Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçtiğimiz hafta “Bir iddiayı belgelemek suç mudur” başlıklı yazımda bazı haberler belgeleriyle yayımlandığında, haberi yapan gazeteciler hakkında “kamu görevlisini hedef göstermek” gibi gerekçelerle soruşturma ve davalar açılmasını eleştirmiş, “Hiçbir gazeteci birini hedef göstermek kastıyla haber yapmaz” demiştim...
Ombudsmanlar da eleştirilir. Okurumuz Adem Erdemli konuya ilişkin yorumuma itiraz ediyor.
“Köşe yazınızda ‘Hiçbir gazeteci birini hedef göstermek kastıyla haber yapmaz’ ifadeleriniz gerçeği yansıtmamaktadır. Elbette suç teşkil etmeyen bir belgede kamu görevlisinin sırf adı görünüyor diye ‘hedef gösterilmiştir’ diyen yargı kararlarını tartışabilmeliyiz. Ancak bazı gazetecilerin ve gazetelerin sadece kamu görevlisini değil, azınlıkları, etnik ve dini kimlik üzerinden sokaktaki insanı hatta kendi meslektaşlarını nasıl hedef haline getirdiği bilinen bir gerçek. Arşivleriniz bunun örnekleriyle dolu. Bugün hiçbir gazete ya da gazeteci, insanları farklılıkları, değerleri, yaşamları yüzünden hedef almıyor diyebilir misiniz? Bunca “tetikçi” gazeteci varken, ‘Bazı gazeteciler’ demeniz daha yerinde olurdu.”
Ombudsman Görüşü: Okurumuz haklı. Bir kelime bir meselenin bütün anlamını, içeriğini değiştirebiliyor. Gazeteciliğin etik kurallarından biridir: “Hiçbir gazeteci birini hedef göstermek kastıyla haber yapmaz.” Bu bilinen bir kural... Ve ben de bu kuralı hatırlatmaya çalıştım. Ancak okurumuzun da belirttiği gibi, basın tarihi; düşünce ve vicdan özgürlüğünü sınırlayan, nefret ve düşmanlığı körükleyen, düşünce ve inancı ayrıştıran, farklılığı hedef gösteren habercilik anlayışı ve bunun örnekleriyle dolu. Dolayısıyla bu kimliği taşıyan herkese ‘gazeteci’ demek, ‘hiçbir gazeteci hedef göstermez’ demek artık ve belli ki mümkün görünmüyor...

Haberin Devamı

Resmi kurum itirazları
Resmi kurumlarda çoğu kez kendileriyle ilgili bir haberin içeriğine, başlığına ya da haberin bizzat kendisine yönelik bir itiraz oluşursa; genellikle böyle bir haberin oluşmasındaki sebepler dikkate alınmaksızın sadece yalanlamak üzerine bir açıklama gönderiliyor. Ancak bu durum bir çok soruyu da beraberinde getiriyor.
Eğitim-İş Konya Meram ilçesi Gödene yerleşkesinde bir okulun tamamen imam hatip ortaokuluna dönüştürüldüğünü, aynı okulda, okul yöneticilerinin kız öğrencileri tepeden tırnağa örten ‘ferace’ giymeye zorladığını Milli Eğitim Bakanlığı’na şikâyet etti. MEB Rehberlik ve Denetim Daire Başkanlığı, durumu Konya yerine Kahramanmaraş Valiliği’ne bildirdiğini bir yazıyla Eğitim İş’e bildirince Milliyet haberi “MEB, müfettişi yanlış kentte görevlendirdi” başlığıyla haber verdi.

MEB’in itirazı
MEB Basın ve Halkla ilişkiler Müşavirliği bir açıklama göndererek haberimize itiraz ediyor. Haber içeriğinin gerçekleri yansıtmadığını, şikayet dilekçesinin gereği yapılmak üzere 14.1 2016 tarihinde Konya Valiliği’ne gönderildiğini belirtiyor.
O halde soralım. Eğer MEB’in iddia ettiği gibi, Eğitim İş’in şikâyetiyle ilgili gereğinin yapılması için 14.1 2016 tarihinde Konya Valiliği’ne bir yazı yazıldıysa, Eğitim İş’e gelen cevabi yazıyı nasıl açıklayacağız?
MEB Rehberlik ve Denetim Başkanlığı şikâyetin gereğinin yapılacağı yönünde Eğitim İş’e bir cevabı yazı gönderdi mi göndermedi mi? Eğitim İş, kendilerine gelen cevabi yazıda gerekli işlemlerin yapılması için Konya yerine Kahramanmaraş Valiliği’ne durumun bildirildiğini iddia ediyor. Konya yerine yanlışlıkla Kahramanmaraş olarak yazılmış olma ihtimali olamaz mı? Bütün bu sorulara yanıt verilmediğinde ne haber ne de yapılan itirazlar okura doğru bilginin ne olduğunu anlatmıyor.

Haberin Devamı

Milliyet TV eki nerede?
Okurlarımız Milliyet’in TV ekini neden kaldırdığını soruyor. Milliyet’in TV eki artık Cadde Eki’nin içerisinde yer alıyor... Okurlarımızın bilgisine...