Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Adam Gopnik... Central Park’ın doğusundaki evinin kapısı çalınır ve The New Yorker’ın 31 yıllık deneme yazarı, eleştirmeni ve muhabiri olarak ona, gazetecilerin, sadece Beyaz Saray’ın raporlarını değil, özellikle gazetecilikle ilgili olarak kitapları ciddiyetle okuma zorunluluklarının olup olmadığı sorulur. Gopnik “Kabaca ve mantıksızca söylersek, hepiniz Stendhal’i okumalısınız” der. Kitaplar konusunda içgüdüsel olarak vaaz vermek istemediğini, ağır iş yükü olan meslektaşları için kitap okumaya zaman ayırmanın ayrıcalıklı olduğunu belirtir ve kitapları “dünyayı tam olarak görebilmenin tek yolu” olarak tanımlar.

Haberin Devamı

Carlos Lozada... The Washington Post’un One Franklin Meydanı’ndaki yeni binasının sessiz bir köşesinde, gazetenin kaygı tapınağından yeterince uzakta, gazetenin karikatür ve kitap eleştirmeni Carlos Lozada’nın ofisi. Çoğu gün, saat 5.30’dan başlayarak bir saat okuyor. E-postayı veya Twitter’ı kontrol etmeden bir seferde 50 sayfa okumayı deniyor. Yatmadan önce okumaya bir saat daha ekliyor. Bu hız her yıl 100’den fazla kitap okumasına neden oluyor.

Bir rapor 20 kitabı içerebilir

Söz konusu örnekler Columbia Journalism Review’den (CJR) Danny Funt’ın “Günümüzde bir gazetecinin ciddi bir okuyucu olması ne demektir?” başlıklı makalesinden. Funt “Gazeteciler için bir giriş sınavı olmayabilir ancak bir konuyu kapsayan güvenilirlik kazanmak için gerekli bir okuma barajı var mı?” gibi sorulara hayli uzun bir makaleyle yanıt bulmaya çalışıyor.

Haber peşinde koşmaktan kendi uzmanlık alanındaki kitapları bile okumaya zaman bulamadıklarını söyleyen meslektaşlarıma Funt’un makalesini özetlemek istiyorum.

Funt’a göre; kütüphaneler dolusu bilgi var. Ama kendi kendine eğitimin müfredatı daha gelişigüzeldir; bunu yerel gazetelerden, tweet’lerden, Netflix belgesellerinden, kablo ve radyo şovlarından, parlak dergilerden, Snapchat Discover yayınlarından, e-posta haber bültenlerinden, internet yayınlarından ve edebi dergilerden alırız ve bunlar çoğunlukla zevk ve alışkanlıklara dayalıdır. Aynı şey, takip edilmesi gereken haber kategorilerinin seçimi için de geçerlidir.

Haberin Devamı

Funt gazetecilerin ciddi bir okuyucu olmak için daha büyük bir strateji ve yoğunlukla kendini eğitmek için mesleki bir sorumluluğa, hatta bir kamu görevine sahip olmaları gerektiğine inanıyor. Gazetecilerin bu konudaki hayat boyu süren disiplinlerini ise Gopnik’in dediği gibi “kitapların aslında dünyada akla gelebilecek her konudaki tüm bilgileri içerdiği ve dünyanın en verimli teknolojisi olduğu” inancına dayandığı görüşüyle açıklıyor. Öyle ki hazırladığınız bir rapor ya da haber için önceden onlarca kitap okumalısınız.

Bugün “Haberden sürekli fikir alabilirim ancak başka yerlerde derinliğe ihtiyacınız var” diyen gazetecilerin Twitter’da artık daha az çevrimiçi olduğunu ve daha fazla kitap okumak istediklerini söyleyen Funt, “Çoğumuz bunun muhtemelen bizim için daha iyi olacağını biliyoruz. Daha iyiye gitmek için, aydın, çok okuyan gazetecilerin rehberliği William James’in söylediklerinde saklı: Sadece uygulamaya başlamak için bir yol bul; inanç her zaman bir şekilde ardından gelecektir.”

Haberin Devamı

Bir övgü bir yergi

İletişim bilimcilere göre; başarılı insan hikayeleri, toplumsal gerginlik ve umutsuzluğun önüne geçiyor. Ece Çiftçi’nin hikayesi “İnsan isterse her şeyi değiştirir” türünden. Dünyanın en büyük liderlerinin bir araya geldiği G-20 Zirvesi’nde Türkiye’deki kadınların sorunlarını anlatacak. Yaşı küçük ama yaratıcılığı büyük insanlar bu toplantıya seçiliyor. “Onur duydum” diyor. Biz de kendisiyle onur duyduk çünkü muhteşem bir hikayesi var. SosyalBen’in kurucusu olmak gibi. Bu tür başarı öykülerinin medyada geniş yer bulmasını umuyoruz.

Bir kadını “Bu ne biçim kıyafet? Ramazanda böyle giyilir mi?” diyerek yumruklayan şahsın haberini verirken eğer itiraf ve belge varsa artık şüpheli diye yazılmaz. Saldırganının babasının, “Ama o kız da gitmiş kısacık şort giymiş” diyerek oğlunu desteklemesini haberleştirirken de konuyu meşru ve olağan hale getirmekten kaçınmak gerekir. Bazı haberler yorum ve uzman görüşü gerektirir.

Gazeteci sıkı bir okuyucudur
HAFTANIN FOTOĞRAFI

Çaresizliğin fotoğrafı... Save the Children (Çocukları Koruyun), Somali’de terör örgütlerinin kontrol ettiği bölgelere erişim sağlanamadığı için 20 bin çocuğun açlıktan ölme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu açıkladı. Ülkede 2011’de de 260 bin kişi açlık yüzünden hayatını kaybetmişti. Somali’de 275 binden fazla çocuk ciddi seviyede akut yetersiz beslenmeden muzdarip. Kıtlık yüzünden kasım ayından beri 714 bin Somalili evini
terk etti.