Mülteci kadınların yaşadığı travmatik olayları konu alan haberler çözüm üretmiyor. Hemen hepsi bir filmin tekrarı gibi. Ya para karşılığı “eş” diye satılıyor ya kaçırılıp tecavüze uğruyor ya dövülüyor ya da öldürülüyorlar. Çoğu isimsiz, kimliksiz, dilsiz... Geçmişi yok. Onlar sadece “Suriyeli mülteci kadın”. Tam da bu nedenle bir kez değil, defalarca mağdur oluyorlar: Savaştan kaçarak, mülteci oldukları ülkelerde ağır travmatik olaylar yaşayarak, bir habere konu olarak...
Medya; mültecilerle ilgili haberlerin kamuoyu üzerinde nasıl bir etki yarattığı, mültecilere yönelik hangi noktadan sonra bilgi yoğunluğunun kayıtsızlığa ve empati kaybına yol açtığı, mülteci krizinde fotoğraf ve görüntülerin etik açıdan nasıl kullanıldığı gibi sorulara hâlâ yanıt veremiyor.
Dikkat çekici araştırma
Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu ve Savaş Çoban’ın derledikleri “Haber Okumaları” (İletişim Yayınları) kitabında yer alan, gazete haberlerindeki mülteci kadınlarla ilgili bölüm oldukça dikkat çekici. Araştırmayı yapan Prof. Dr. Ülkü Doğanay ve Hatice Çoban Keneş. 2011-2014 yılları arasında üç ulusal gazetede Suriyeli mültecilerle ilgili toplam 1022 haber tespit ediyorlar. 2011- 2015 yılları arasında ise beş yıllık bir süreçte beş ulusal gazetede mülteci kadınlarla ilgili toplam 142 habere ulaşıyorlar. Bu aynı zamanda kadın mültecilerin haber değerinin de son derece sınırlı olduğunu göstermekte. Yani Suriyeli mültecilerin konu edildiği haberler içinde mülteci kadınlara yüzde 10’dan biraz fazla yer ayrılıyor.
142 haber içinde yalnızca bir haberin başlığında ve sekiz haberin metninde “Suriyeli mülteci” adlandırması kullanılıyor. Geriye kalan 134 haberde kadınlar “Suriyeli” ya da “Suriyeli kadın / anne / gelin / kız” adlandırmasıyla anılıyor. Beş yıllık süre içinde, mülteci kadınların zorlu yaşam koşullarını konu edinen yalnızca yedi haber tespit ediliyor, gerisi cinayet, fuhuş, tecavüz gibi kriminal vakalar ya da yasa dışı evlilikler.
Buna karşılık, en çok “öldüklerinde” ya da “öldürüldüklerinde” toplamda 40 habere ya da bir suç işlediklerinde toplamda 38 habere konu oluyorlar. 142 haberin 27’sinde fuhuş, 11’inde hırsızlık, kapkaç, dilencilik, dolandırıcılık vb. fiiller ve 10 haberde de çocuğa kötü muamele nedeniyle bu kadınlardan söz edilmekte. Suriyeli mülteci kadınların çocukları için yaptıkları fedakarlıklarla konu olduğu yedi habere rastlanıyor. Yedi haberde bu kadınların Türkiye’de yaptıkları evlilik,
22 haberde ise kumalık ya da para karşılığı evlenme sorunu ele alınmış.
Teşhirle mağdur etmeyin
Bu araştırma medyanın kendisini sorgulamasını gerektiren soruları da beraberinde getiriyor. Örneğin bütün bu haberler mülteci kadınların medya eliyle de şiddete uğradığının bir göstergesi sayılabilir mi? Medya mültecilerle ilgili toplumda var olan yargıları besleyen midir? Bu algıyı yaratan medya mı, toplumun kendisi mi? Yoksa ikisi birlikte mi?
Nefret suçunu yaratacak dilden kaçınılması, çok fazla trajik insan hikayeleriyle sorunun kamuoyunda giderek normalleştirilmesi meslektaşlarımızın üzerinde durması gereken konular. Dolayısıyla belki de, öncelikle öğrenmemiz gereken şey; mülteci de olsa bir kadının kendi hayatındaki kırılmaların bir savaşın yarattığı travmadan bazen çok daha büyük olduğunu anlamak olmalı.
Bir övgü bir yergi
Dünya Tekvando Şampiyonası’nda kadınlar 53 kiloda mücadele eden milli sporcu Zeliha Ağrıs altın madalya kazandı. Söz konusu habere sosyal paylaşım sitelerinin genel olarak medyadan daha fazla ilgi gösterdiği bir gerçek. Ancak Milliyet, habere okurlarımızın gözünden kaçması mümkün olmayacak şekilde iki kez yer verdi. İlk haberimiz şampiyon olmasına, ikinci haberimiz Zeliha’nın memleketinde coşkuyla karşılanmasına ilişkin. Gazetecilik aynı zamanda bir başarı öyküsünün peşine takılmaktır.
Gazeteci kamuoyunu ilgilendiren kişilerin intiharı ile kriminal öneme sahip şüpheli intihar vakalarını haber yapabilir. Ancak ünlü karikatürist Galip Tekin’in ölümüne ilişkin çıkan ilk haberler son derece sorunluydu. İntihar gibi verilen haberlerin içeriği soru işaretiyle dolu. Gazeteci araştırmadan sıradan mahalle dedikodusu yapar gibi haber yazamaz. Ayrıca “Evinde ölü bulundu” ne demek? Bu tür ifadeler haberin sıradanlaştırılmasının yanı sıra hem ölene hem ailesine yapılmış bir saygısızlık değilse nedir?
HAFTANIN FOTOĞRAFI
Dünyanın her yerinde protesto gösterilerinde çıkan olaylarda muhabirler ve fotomuhabirleri polisle göstericilerin arasında görevini yapar. G20 karşıtı protesto gösterisinde çıkan olaylarda zoru başaran yine gazeteciler oldu.