Londra Moda Haftası’ndan bildiriyorum

17 Şubat 2018

Dün sabah 08.00 itibarıyla Londra Moda Haftası resmen başladı.

Marka Konferansı için son 2 yıldır İstanbul’a da gelen İngiliz Moda Konseyi CEO’su Caroline Rush ve İngiliz GQ Yayın Yönetmeni Dylan Jones’a bu sezon açılışta Adwoa Aboah eşlik ediyor. Adwoa Aboah, Edward Enninful yayın yönetmenliğindeki İngiliz Vogue’un da ilk kapak yıldızı aynı zamanda.

Hemen yanlarında ise eğlenceli çantaları kişiselleştirmesiyle dikkat çeken Anya Hindmarch var. Anya Hindmarch bu yıl Sevgililer Günü nedeniyle Londra’nın birçok turistik yerine dev bir kırmızı kalp yerleştirdi, sosyal medyada bol bol fotoğraf paylaşılması hedefiyle, başarılı da oldu.

Londra Moda Haftası’nda sabah 08.00’de herkesin saç makyaj ve look’uyla hazır hali şaşırtıyor. Biz İstanbul Moda Haftası’nın açılışını bu saatte yapsaydık, kim bilir kaç kişi yetişebilirdi düşünmeden edemiyorum.

Açılışı Bora Aksu ile yapıyorum

Londra Moda Haftası’nda bu sezon ilk izlediğim defile Bora Aksu.
Bora Aksu, bu yıl İngiliz Moda Konseyi’nin düzenlediği Moda Ödülleri’nde de güçlü adaylardandı. Koleksiyon, topluma karşı gelerek, cerrah olmayı başarmış ve ihtiyacı olanlara yardım etmiş Doktor Margaret Ann Bulkley’nin hikâyesinden etkilenmiş. Hem

Yazının Devamı

DAHA YENİ BAŞLIYOR

15 Şubat 2018

Son zamanlarda izlediğim ve en çok etkilendiğim konuşmalardan biriydi Zeynep Tüfekçi’nin TED konuşması.

‘Data’nın hayatımızı nasıl kontrol edebildiğini ve iyiye olduğu gibi nasıl kötüye de kullanılabildiğini açıkça anlatıyordu.

Sadece anlattıkları değil, hem teknoloji hem de sosyal duruma hakim olmasıyla, duruşuyla, sahne hakimiyetiyle Tüfekçi’yi izlemek gurur vericiydi.

Şimdi ise teknolojinin toplum ve siyaset üzerindeki etkisi çalışmalarıyla bilinen Zeynep Tüfekçi’nin önsözünü yazdığı, yeni bir kitap var gündemde.

Faruk Eczacıbaşı’nın Koç Üniversitesi Yayınları tarafından yayımlanan kitabı ‘Daha Yeni Başlıyor: Geleceğin Dünyasında Esneklik, Yakınsama, Ağ Yapısı ve Karanlık Taraf’.

Zeynep Tüfekçi, önsözde, dünyanın teknoloji konusunda en umut vaat eden günlerinde olmasına rağmen, geçişin çok zor olduğunu, eski dünyanın hızla yönetilmez hale geldiğini ama yeni dünyanın kurumlarının henüz kurulmadığını belirtiyor.

Faruk Eczacıbaşı ise, “22. yılını geride bırakan Türkiye Bilişim Vakfı olarak teknolojinin getirdiği değişimin

Yazının Devamı

!f Istanbul’da ilk11’im...

13 Şubat 2018

Bağımsız film festivali !f İstanbul tam 2 gün sonra, 15 Şubat’ta başlıyor, 25 Şubat’a kadar devam ediyor. 1-4 Mart tarihlerinde ise Ankara ve İzmir’de gerçekleşecek.

Festivalin iki yıl önceki “!f İstanbul birleştiriyor” temasını çok sevmiştik, bu yılın temasını da çok sevdik: “Hayat var!”

Biletlerin çoğu satışa çıkar çıkmaz tükeniyor ama yine de bu yıl kaçırmamanız gereken filmlere göz atmakta fayda var.

Bakarsınız son anda da bilet bulma şansınız olur, ek seanslar ya da düşünceli arkadaşlar sayesinde.

1 - Phantom Thread: Paul Thomas Anderson’ı bir kez daha Daniel Day-Lewis ile buluşturan film, En İyi Film ve En İyi Yönetmen dâhil 6 dalda Oscar’a aday. Bir sanatçının yaratıcı yolculuğunun hikâyesini merkezine alıyor. Daniel Day Lewis’ın son sinema filmi.

2 - Lady BIrd: Festivalin açılış filmi 5 dalda Oscar’a aday. Oyuncu olarak tanıdığımız Greta Gerwig’in kendi yazıp yönettiği ilk uzun metrajı. Bir anne ve kızının arasındaki aşk ve nefret ilişkisini anlatıyor.

3 - How to Talk to GIrls at PartIes: Neil Gaiman’ın aynı isimli hikâyesinden uyarlanmış film, Punk’ın ilk yıllarında, Güney Londralı bir gencin birkaç gün süren dünya dışı aşk deneyimini anlatıyor. Filmin en büyük sürprizi bir

Yazının Devamı

Bir dağda mucize yarattı

11 Şubat 2018

Hiç tahmin edemeyeceğiniz bir yerde, sadece bir kişinin çabasıyla neler yapılabildiğini görmek, umutla dolmak ve ilham almak için Aslıhan Lodi’nin Hüsamettin Koçan ile gerçekleştirdiği nehir söyleşi “Bir Dağda Mucize Yaratan Ressam”ı okumalısınız.

Son zamanlarda en heyecanla beklediğim kitap, Aslıhan Lodi’nin kaleminden “Bir Dağda Mucize Yaratan Ressam: Hüsamettin Koçan”.Aslıhan Lodi’nin Ali Nesin ile gerçekleştirdiği nehir söyleşi “Matematik Köyü’nün Delisi”ni okuyanlar hatırlayacak, Lodi bu kitap projesine “Herkese biraz olsun umut vermek için, en çok da iyiliği, üretimi ve paylaşımı dolaşıma sokmak için” başladı. “Ülkemizin koşullarındaki türlü imkansızlık ve zorluklara rağmen kendini mesleğine, öğrencilerine ve ülkesine adayan büyük hocalarla” konuştu. “Bireysel mücadelenin her geçen gün daha da yüceltildiği günümüzde inanıyorum ki benim kadar sizlere de ilham verecek, şaşırmanızı ve güzelliklere yeniden inanmanızı sağlayacak” diye düşünerek başladı çalışmaya...

Müzeyle ödül kazandı

“Bir Dağda Mucize Yaratan Ressam” da “Matematik Köyünün Delisi” gibi ilham ve umut veriyor. Neyse ki sadece kendini düşünmek/kurtarmak yerine başkaları için bir şeyler yapanlar da var aramızda.

Yazının Devamı

GAZETECİLİK ÖLDÜ DİYENLERE

10 Şubat 2018

Geçen yıl tam da bu zamanlarda Wallpaper dergisi genel yayın yönetmeni Tony Chambers ve Wallpaper ve Monocle dergilerinin yaratıcısı Tyler Brule ile peş peşe birer röportaj yapmıştım.

İkisinin de yazılı basının geleceğiyle ilgili söyleyecekleri her gazeteci için olduğu gibi benim için de çok önemliydi.

“Dergicilik de yayıncılık da düşünüldüğünden daha uzun süreli olacak.

Yazılı basın öldü deniliyordu beş yıl önce ama hâlâ yaşıyor ve yaşayacak.

Önemli olan, hem basılı yayını hem dijitali farklı içeriklerle zenginleştirmek.

İçeriğin internette ücretsiz verilmesi iyi değil ama bazı gazeteler bu trendi başlattı ve ne yazık ki hepimiz uymak zorunda kaldık.

Ama artık yeni jenerasyon kalite için para ödeyecek.

Bu kadar çöp bilgi içinde, okurlar da kendileri için bir başkasının daha bilinçli seçim yapması için para ödemeye hevesli.

Yazının Devamı

Roket hızında Elon Musk

8 Şubat 2018

“Hepimiz birer video oyunu karakteriyiz. Başkalarının kontrol ettiği bir simülasyonda yaşıyoruz, öyle olmaması sadece milyarda bir ihtimal...” dedi Elon Musk.

Paypal, Space X ve Tesla Motors’un kurucusu haklıydı, sanal ve gerçek dünyalar her geçen gün daha da birbirine karışıyor.

Gerçi Musk’ın fikirlerini ilk duyanlar hep gerçekleşmeyecek hayaller sandı, oysa o fikirleri hızla hayata geçirdi.

Hatta onun için ABD’de ‘seri girişimci’ yerine ‘paralel girişimci’ denilmesine bile neden oldu.

Aynı anda farklı endüstrilerde yaptığı işler nedeniyle ve tabii girdiği her endüstride bir devrim yarattığı için.

Aslında her şey Zip2 ile başladı, babasından 28 bin dolar borç alarak erkek kardeşi Kimbal ile kurduğu online rehber hizmeti kısa sürede beğenildi, yatırımcılar yüzünden şirketten ayrılmak zorunda kaldı, ama Compaq’a satıştan tam 22 milyon dolar kazandı.

Daha sonra PayPal ile tanındı, teknik anlaşmazlıklar nedeniyle balayında olduğunda şirketten uzaklaştırıldığını öğrendi.

PayPal’ın satışından 165 milyon dolar kazandı.

Yazının Devamı

Bravo Rüya!

6 Şubat 2018

2018’in en iyi restoranları listelerinden biri önümde.

Esquire dergisinin Ortadoğu edisyonu seçmiş en iyileri.

Bir numarada tanıdık bir isim var: Rüya.

Rüya, Umut Özkanca’nın Borsa Restaurant’larının kurucusu olan babası Rasim Özkanca’dan edindiği bilgi ve birikimi, kendi işletme ve aşçılık eğitimiyle harmanlayıp, Zuma’nın şefi Colin Clague’yi de transfer edip Anadolu mutfağını dünyaya tanıtmak için kurduğu restoran.

İstanbul’da Masa ve Parle gibi başarılı markalar yarattıktan sonra Rüya’yı İstanbul yerine Dubai’de yaratmaya karar veriyor Umut Özkanca.

Anadolu mutfağını fine dining seviyesinde yeniden yorumlayarak ve harika bir menü yaratarak.

Boşuna Esquire dergisi Rüya için “Özgün, yaratıcı, yenilikçi, ve çok lezzetli” demiyor.

Yazının Devamı

Karaköy’de hayata sarılacaklar

4 Şubat 2018

İstanbul’da beni son zamanlarda en mutlu eden fikir Hayata Sarıl Derneği ve lokantası. Ünlü şeflerin burada ihtiyaç sahiplerine yemek ve yardım yaratmak için mutfağa girmesinden sonra şimdi de Hayata Sarıl ekibi Vault Karaköy, The House Hotel’de.

Dört yıl önce tam da bu zamanlarda ilk açıldığında İstanbul’un en çok konuşulan otel ve restoranıydı Vault Karaköy, The House Hotel. Karaköy, Bankalar Caddesi’nde şehrin en güzel iki tarihi binası eski Sümerbank ve Cemaat Han’da. Neo-rönesans mimarinin izlerini taşıyan 1863 tarihli Credit General Ottoman binası, bildiğimiz adıyla eski Sümerbank binası ve eskiden Neve Şalom’a ait olan Cemaat Han, Ulusoy Grubu tarafından 2010 yılında satın alındı. İki binayı Ağa Han ödüllü mimar Han Tümertekin aslına sadık kalarak restore etti. Sonra işin içine iç mimar Sinan Kafadar ve Metex Group girdi. Finalde de Vault Karaköy, The House Hotel ortaya çıktı. Otel resepsiyonu, duvarlarda asılı çerçeveli bonolarla bezeli bir banka veznesi gibi tasarlandı. Lobide kuyruklu piyano, restoran ve yuvarlak biçimde tasarlanmış, bir banka hazine odası kapısının tüm özelliklerini yansıtan bar alanı var. Girişteki Kasa adlı lokantanın barı da var, şarap kavı ise dev

Yazının Devamı