Türk resim sanatına ilgi duyan okuyucularım 2013 Nisan’ında Bornova Dramalılar Köşkü’nde, halen CHP Milletvekili olan dönemin Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır önderliğinde düzenlenen “Türk Resminin 100 Yüzü” adlı sergiyi hatırlayacaklardır. Yüz büyük Türk ressamının yüz eseri sergilenmişti.
Muhteşemdi…
Geçtiğimiz Pazar günü vefat eden Türk resim sanatının büyük ustası İbrahim Balaban da serginin açılışında misafirler arasındaydı.
Ayaküstü biraz sohbet etme şansım olmuştu usta ressamla. Nazım Hikmet’in en yakın insanlarından biriyle konuşuyordum.
Düşünün bendeki heyecanı…
“İşte seyreyle gözüm, hünerini Balaban'ın” diye Nazım’ın kendisi için yazdığı şiirin ilk satırını okuyuvermişti ayaküstü. Nazım kendisinin resmini yapmış. Kuvayı Milliye Destanını hapisteyken ilk ona okumuş, O gün onları anlatmıştı İbrahim Balaban.
İbrahim Balaban’ın 1949 yılında yaptığı “Bahar” adlı tablosu için Nazım Hikmet’in yazdığı şiirin tamamı budur:
“İşte seyreyle gözüm, hünerini Balaban'ın.
İşte şafak vaktı, mayıs ayındayız.
İşte aydınlık:
akıllı, cesur, taze, diri, insafsız
İşte bulut:
kaymak gibi lüle lüle.
İşte dağlar:
hem de mavi, hem de serin.”
1958 yılında “Harman adlı bir tablo yapmıştı İbrahim Balaban. Nazım hikmet o tablo için de bir şiir yazdı:
“Seçköy’ünden Feyzioğlu Ali’nin kızı,
harman yerinde su döküyor dombaylara.
Dombaylar kızgın tuğladan
dombaylar kırmızı kara.
Ben de dombaylar gibi,
eydim kafamı toprağa.
Su dök!
serinleyeyim!”
Bursa’nın Seçköy’ünden çıkıp mapus damlarında Nazım Hikmet’le tanışan, Onun teşvikiyle resim yapmaya başlayan ve vefat ettiği güne kadar Onun dostu olarak kalan Türk resim sanatının büyük ustası İbrahim Balaban geçti bu dünyadan.
Bana da Onu Bornova’da tanımanın mutluluğu kaldı.
Nurlarda uyu Balaban Usta. En yakın dostunun, Nazım’ın yanına gittin.