Bolu Kartalkaya’da 36’sı çocuk 78 kişinin ölümünden sonra bir kez daha gördük ki, hatasını kabul etmek diye bir kültür yok bizde...
Grand Kartal Otel’in tutuklanan sahibi bile ifadesinde, “Yangına karşı gerekli tedbiri aldırmadığım için suçluyum, cezam neyse razıyım” demedi, suçu otel çalışanlarına attı.
En basit kurallara bile uymayan bir toplumdan öz eleştiri yapmasını beklemek hayalcilik olur.
Bolu’daki yangın faciasından sonra yapılan haberlerde, çoğu yangın merdiveninin göstermelik olduğu gözler önüne serildi.
Rize Devlet Hastanesi’nde hasta yakınlarının yangın merdivenlerinde sigara içtiği gerekçesiyle hastane yönetiminin acil çıkış kapısını plastik kablo kanallarıyla kapattığı sosyal medyada gündem oldu. Bunun üzerine Rize İl Sağlık Müdürlüğü, söz konusu hastanede tepki çeken yangın kapılarındaki engellerin kaldırıldığını duyurdu.
Hastane yönetimi her acil çıkış kapısına bir güvenlik koyamayacağına göre, insanlar kuralları ihlal etmeye devam edecek.
İnsanlar bencil olunca
Kuralları hiçe sayan, çuvaldızı başkasına batırırken kendisine toplu iğneyi bile çok gören, suçu hep başkasına atan bencil insanlarla dolu Türkiye...
Yoğun trafikte emniyet şeridinden kaçanlar, yaya geçitlerinde yayalara yol vermeyen hatta, çarpıp öldüren sürücüler var bu ülkede...
İstanbul’daki çoğu beş yıldızlı otellerin balo salonlarındaki yemek davetlerinde, ünlü restoranlarda, gece kulüplerinde gecenin ilerleyen saatlerinde sadece sigara değil, puro bile içiyor insanlar ve nedense duman dedektörleri çalışmıyor! Olmadığı için mi, yoksa sigara içildiği için ötmesin diye mi bilhassa kapatılıyor, bilmiyorum ama tablo bu...
Zaman zaman sosyal medyaya yansıyan videolardan değil, Çin’e ve Güney Kore’ye gittiğim için biliyorum, insanların metro duraklarında inenlere öncelik tanımak için sağlı sollu kuyruk oluşturduğunu.
Bizde bir Allah’ın kulu, bu basit kurala bile uymuyor.
Metro veya metrobüs durakta durunca inmeye çalışanlarla binmek isteyenler arasında nasıl arbede yaşandığı, bu yüzden bazen kavga bile çıktığı olmuyor mu?
Oluyor.
Çünkü ‘burası Türkiye’
Hafta sonu Kartepe’deydim. Pazar günü yürüyüş için tercih ettiğim Sapanca Gölü kenarındaki parkura gittim. Hava güneşli ve sıcaklık 15 derece civarında olunca insanlar da haliyle akın etti buraya. Kimi piknik yaptı, kimi yürüyüş...
Sapanca Belediyesi, Uzunkum’da üç kilometrelik şahane bir parkur yaptı. Yayalara ayrılan yol ile tekerlekli ulaşım araçlarının kullanacakları parkur belli. Bisiklet parkurunun zeminini mavi renkle kaplayan belediye, belli aralıklarla kocaman bisiklet işareti bile koydu zemine...
Ama gel gör ki, ne yayalar kendi kulvarlarını kullanıyor ne de bisiklet sürücüleri.
Siz yayalara ayrılan yerde giderken bir bakıyorsunuz arkanızdan veya karşınızdan gelen bisikletli kornaya basıyor ya da motorcular ara gaz verip, yol istiyor.
Pikniğe gittikleri yerlerde her türlü çöpü bırakıp gidenler, oturdukları bankların önünü çekirdek kabuğu çöplüğüne çevirenler de bizden...
Çünkü burası Türkiye ve maalesef bizde böyle!
GÜNÜN SÖZÜ
“Dil sürçmesi yoktur! Bilinç altında saklanılan bir gerçeğin, bilinçsiz bir anda ağızdan kaçırılması vardır.” (Sigmund Freud)