalmanın en zor olduğu alanların başında geliyor.
Diğer sektörlerde olduğu gibi burada da en büyük sorun güncel olabilmek ve bunu koruyabilmek.
İşte o yüzden birçok modaevi var güçleriyle kreatif direktörleri ve tepe yöneticileriyle bu duruma uyum sağlamaya çalışıyor.
Son yıllarda bana göre en başarılı örneklerden biri Valentino.
Evet, sadece Valentino kırmızısı diye bir renk yaratmak ya da bir İtalyan markasıyken Jackie Kennedy’nin dikkatini çekerek global bir marka olma yolunda hızla ilerlemek de yeterli olmuyor.
Valentino’nun ilk 50 yılı müzelerde sergilere de konu oldu, Valentino yıllar içinde farklı yatırımcılardan da destek aldı.
Son 11 yılda ise bir İtalyan markasıyken Katarlılara satıldı, kurucusu Valentino Garavani 80 yaşında görevinden ayrıldı, markanın kreatif direktörleri Maria Grazia Chiuri ve Pierpaolo Piccioli iken Pierpaolo Piccioli’nin tek başına devam etmesine karar verildi.
Evet, Space X’i biliyorduk, ama Elon Musk’ın en çok dikkat çeken X’I Mayıs 2021’de doğan altıncı oğluydu.
Kanadalı sanatçı/şarkıcı/fütürist Grimes ile ilk bebeklerine ‘X Æ A-12’ adını verdiklerini o zaman Twitter’dan açıkladıklarında herkes şaşırdı.
Daha sonra Mart 2022’de ise Grimes ile ikinci bebekleri Y adını verdikleri bir de kızları oldu.
Önceki gün ise Elon Musk 44 milyar dolara satın aldığı yeni göz ağrısı Twitter’ın markasını ve logosunu artık X olarak değiştireceğini açıkladı.
X’in bir stil olsa, art deco olacağını da ekleyerek.
Aslında, bu Elon Musk’ın çok önceden planladığı bir şeydi.
Hatta Twitter’ı satın almadan önce bu kararı almış ve biyografisini yazan Walter Isaacson ile paylaşmıştı.
Steve Jobs’u peşinden koşturan yazar
Sadece stiliyle değil, duruşuyla da bir ikondu Jane Birkin. Filmleri ve şarkılarından çok, herkesin birbirine benzemeye çalıştığı bir dünyada herkesten farklı olmasıyla dikkatleri çekiyordu
"Biliyor musun, öldüğümde insanlar beni sadece ‘Je t’aime moi non plus’ ile hatırlamayacaklar, muhtemelen sadece çanta hakkında konuşacaklar.” Jane Birkin, Christian Amanpour’a verdiği son röportajda işte böyle özetledi dünyanın geldiği noktayı. İngiliz olmasına rağmen bir Fransız ikonu olmayı da başardı. Sadece şarkıcı ya da film yıldızı değildi. 1960’larda ve 1970’lerde diğer yıldızlar modaevlerinin süslü tasarımları içinde saç ve makyajları yapılı halde boy gösterirken o son derece sade tarzı, hippie duruşu, aktivistliği ve çarşı pazardan gece kulübüne elinden hiç düşürmediği hasır sepet çantasıyla dikkatleri üzerinde topluyordu. Hatta eşi Jacques Doillon 1980’lerin başında arabasıyla kasıtlı olarak bu çantanın üzerinden geçti.
Jane Birkin, her zaman herkesten farklıydı. Güzelliği
Son zamanlarda gittiğim en iyi mimarlık sergilerinden biri Londra’da Kraliyet Sanat Akademisi’ndeki İsviçreli mimarlık ofisi Herzog & de Meuron’a ait.
Kurucuları Jacques Herzog ve Pierre de Meuron İsviçre’nin Zürih şehrinde yer alan Zürih Federal Teknoloji Enstitüsü’nde (ETH) aynı dönemde mimarlık eğitimi almışlar ve kariyerlerine birlikte başlamışlar.
Bugün 600 kişilik bir ofisleri var ve halen birlikte çalışmaya devam ediyorlar.
Bu, aslında mimarlık dünyasında çok da rastlanan bir şey değil, genelde ortaklar bir süre sonra ayrılıp kendi başlarına devam etmeyi tercih ediyorlar.
Hatta mimarlık ofisleri büyüdükçe kendi isimlerini taşıyan şirketlerinden bile ayrılmak zorunda bırakılabiliyorlar.
Bkz. Richard Rogers.
Herzog & de Meuron ise ortaklıklarını üniversite yıllarından beri sürdürüyor ve diğer yıldız mimarlar gibi fazla göz önünde olmamalarına rağmen projeleriyle her zaman isimlerinden çok söz ettiriyorlar.