Türkiye’de cinsel şiddet, tecavüz ve tehditlere maruz kalanlar olay sonrasında ya bir cinayete kurban gidiyor ya da başına gelenlerden ötürü yaşam alanı daraltıldığı, tecrit ve tehdit edildiği için intihar ediyor. Uzmanlara göre; intihar karmaşık bir olgudur.
Dolayısıyla bir intiharı bir ya da birkaç nedene indirgeyerek açıklamak hem zordur hem de yanıltıcıdır... Tam da bu nedenle intihar olaylarını haber yaparken uyulması gereken prensiplere dikkat etmek, sunuluş biçimine özen göstermek, mağdur edenin, mağdur olanın yakınlarını, ailelerini teşhir etmemek, onur kırıcı ifadelerden kaçınmak, kamuoyu üzerindeki olası etkilerini ve benzer sorunları yaşayan insanları bu tür eylemlerin cesaretlendirebildiğini unutmamak gerekir .
Türkiye medyasının en önemli sorunlarından biri bu tür haberlerde soğukkanlılığını yitirmesi.. Kamuoyunda haber nasıl bir infial yaratıyorsa, hangi travmalar üzerinden şekilleniyorsa medya kamuoyunda oluşan bu tepkilere göre haberi biçimlendiriyor. Oysa medyanın görevi: gerçeği yazmaktır, kamuoyunun duygusal travmatik tepkilerine göre haber yapmak değil.
-
Kayseri’de bir lise öğrencisi...
Okulunda son derece başarılı... Geleceğe ilişkin planları var… ailesiyle ya da okuluyla sorunu yok ama intihar ediyor.
Sebebini bilmiyoruz.
Ama somut veri olarak şunu biliyoruz: İntihar etmeden bir hafta önce kendisine tecavüz ettiği iddia edilen öğretmeniyle buluşuyor, intihar etmeden bir gün önce de bu olayı duyan okul idaresi ve rehber öğretmenlerle... Öğretmen ilişkiyi kabul ediyor ama tecavüz iddiasını reddediyor.
Biliyoruz ki: dünyanın hiçbir yerinde bir öğretmenin öğrencisini her ne şekilde olursa olsun taciz etmesi kabul edilemez. Bu nedenle Kayseri’de bir lise öğrencisinin öğretmeninin cinsel şiddetine maruz kaldığı ve bu nedenle intihar iddiası bir haberdir. Bu olaydan haberdar olan okul yönetiminin genç kızın intihar ettiği güne kadar öğretmen hakkında hiç işlem yapmaması da haberdir. Ama o kadar. Bir genç kızın intihar etmesine ilişkin muhtemel nedenleri intihar olayının sebebi gibi sunamazsınız. Genç kıza cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla bir öğretmenin tutuklanması, okul yönetiminin gecikmiş tutumu ve sonrasındaki gelişmelerle ilgili haberler anlaşılabilir ama basın yargının yerine geçemez, soğukkanlılığını yitirip araştırmadan bir intihara gerekçe üretemez. Bunu yapmak geride kalan aileleri rencide etmekten onurlarını kırmaktan öteye gitmez.
MİLLİYET’İN DİLİ
Çukurova Üniversitesi’nden Mahir Fisunoğlu dilin kullanımından şikâyetçi. Şöyle diyor:
"Milliyet gazetesinin yazılarındaki gramer hataları, eksik kelimeli, edatlı, fiilli, zarflı cümleler, haberin eksik kalması, aynı haberin gazetenin bir başka sayfasında yeniden karşınızı çıkıvermesi, son zamanlarda çok yaygınlaştı.
Hemen her gün bu yanlışlarla,bazen okuma zevkini azaltan haberler ve yazılarla karşılaşıyoruz.
21 Şubat günü buna bir yenisi eklendi. Gazetenin ekinde İvana Sert tarafından hazırlanan bir köşe dikkatimi çekti.
Bülent Ersoy’un kıyafetini puanlıyordu ve şöyle bir ifade kullanmıştı: “... cool bir kombin”.
Bu ne demektir? Herhangi bir dilde böyle bir ifade yer alabilir mi? Yarı İngilizce ve yarı Türkçe bir ifade.
Moda çevrelerinde yaygın olarak kullanılabilir, ancak, gazete köşesi için de aynı şey geçerli olabilir mi?"
GÖREVDEN AYRILDI
Av. Yüksel Çora “Geçen hafta Ombudsman sayfasında bir habere konu olan Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan’ın Fatih Üniversitesi rektörlük görevinden ayrıldığı ifade edilmiş ise de yazınızda “görevinden alındığı” ifade edilmiştir. Görevden “ayrılma”nın kişinin kendi inisiyatifi ve rızası ile istifa vb. şeklinde gerçekleşebileceği ve fakat “görevinden alınma”nın ise kişinin rızası dışında gerçekleştirilebileceği ve algısının ise olumsuz olduğu malumunuzdur” diyor. Haklı.