Bir gazeteci bir haberi oluştururken haber kaynaklarını yönlendiremez; kaynağın ne söylemesi gerektiğine iyi niyetli de olsa karar veremez, bir olaya kendiliğinden ‘gerekçe’ üretemez...
Batman’ın Balpınar beldesinde çadırda yaşayan Suriyeli ailenin en küçük çocuğu olan dört aylık Faris Hıdır Ali hayatını kaybedince bazı ajanslar haberi “Suriyeli bebek donarak öldü” bilgisine yer vererek geçti. Bunu kim diyor? Baba Ayd Hıdır Ali…
Milliyet dâhil birçok gazete, televizyon ve haber sitelerinde yer bulan, ajans haberine göre; Suriyeli baba, ölmemek için savaştan kaçtıklarını ama soğuktan dolayı canlarından bir parçayı toprağa verdiklerini, eğer yakacak bulamazsa 3 yaşındaki çocuğunun da öleceğini belirtiyor. Ailenin yakınları da şöyle diyor: “Çok perişan durumdayız. Çocuklarımız tek tek ölüyor. Ölmeden bu kışı atlatmak için Allah’a dua ediyoruz.”
Batman Valisi Azmi Çelik, söz konusu haberi derinlemesine araştırdıklarını, bebeğin donarak öldüğü iddiasının asılsız olduğunu, bebeğin basına yansıdıktan yaklaşık 20 gün önce hastaneye kaldırıldığını, yüksek ateş nedeniyle hayatını kaybettiğini belirtiyor.
Ajanslara bebeğin ‘donarak öldüğü’ söyleyen babayı anne Berivan Ali de yalanlıyor. “Hastaydı, ateşi yükseldi. Doktora götürdük ama hastanede vefat etti. Donarak ölmedi” diyor. Amca Mazhır Hıdır Ali ise gazetecileri suçluyor: “Hastanede muayene ettiler, ilaç verdiler, iki saat kaldıktan sonra doktor geldi dedi ki; bebeğin kalbi durmuş… Sonra bir gazeteci geldi dedi ki, ‘Bebeğimiz sıcaktan ölmüş demeyin, soğuktan ölmüş’ deyin. Size yardım gelecek.”
Bebeğin ölüm nedeniyle ilgili resmi makamlarla gazeteciler arasında başlayan tartışma, gazetecilerin birbirlerini suçlayan açıklamalarına kadar uzadı. Gelen şikâyetler işin içinden çıkılmaz hal alınca Batman Çağdaş Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Arif Arslan’ı aradım; Bebeğin ölüm raporunu yayınlamak neden kimsenin aklına gelmiyor? Hastane raporunda ölüm nedeni olarak ne yazıyor?
Arslan raporda bebeğin metabolizmasının çalışamaz hale geldiğini söylüyor. Suriyeli ailenin yardım alması için, bebeğin ölüm nedeniyle ilgili bazı gazetecilerin babayı yönlendirdiğini, babanın daha sonra gazetecilere “bebek soğuktan öldü dersen yardım alırsın demediniz mi’ diyerek ilk açıklamasını değiştirdiğini belirtiyor…
Bir gazeteci iyi niyetle de olsa bir bebeğin ölüm sebebini kamuoyunda vicdan yaratmak amacıyla yönlendirebilir mi? Bu iddianın doğru olup olmadığını bile bilmiyoruz çünkü bu iddiayı ortaya atan da baba…
Peki bir baba ‘acı’ ya da bir ‘felaket’ üzerinden sırf fayda sağlamak amacıyla yalan söyleyebilir mi?
Bu tür sorular işin ahlaki boyutu.
Burada sorun; bu tür haberlerde bir gazeteci haberini yaparken ailenin açıklamasıyla nasıl yetinir? Hastane raporunu görmeden, ölüme ilişkin açıklamanın doğru olup olmadığından nasıl emin olabilir? Olamaz. Çünkü belge ve bilgi olmaksızın bir tarafın beyanına dayanarak haber yapmak her zaman risklidir.
Bebeğin ölümüne ilişkin söz konusu raporu istedim. Raporda bebeğin ölüm nedeni bronkopnomoni yani akciğer enfeksiyonu... Bu sadece soğuk nedeniyle oluşmaz... Birçok nedeni olabilir. Eğer bir ölüm nedeni tartışmaya konu olmuşsa o zaman da otopsi gerekir.
Asıl soru da şu olmalıdır: Suriyeli aile kampa yerleştirildiği halde, kampta kalmayıp inanılmaz zor iklim şartlarına rağmen, çadırda ‘ölümüne’ yaşamayı niçin tercih eder? Bu olayı bir gazeteci olarak sorguladığınızda en az bir bebeğin donarak ölümü kadar vahim hikâyelerle, acıyla, çiğnenen insanlık onuruyla karşılaşıp karşılaşmayacağınızı kim bilebilir? Araştırmadan, sormadan, bilmeniz mümkün mü?