Sezonu hayal kırıklığıyla kapatan Beşiktaş sevdalıları, yönetim kanadının transferde sessiz kalması nedeniyle bir süredir ‘enseyi kararttılar’, umutsuzluğa yelken açtılar! Eee, onlar da haklı kardeşim, herkes irili ufaklı transferleri renklerine bağlarken, Kartal’dan ‘tık’ sesi bile çıkmadı!
Hadi bakalım gözünüz aydın; Başkan Serdal Adalı düğmeye bastı, ilk etapta Çek sol bek David Jurasek’i kadroya dahil ederken, İngiliz golcü Tammy Abraham’ı da Beşiktaşlı yaptı.
Valla Abraham’ın adını duyunca, ben bile heyecanlandım... Abraham Chelsea’de parladı, ardından 41 milyon euro bonservis karşılığında Jose Mourinho tarafından Roma’ya transfer edildi. Roma formasıyla toplam 120 maça çıkarken 37 gol, 13 asiste imza attı. Geçen sezon Milan’da kiralıktı ve 44 maçta 10 gol, 7 asistlik performans sergiledi.
Abraham’ın idolü Didier Drogba... 1.94 boyunda, asla durağan bir forvet değil. Artı, henüz 27 yaşında ve en olgun dönemini yaşıyor, Kartal’da patlama potansiyeli yüksek bir krampon. Hele tribünlerle bağ
Hep yazdık, söyledik; Beşiktaş Başkanı Serdal Adalı ve yol arkadaşlarının işi kolay değil! Geçmişte yapılan yönetimsel hatalar nedeniyle kulübün ekonomisi dibe vurmuş... Görüyoruz ki, Başkan Adalı, bir yandan takımı güçlendirmenin çalışmalarını yaparken, diğer taraftan ise ekonomiyi düzlüğe çıkarmanın mücadelesini veriyor. Bir süredir üzerinde çalışmalar yapılan Dikilitaş projesinin detayları nihayet ortaya çıkarken, Başkan Adalı olağanüstü genel kurulu topladı ve üyelerden ‘yetki’ istedi. Valla çok doğru bir yöntem, kulübün geleceğiyle ilgili projelerin üyelere anlatılmasından doğal ne olabilir ki?
Nitekim, kongre üyelerinin, Başkan Adalı’nın 150-200 milyon euro arasında gelir beklenen Dikilitaş projesine onay vermeleri övgüye değerdir. Yine Başkan Adalı’nın yetki istediği 3 önergesi kabul edilirken, Fulya’daki düzenlemeler ise oy çokluğuyla reddedildi.
Alınmak, kırılmak yok, üyelerin karşı oylarına da saygı duymak gerekir. Tabii ki bu projeler üzerine kongreye
Valla şu sıralar, transferde sessizliğini koruyan Beşiktaş sevdalılarının sorularıyla haşır neşirim! Sosyal hayatta tanıdık veya tanımadıklarımın, “Bilal abi, transfer yok mu?” sorularıyla karşılaşıyorum!
Camiaya yakın dostlarım, Başkan Serdal Adalı ve yol arkadaşlarının pazar günü yapılacak kongreyi beklediklerini söylüyorlar. Kongreden yetki çıkması halinde Başkan Adalı’nın transfer için start vereceği kulislerde konuşuluyor.
Kartal’ın eksiğini gediğini uçan kuşlar bile biliyor! Ne var ki, dış transfer başlı başına riskleri de beraberinde taşıyor. Demem o ki Başkan Adalı ve ekibi transferde nokta atışı yapmak zorundadır, yani hata payları sıfır ötesidir!
Artı, dış ve iç transfer doğal olarak kulübün ekonomisiyle doğru orantılıdır. Başkan Adalı iş insanı, ekonomiyi bizden iyi biliyor, akıl verecek halimiz de yok! Kaldı ki Adalı’nın geçmiş yönetimden ‘enkaz’ aldığını da unutmayalım. Bir atasözümüz var, “Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yermiş” diye! Bu söz tam da Başkan Serdal Adalı ile iyi örtüşüyor. Bir
Geçtiğimiz sezon eleştirilerimizde sürekli ‘adalet’ dedik, hiçbir takımın hakkı yenmesin istedik, çifte standartlardan arının dedik. Dedik de, lafımızı bir türlü ilgili kesimlere anlatamadık, yine bildiklerini okudular...
TFF’nin bir kurulu var; PFDK! Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu yani. Tamamı hukukçulardan oluşuyor. Elbette bizler kulvarımızın dışına çıkmayız, hiç kimsenin avukatlığına falan da soyunmayız! PFDK sezon boyunca 35 kulüp başkanına tam 11 milyon 26 bin 150 TL ceza kesti...
Yine aynı kurul, Süper Lig’deki 10 kulübün başkanına ise 8 milyon 219 bin 500 TL ceza uyguladı. Benim en çok dikkatimi çeken Beşiktaş Kulübü Başkanı Serdal Adalı’nın 3 milyon 300 bin lira ile ilk sırada yer alması oldu. İkinci mi, 1 milyon 215 bin TL ceza ödeyen Trabzonspor Kulübü Başkanı Ertuğrul Doğan...
Dedik ya, kimsenin savunuculuğuna soyunmam! Ne var ki Başkan Serdal Adalı’yı yakından tanırım. Naiftir, kırıcılıktan uzaktır, benzetme yerindeyse ‘şeker’ gibi adamdır. Adalı’nın açıklamalarında hakaret zor bulursunuz,
Görüyoruz ki, onca yatırıma karşın ipi göğüsleyemeyen Fenerbahçe’de ‘imza’ kampanyası son gaz devam ediyor. Bakın, tüm uğraşlarınıza karşın, ‘şampiyon’ olamıyorsanız ki, Fenerbahçe bu konumda, tepkileri doğal karşılayacaksınız! Zaten olağanüstü genel kurullar kulüplerin genlerinde var, olmaya da devam edecek.
Başkan Ali Koç ve yol arkadaşları bence müthiş bir efor ve para harcadılar. Ne var ki Fenerbahçe’nin ligi ikinci sırada bitirmesi camiayı mutlu etmedi, etmesini beklemek de açıkçası sürpriz olurdu! Yani Başkan Koç’un genel kurul kararı alması doğaldır, bunun karşılığı da kongreden ‘güvenoyu’ almaktır.
Ne var ki, Ali Koç’a önemli bir muhalefet var. Eski Başkan Aziz Yıldırım’ın son açıklamaları dikkate değer ki, camiada ve üyeler arasında karşılık buldu. Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe için neler yaptığını yakinen ben ve herkes biliyor, inkar edemeyiz.
Velev ki; Başkan Ali Koç eğer kongreye gitmez ve yola devam ederse, yeni sezonda en ufak bir puan kaybında, ya da
Fenerbahçe’de bir potaya bakıyorum, bir de yeşil sahalara! Farklı branşlar haklısınız, ancak iki koç arasında benzerlikler var! Fenerbahçe potada müthiş başarılara imza attı, atmaya da devam edecek. Başantrenör Sarunas Jasikevicius fark yarattı bence. Aralık 2023’te göreve geldi, 1.5 sene içinde takımı Avrupa Şampiyonu yaptı. Bu kısa vadede elde edilen başarının temelinde doğru bir takım yatıyor. Jasikevicius, çok ünlü yıldızlara gitmedi, ne kadar para harcandığı konusunda biraz Fransızım, ancak harika bir ekip yarattı. Geçen sezon takımı Final Four’a taşımıştı, bu sezon ise ipi göğüsledi. Ayrıca geçen sezon ligi ve Türkiye Kupası’nı da kazandığını anımsatalım.
Rotayı futbola kıralım; Mourinho ile transferde müthiş paralar harcandı, ama yine olmadı! Demem o ki, Jasikevicius doğru transferlerle başarıyı sağladı, Mourinho ise sınıfta kaldı! Ünlü hoca görevde kalacak mı, gidecek mi, soru işaretleri var! Sanki kalacak gibi duruyor, çünkü çok ciddi bir tazminat söz konusu! İşte iki koç arasındaki fark budur!
Ole nereye
İsterseniz dünyanın en büyük teknik direktörünü getirin...
Örnek mi? Jose Mourinho... Kariyeri tartışılmaz, her kulvarda kupaları var. Başkan Ali Koç ve yol arkadaşları kasayı sonuna kadar açtılar. Ünlü hocanın bir dediğini ikiletmediler...
Niye? Fenerbahçe yılların özlemi olan şampiyonluğu kazansın diye...
Açıkçası bizler de Jose Mourinho’dan çok fark yaratmasını bekledik. Tıpkı yönetim gibi, bizler, kamuoyu büyük hayal kırıklığı yaşadık!
Yıllardır savunduğum bir tezim var, ile de ‘yerli’ diye yazmaktan, söylemekten dilimiz kurudu, gelin görün ki, derdimizi bir türlü anlatamadık!
Örnek Okan Buruk’tur... Yerli hocaların yüz akıdır Buruk. İsmail Kartal hocamızın kulakları çınlasın! Kartal da Fenerbahçe’yi ikinci sırada bıraktı. Kendi yağıyla kavruldu, bu sınavdan bence yüz akıyla çıkmıştır Kartal.
Mourinho geldi de ne değişti Fenerbahçe’de? Şöyle takır-takır top oynadığı kaç maçı var belleklerde!
Atalarımız, “Düşenin dostu olmaz” demiş... Kardeşim, bizim kulvar zorlu maratondur... Mazallah kırmızı hatta girdiğiniz anda kimse gözünüzün yaşına bakmaz! Hatay ve Adana Demir’in ardından Sivasspor da lige veda etti. Alanya ve Bodrum adaylar arasında.
Alanya ve Beşiktaş’ın hesapları farklı. Biri düşme potasından uzaklaşmaya çalışıyor, diğeri ise Avrupa’yı kovalıyor... Bu faktörler, futbolun kalitesini bir tık yukarı taşıdı.. Ole, elinin altındaki en ideal, yani güçlü on biri sahaya sürdü. Rakip kaleye baskı yapan Kartal, ilk ciddi pozisyonunu Rafa Silva ile buldu, plasesinde Ertuğrul, köşeye giden topu tokatladı, gole izin vermedi. Ev sahibi takım ise savunmasını sağlam tuttu, kontra toplarla gol hesapları yaparken, bunda da başarılı oldu. 34’te Sporar sağdan indi, çarprazdan sert vurdu, Mert Günok geçit vermedi. Alanya’nın kontrollü ve de baskılı oyunu 40’da golü getirdi. Hwang topu kafayla önüne indirdi, sert vurdu, Mert’in kapadığı köşeden top filelere giderken, ilk yarının da skorunu belirledi.
Ole, skoru