8 bin civarında öğrencisi olan Trabzon Üniversitesi Öğrenci Kulübü, üniversitenin kampüsündeki Mahmut Goloğlu Kültür Merkezi’nde ‘İletişim Zirvesi’ düzenledi. 22 Mayıs’taki etkinliğin konuşmacılarından biriydim. ‘İletişim Zirvesi’nin diğer konuşmacıları ise yönetmenler Aysun Mehdiabbas, Mustafa Kara, oyuncu Kanbolat Görkem Arslan, futbol yorumcusu Ulaş Özdemir ile Trabzon Üniversitesi mezunu reklamcılar Abdulkadir Temir ve Murat Şentürk’tü.
‘İletişim Zirvesi’nin ilk konuşmacıları olan iki reklamcı, yıllar önce kendilerinin de aynı sıralarda oturduklarını, okuldan mezun olduktan sonra reklam dünyasının merkezi İstanbul’da kendilerine nasıl yer edindiklerini anlattı. Öğrencilere iş hayatına atıldıklarında başarılı olabilmek için neler yapmaları gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunan reklamcılara, “Mesleğinizin hep iyi ve güzel yanlarını anlattınız. İşinizin zorlukları yok mu?” sorusu geldi.
Öğrencilerin motivasyonlarını kırmamak için o konulara özellikle girmediklerini vurgulayan Abdulkadir Temir, meslekteki kötü anılarından birinin Aleyna Tilki’yle ilgili olduğunu söyledi. Temir, “Reklam ajansı olarak, dondurma markası bir müşterimize reklam filmi çekecektik. Reklam filmi prodüksiyonu, her dakikası planlanan bir iş. Kampanyanın yıldızı da şarkıcı Aleyna Tilki’ydi. Çekimlerin ortasında ‘Benim uykum geldi’ dedi ve gitti.
Kimse bir şey yapamadı. Kimse bir şey diyemedi. Dört saat uyuduktan sonra geldi de çekimlere devam etti. Reklamcılık sektöründe istemediğiniz böyle şeyler de oluyor” dedi.
Şov dünyasının vizyonsuzları!
Oyuncu Giray Altınok, Candaş Tolga Işık’ın programında, “En yakın üç arkadaşıma ‘Prens’in ilk bölümünü izletmiştim. Hiç gülmediler, ‘Bu olmamış’ dediler. Üçüncü sezonda onları köle olarak oynattım” dedi.
Ünlü mizahçı Gani Müjde ise konuk olduğu Özlem Gürses’e Cem Yılmaz’la beraber film yapımcılarıyla yaşadığı kötü anıları şöyle anlattı:
“Bir gün yeğenim bana ‘Cüneyt Arkın filmlerinin komedisi yapılsa ne güzel olur’ deyince oturdum, yazmaya başladım. Sonra Cem Yılmaz’la buluştuk. ‘Böyle bir şey yazıyorum, senin de olmanı istiyorum’ dedim. ‘Olurum’ dedi. Bütün yazı toplantılarına katıldı. Bir yapımcıya gittik, Cem Yılmaz karşısında bacak bacak üstüne attı diye rahatsız oldu. ‘Bu ne saygısız adam’ falan dedi. Sonra başka bir yapımcıya gittik. O da, ‘Tamam komik iş olur bu, ama bu çocuk kim?’ dedi. ‘BKM’de çıkıyor bu akşam gidin seyredin’ dedim. Gittiler, ertesi gün ‘Biz hiç gülmedik’ dediler. Cem de duyuyor bunları, konuşuluyor çünkü. Cem bir gün geldi, ‘Abi ben çekilmek istiyorum, bıktım. Ben artık kendi filmimi yapacağım, bunlarla uğraşamam’ dedi. Gitti ve ‘Her Şey Çok Güzel Olacak’ filmini yaptı.”
Giray Altınok ile Gani Müjde’nin anlattıklarının bize gösterdiği şudur:
Türkiye’deki film ve dizi piyasası, önlerine gelen proje ve oyuncunun potansiyelini sezemeyenlerle dolu.
Cem Yılmaz onlara inat işinin patronu oldu, bugünlere geldi, hiçbir yapımcıya, “Sayemde ünlü oldu” deme fırsatını vermedi.
Giray Altınok ise ‘Prens’ için “Olmamış” diyenleri dizinin üçüncü sezonunda ‘köle’ yaptı.
İntikam soğuk yenen bir yemektir çünkü.
GÜNÜN SÖZÜ
“Sizdeki üç şeyi görebilen insanlara güvenin; gülüşünüzün altındaki kederi, öfkenizin altındaki sevgiyi, sessizliğinizin ardındaki nedeni.” (T. S. Eliot)