Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Lord Kinross, “Bir Milletin Yeniden Doğuşu” adlı kitabında harika bir tespit yapıyor... “Bu millet adam olmaz, bu milletle bir yere gidilmez” şeklinde kestirme yargılarla halkı küçümseyenlere ders veriyor. Atatürk’ün yurt sevgisinin kaynaklarını anlatırken O’nun Türk insanına bakışını bakın nasıl özetliyor:

“Mustafa Kemal, Türk halkı üzerinde hayale kapılmıyordu. Onun katı, tutucu, kadere inanır, zeka ve inisiyatif bakımından ağır davranışlı olduğunu bilmiyor değil. Ama aynı zamanda inatçı, sabırlı, dayanıklı, savaşçı, üstlerine bağlı ve gerekirse aldığı emre uyarak canını vermeye hazır olduğunu da biliyordu.

Haberin Devamı

Atatürk, Türk insanını iyi tanıdığı, ona güvendiği, iyi yönetilirse üstün niteliklerinin öne çıkacağı inancıyla hareket etmişti... Samsun’a çıktığı gün yurdun her yanında isyanlar birbirini kovalıyordu. Yunanistan ordusu İzmir’e çıkmış, ardından hiç direniş görmeden Manisa ve Aydın’a yürümüştü. Bu koşullarda ancak halkına sonuna kadar inanan bir lider mücadeleye devam edebilirdi. O devam etti.”

Ülkemizin insanı eğer yetenekleri ve üstün nitelikleri öne çıkarılırsa ve de iyi yönetilirse her türlü güçlüğü yenebilir, büyük işler başarabilir.

Bunu tarih boyunca ispat etti.

Öyle olmasa dünya coğrafyasının en güzel yerlerinden birinde asırlardır var olabilir miydik?

GS’LI ANILAR

Galatasaray ile tanışıklığım 1950’lerde başlar. Baba Turgay, Berlin’de Almanları 2 - 1 yendiğimiz maçta harikalar yaratmış, “Berlin Panteri” ünvanını almıştı. Biz çocuklar da Turgay hayranıydık... Ben o heyecanla Galatasaraylı oldum.

MİLLETİN GÜCÜ...

GS taraftarı o zaman azınlıktı. İnönü Stadı’nda GS taraftarı kapalı tribünün ancak üçte birini o da zar zor doldururdu. FB ve BJK seyircisi daha kalabalıktı.

Metin Oktay’ın sahneye çıkışıyla GS hızla büyüdü. Avrupa zaferleri seyirci patlamasına yol açtı. En büyük üzüntüm Metin Oktay’ın gollerini gösterir video ve filmlerin bulunmaması, bugün yeni nesillerin onu seyretmemiş oluşudur. Çünkü bugüne dek onun bir benzeri gelmedi. Futbolla estetiği buluşturmakta bu kadar usta, sağ, sol, kafayla gol atarken adeta bale yapan bir futbolcuyu sahalar daha sonra görmedi. Kaldı ki o yıllarda takımlar haftada topu topu iki kez antrenman yapar, futbol üzerine kömür tozu dökülmüş çamur sahalarda oynanırdı. Bizler statta yer kapmak için üç beş saat önceden stada girer, saatlerce maçın başlamasını beklerdik. Açık tribünlerde GS ve FB taraftarı maçı yan yana seyreder, herkes kendi takımını alkışlar, birbirine sataşmazdı. GS bir dönem tam 14 yıl şampiyon olamadı. Bu yüzden kimseyi suçlamadı. Futbolu saha dışına çıkarmadı. Taraftar kendini Avrupa başarılarıyla teselli etti…

Haberin Devamı

Eskiden her şey bir başka güzeldi...

YAPAY ZEKÂ

Çocukluğumuzda ülkemiz radyo ile yeni yeni tanışıyordu. Bizim eve de radyo geldiğinde karşısına oturup günlerce hayretler içinde dinlemiştik. Biz çocuklar olup bitene akıl erdiremez, radyonun içinde küçük adamlar veya kadınlar var, sesler onlardan geliyor sanırdık...

Şimdi yapay zekâ aynı duyguları uyandırıyor...

Soru sorar cevap alırken karşınızda sizinle diyalog kuran bir insan var sanıyorsunuz...

Haberin Devamı

Öyle sorular soruyor cevaplar veriyor ki...

Çalışırken hayretler içinde kalıyorsunuz...

Bir kere son derece hızlı... Binlerce kaynağı bir saniyede tarayıp sorunuza cevap veriyor. Yorulmuyor. Unutmuyor. Daha önce yapılan konuşmaları noktası virgülüne aklında tutuyor.

Duygulardan arınmış karar verebiliyor.

Zamandan müthiş tasarruf sağlıyor. Birçok kişinin birkaç günde yapabileceği işleri birkaç saniyede yapıyor. Tıpta, özellikle kanser teşhisinde çığır açan atılımlar yapıyor.

Çin’in bazı eyaletlerinde 6 yaşından itibaren çocuklara yapay zekâ dersleri veriliyor. ABD’de yapay zekâ öğretmenleri yetiştiriliyor. Çünkü yapay zekâyı en iyi kullanan gelecekte diğer toplumlardan fersah fersah öne geçecek.

Peki biz ne yapıyoruz diye sorarsanız... Elle tutulur bir şey göremiyoruz. Sadece geçenlerde bir yetkilinin yapay zekânın zararları üzerine nutkunu dinledik. Evet yapay zekânın sakınılması gereken yönleri var. Ama yapay zekâ eğitimine oradan mı başlamalıyız?