Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Demokritos’un bir sözüdür: “Kötülükten arınmak için bilgi gereklidir. Bilgi eyleme dönüşürse bilinç elde edilir.”

Bugün teknolojideki gelişmelerle bilginin ne hale geldiğini Reuters; Nic Newman’ın hazırladığı Dijital Medya Raporu’nda açıklıyor. Rapor medya sektöründe editör ve gazeteci olarak görev yapan 142 kişiyle görüşülerek hazırlandı.

Dijital medya raporu

Yüzde 70’i sahte / yanlış haberlerin sosyal paylaşım ağlarında dağılımına yönelik endişelerin konumlarını güçlendireceğini söylüyor. Yüzde 46’sı sosyal medya platformlarında paylaşılanlardan geçen yıla oranla daha fazla endişe duyduklarını belirtiyor. Yüzde 56’sı Facebook Messenger’ın girişimlerinin önemli veya çok önemli bir parçası olduğunu söylüyor. Yüzde 53 aynı şeyi WhatsApp için, 49’u Snapchat için ifade ediyor. Bir gazete geçmişinden gelen katılımcıların yüzde 33’ü şirketlerinin mali sürdürülebilirliği konusunda geçen yıldan daha endişeli olduğunu, yüzde 8’i ise daha az endişeli olduğunu söylüyor.

Haberin Devamı

Reuters’in Dijital Haberler Raporu’nun önemli sorusu şu: Teknolojideki değişimin, kitlelere sunulan enformasyonun kalitesinde yarattığı etki, gücü ve büyüklüğüyle bunların nasıl regüle edileceği ve yapay zeka en önemli konuları olarak karşımıza çıkıyor. Rapor bu yıl habercilik alanındaki en büyük sorunun; yalan haberler ve dezenformasyonun altını çizmiş. Sıkça duyacağımız iki kavram ise “yalan haberler” (fake news) ve doğrulama (fact-check). Algoritmik şeffaflık (hedefe, sonuca ulaşmak için basit, sade ve açık olan her bir adım) ve teknoloji şirketlerinin bu alanlardaki gücü habercilerin ilgi alanı.

Gazetecilerin öngörüleri

Gazetecilerin öngörüleri de şöyle sıralanıyor: Habercilik sektöründe küçülme devam edecek, gazetecilerin prekerleşmesi yani her an sistemin dışına itilme korkusu sürecek. Gerçekten de geçtiğimiz aylarda The New York Times gazetesi 100’den fazla redaksiyon editöründen 50-55 kadarıyla yollarını ayırmaya karar verdi. Raporun öngörülerinden biri de şu: Birçok gazete basılı yayına devam etmeyerek dijital baskıyla yayın hayatını sürdürmeye çalışacak. Medya şirketleri kullanıcılarını üye olmaya, giriş yapmaya daha çok zorlayacak. Böylelikle, daha çok veri toplayabilecek ve daha kişiselleştirilmiş içerik sunabilecekler.

Haberin Devamı

Mesajlaşma uygulamaları ve chat bot’larda önemli yenilikler yaşanacak. Haber içeriklerinin artık mobil uyarılarla iletilmesi, haber platformları için öncelikli hale gelebilecek. Devletler ile bireyler arasında gözetim savaşı da artan bir etkiyle sürecek. Bundan sonraki süreçte politikacılar Donald Trump gibi sosyal medyayı kendi gündemini dayatmak için kullanacak.

Sosyal medyanın bu ele avuca sığmaz informal atmosferi, gazetecilere bile bazen bir medya kurumunun çalışanı olduğunu unutturuyor. Yeni medya düzeninde gazetecilerin sosyal medyada paylaştığı haber ve yorumların da haliyle çalıştıkları kurumun genel yayın politikasına ve meslek etiğine uygunluğu yazılı kurallara bağlanmış durumda.

The New York Times ve CNN kurum çalışanlarını sosyal medya üzerinden siyasilerle ilgili herhangi övücü veya sövücü ifadeler kullanmamaları konusunda uyarıyor. Sky News gazetecilerden kendi kurumları dışındaki kullanıcılara ait mesajları, hatta rakip basın kuruluşlarında çalışan gazetecilerin tweet’lerini retweet yapmamalarını istiyor. Washington Post ırkçı, cinsel, dinsel ayrımcılık içeren taraflı tweet atmamaları gerektiğinin altını çiziyor. Kısacası dijital alandaki gelişmeler geleneksel gazeteciliği zorlayacak bir mecraya dönüşüyor. Okurun istediği tek şey ise kaliteli, doğru habercilik...

Haberin Devamı

Bir övgü bir yergi

Öztekin Ayder. Ziraat öğrencisi... Bir okur olarak bilimsel kavramların medyada nasıl yanlış kullanıldığını hatırlatıyor: “Kavramların yerleşik hale gelmesi yanlışlığı ortadan kaldırmıyor. Ozon seyrelmesi yerine ozon delinmesi, küresel iklim değişimi yerine küresel ısınma, ısı yerine sıcaklık, temiz hava yerine de bol oksijen denmesi gibi. Bunlar kötü örnekler. Basına yakışan da doğrusunu yazmaktır.”

Kazdağları... Edremit sınırındaki Avcılar köyünün üzerinde haziranda dört ayrı noktada yangın çıkıyor, ağaçlar ve bitkiler kül oluyor. Ağustosta yine aynı bölgede yine dört ayrı noktada yangın çıkıyor, medya “Köye almıyorlardı, gitti yaktı” başlığını atıyor. Sorgulanması gereken bir iddiayı başa çekiyor. Sosyal medyada bile daha fazla soru sorulmuş. Rant, maden, para, arazi mafyası... Çevre haberciliği peşini bırakmayacağımız öneme sahip bir konudur. Orman yandı, peki sonra ne oldu?

Dijital medya raporu

HAFTANIN FOTOĞRAFI

Fotoğraf bazen bir kültürü yaşatmaktır... National Geographic Seyahat Fotoğrafları Ödülleri - İnsan kategorisinde Dilek Uyar, semazeni görüntüleyince birinci oldu.