YOKSA SİZ HÂLÂ TELEFONDA KONUŞUYOR MUSUNUZ?

3 Şubat 2018

İstanbul’a yeni taşınan Kanadalı bir arkadaşım, işi için temasa geçmesi gereken müşterileri telefonla arıyor, telefonda derdini tatlı tatlı anlatmaya çalışıyor.

Bunu bana söylediğinde ilk tepkim, “Nasıl yani, siz hâlâ telefonda konuşuyor musunuz?” oldu.

Biz her işimizi Whatsapp’tan, Telegram’dan hallediyoruz, ne SMS kaldı, ne email’lere tahammülümüz kaldı, ne de kimse kimseye telefon açıp halini hatırını soruyor.

Hayat artık çok hızlı, giriş, gelişme, sonuç yok konuşmalarda, mesajlaşmalarda, direkt sadede geliniyor.

Zaten cümleyi biraz uzatacak olursanız karşınızdaki başlıyor, konsantrasyon sorunu olduğunu anlatmaya.

Kanadalı arkadaşım şaşırıyor, “Evet, biz de mesajlaşıyoruz ama telefonda da konuşuyoruz. Daha samimi değil mi?” diyor telefonda konuşma.

“Karşılıklı konuşmalar yanlış anlamaları ortadan kaldırıyor bence” diye ekliyor.

İkna olmaya meyilliyim, ama telefon çaldıkça, artık 24 saat sesi kapalı, titreşimde olduğu için bir kez daha şükrediyorum.

Yazının Devamı

48 saatte 5 milyon dolar

1 Şubat 2018

Elon Musk, Tesla ve SpaceX ile hepimizi kendisine bağlamayı başardı.

Tabii, Anıtkabir’den paylaştığı fotoğrafın da kalbimizde ayrı bir yeri var.

69 yaşındaki annesi Maye’in geç gelen süper modelliğinden erkek kardeşi Kimbal’ın Nextdoor Eatery ve The Kitchen ile gıda konusundaki sosyal yardım çalışmalarına, kız kardeşi Tosca’nın Netflix’e rakip Passionflix’ine Musk ailesinin her bireyini tek tek izlemekteyiz.

Geçen hafta sonu bütün aile Elon Musk’ın son şirketi The Boring Company’nin yeni ürünü alev silahını tanıttı.

İlk bakışta tehlikeli diyenler oldu. Oysa The Boring Company logolu 20 dolarlık şapkaları satışa çıkararak 1 milyon dolar kazanmıştı Elon Musk. Şimdi ise “Çok gereksiz, eğlenmeyi sevmiyorsanız sakın almayın” dediği alev silahlarıyla 48 saatte 5 milyon dolar kazandı. Hatta bu yazı yazılırken 500 dolara 15 bin adet ürün satmış ve kazancı 7.5 milyon dolara fırlamıştı bile!

Elektrikli otomobillerden, roketlerden sonra Elon Musk da sonunda kolayı buldu.

Artık çok değerli bir markası var, ne yapsa satış rekoru kırıyor.

Şapka, alev silahı derken yavaş yavaş promosyon ürünlerine doğru ilerliyor.

Yazının Devamı

SERTAB'IN YAPTIĞINI BİR ERKEK YAPABİLİR MİYDİ?

30 Ocak 2018

Londra’da Omeara’da çok da kalabalık olmayan bir rock konserindeyiz.

Sahnede harika bir ses var, ama orkestranın gümbür gümbür sesi o harika sesi bile bastırıyor.

Kendisi de durumdan hiç şikayetçi gibi değil, gitar çalan eşi Emre Kula’ya hayranlıkla bakıyor.

Bis yapacaklarını bile, eşine bakıp “Patron o, o derse yaparız!” diye duyuruyor.

Telomerler ne kadar işe yarasa da artık yaş konusu görüntüde ne kadar önemsizleşse de Sertab Erener hayranları şaşırıyor, O2 Indigo’daki kendi konserinden bir gece önce Oceans of Noise adlı genç bir rock grubuna Sertab’ın solistlik yapmasına...

Kendi güzel Türkçe şarkıları yerine İngilizce şarkılar söylemesine...

‘Kırık Kalpler Albümü’ndeki ‘Olsun’ şarkısı bile Amerikalı bir yapımcının yazdığı sözlerle ‘All Soon’ oluvermiş.

Konseri izlerken ister istemez, ben bu filmi daha önce izlemiştim diye geçiriyorum içimden.

Yazının Devamı

Dünya çapında Nusret meselesi

28 Ocak 2018

Nusret Gökçe, Miami’den sonra New York’ta yeni restoranını açtı. New York’taki eleştiriler sadece sosyal medya kullanıcılarının değil, hepimizin diline dolandı. Peki neden başarıya bu kadar tahammülsüzüz? Neden hemen aşağı çekmeye çalışıyoruz?

Son günlerde sosyal medyada, Whatsapp gruplarında en çok paylaşılan New York Post’ta çıkan Nusr-et New York eleştirisi oldu. Buna daha fazla kayıtsız kalabilmek mümkün değil. Bu yazının birbirinden farklı kişiler tarafından paylaşılması anlaşılabilir, sonuçta Nusret Gökçe bir sosyal medya yıldızı da aynı zamanda. Bana tuhaf gelen yazının ya da eleştirilerin paylaşılması değil, bu eleştirileri paylaşırkenki üslup. Herkeste bir sanki hak yerini buldu tavrı… Nusret acımasızca eleştirildikçe, işleri kötü giderse, sanki o zaman hepimiz kazanacakmışız gibi saçma bir zevk alma hali…

Evet, eleştirilerde tabii ki haklılık payı vardır. Her yeni açılan restoranda aksaklıklar olur, bir restoranın oturması en az 3-4 ayı bulur. Fiyatların çok yüksek olmasına gelince, evet, bu da arz-talep meselesi sonuçta. Bu fiyatlara yemek yemeyi göze alan, alabilen gider, istemeyen gitmez. Bu kadar basit. Tamam, yine de bunları eleştirmeyi anlayabilirim. Ama eğri oturup

Yazının Devamı

MARDİN'DE ÇAĞDAŞ SANAT ATAĞI

27 Ocak 2018

Tam 3 yıl önce Mardin beni şaşırtmıştı, Mardin Bienali’yle, bienalle eş zamanlı kitap fuarı ve Ankara Devlet Opera ve Balesi ile birlikte düzenlenen Opera ve Bale Günleri’yle.

Malum, biz İstanbul’da kendi küçük dünyamızda kendimizi büyük şehirde yaşıyor görürken bile opera ve baleye hasret kalmış durumdayız.

Her şeyden önce Mardin’de bienal yapılması tabii ki çok olumlu, sergileri gezen ilkokul öğrencilerini görünce bunun değerini daha da iyi anlıyorsunuz.

Ama adında bienal olunca beklenti de ister istemez yükseliyor ve o beklentiyi karşılamak zorlaşıyor.

İstanbul, Venedik, Sao Paulo gibi hem dokusu olan hem de söylemi olan şehirlerle aynı kulvarda yarışabilmek elbette kolay değil.

Uluslararası Bienal Derneği’ne üye olmaya hak kazanan Mardin Bienali daha yolun başında, zamanla çok daha iyi olacak.

Bunun için de hepimizin desteğini bekliyor.

Bu yıl Mardin Bienali, “Sözden Öte” başlığıyla 4 Mayıs-4 Haziran tarihleri arasında 4. kez gerçekleştirilecek.

Yazının Devamı

YURT DIŞINDA NELER OLUYOR?

25 Ocak 2018

Aklımızın nerede olduğu malum, yurt dışındaki olumlu gelişmeleri bildirelim.

Londra’da son günlerde peş peşe sevindirici gelişmeler yaşandı.

Hafta sonu Financial Times’ı okuyanlar görmüştür, Hüseyin Çağlayan’ın harika bir röportajı vardı.

Çağlayan, Financial Times’ın moda yazarı Jo Ellison’a şirketinin yüzde 20’sini Dalınç Arıburnu ve Nizar Al-Bassam’ın kurduğu Centricus adlı yatırım platformuna sattığını açıkladı.

Bundan sonra internet üzerinden alışverişte büyüyeceğini ve yeni bir çanta koleksiyonu hazırladığını da müjdeledi.

Bir şirketin ne kadar büyüdüğünün bir seçim meselesi olduğunun altını çizdi, aynı zamanda da şu anda büyük modaevlerinin başında olan kreatif direktörlerin aslında tasarımcıdan çok, iyi birer küratör ve iletişim uzmanı olduklarını söyleyerek moda dünyasını biraz da eleştirdi.

Hüseyin Çağlayan’ın Financial Times’taki röportajından ve şirketindeki yeni ortaklık yapısından başka bir sevindirici gelişme daha var.

Yazının Devamı

'AİLE ARASINDA' BİR SOSYAL DENEY

23 Ocak 2018

Cumartesi akşamı Londra’da Soho House’dayız.

Kulübün 23 yıl önce ilk kurulduğu yerde birkaç gece önce yapılan büyük kutlama partisinden biraz yorgunuz, ama heyecanlıyız.

Üstelik bu heyecan, partide Jamie Dornan’dan Eddie Redmayne’e Soho House İstanbul’un açılış partisine de gelen sevdiğimiz yüzlerle bir gece daha birlikte geçirmiş olduğumuz için değil.

Tam aksine, yurt dışında Türk sinemasıyla görücüye çıktığımız için.

Gülse Birsel’in yazdığı, Ozan Açıktan’ın yönettiği ‘Aile Arasında’ filminin gösterimindeyiz, Soho House’un Londra’daki uluslararası üyeleriyle birlikte filmi izleyeceğiz.

Ama bir de bakıyoruz ki salon hızla doluyor ve bize yer kalmıyor.

Filmi daha önce Kanyon’da izlediğim için yerimi memnuniyetle ilk kez izleyeceklere veriyorum.

Yazının Devamı

ALO GAHL SASSON!

21 Ocak 2018

Çok sevilen İsrailli bir astrolog Gahl Sasson. Sadece Türkiye’de değil, dünyada da... Aslında bir Kabala uzmanı ama astroloji haritalarını yorumlamasıyla ve hayat değiştiren tavsiyeleriyle ünlü

Aylar öncesinden randevu alınıyor, tabii o da şanslıysanız. İstanbul’a her geldiğinde seansları dolup taşıyor. Sadece astroloji haritasını çıkarmak isteyenler değil, önemli anlaşmalar imzalamak üzere olan iş insanlarından özel hayatında hayatının kararını vermeye çalışanlara müthiş bir takipçi kitlesi var. Ona sormadan adım atmayanlar bile var. Gahl Sasson’dan bahsediyorum. İsrailli bir Kabala uzmanı ama İstanbul’da daha çok astrolog olarak tanınıyor. Gahl, İbranice rüzgar anlamına geliyormuş. Herkesin isminin anlamının hayatında önemli bir etkisi olduğuna inanıyor. Meksika’da sörf tatiline gidip aylarca kalması, orada kundalini yoga, daha sonra kabala ve astrolojiyle ilgilenmesi şu anki yolunu açmış.

Ben ismimin ne anlama geldiğini söylediğimde, “E, senin ismin her şeyi takip etmeye, her şeyden haberdar olmaya ve herkesi haberdar etmeye yönelik, yaptığın iş de tam da buna uygun” diyor. Arada ısrarla astroloji haritamı çıkarması için bir zamanını yakalamaya çalışıyorum ama şu anda bütün

Yazının Devamı