İsrail Gazze’yi insafsızca ve vicdansızca bombalamaya devam ediyor. Bölgeye yönelik ambargolar da sürüyor. Bölge ölüm ve açlığa teslim edildi.
Amaç belli ki Filistinlileri Gazze’den ayrılmaya zorla ikna etmek.
ABD Başkanı Trump’ın planı belli.
Gazze’yi bir tatil ve kumarhane kenti yapacak...
Şimdi hızla Filistinlileri kabul edecek ülke aranıyor.
Son olarak Cezayir’in adı geçiyordu.
Türkiye’nin de kapısı zorlanır mı? Bunun işaretleri de yok değil.
Gelelim dramın bir başka yönüne.
Geçen ayın 24’ünde Ermeni trajedisi tekrar hatırlandı ve ülkemiz bir kez daha 110 yıl önceki tehcirle ve soykırımla suçlandı.
Özellikle Batı ülkeleri bu konuda çok hassas ve gayretli!
Peki...
Bugün yani 1915 dramından 110 yıl sonra ABD - İsrail ortaklığının yaptığı nedir?
Soykırımsa Gazze’de uygulanan vahşet resmen soykırım değil mi?
2 milyon Gazzeliyi ülkelerinden alıp başka ülkeye taşımak tehcir değil mi?
Peki günümüzdeki bu açık soykırım ve tehcir planına Batı’nın tepkisi nedir?
Hiç...
110 yıl önceki tehciri ananlardan bugünkü soykırım ve tehcir teşebbüsüne karşı ses seda çıkmıyor.
ABD’yi tek sözcükle olsun eleştirmek ve durdurmaya çalışmak hiç gündeme gelmiyor.
Buna ikiyüzlülük denmez de ne denir?
OKUMA SAATi
Kitapları epeydir ihmal ettik... Biraz da bilerek... Çünkü buraya yazılacak birkaç satır hiçbir kitabın hakkını vermez, değerini karşılamaz. O yüzden kitaplardan söz etmeye çekiniriz. Ama son günlerde yine masamıza rengarenk kitaplar yığılınca değinmeden edemedik...
AVRASYA’DA JEOPOLİTİK HESAPLAŞMA: Türkiye’de deniz ve denizcilik sorularını en iyi bilen birkaç kişiden biri olan Emekli Amiral Cem Gürdeniz’in bu kitabında özellikle “Napolyon ve Hitler’in Rusya seferleri” ya da “Finlandiya’nın NATO üyeliği, jeopolitik intihar” gibi bölümleri ilgiyle okuyacaksınız...
YANDIĞIN ATEŞ YOLUNA IŞIK OLUR: Gazeteci Sedef Kabaş’ın bir tweet yüzünden yaşadığı gözaltı ve hapishane süreçlerinin hikayesi. Çağdışı uygulamaların belgeseli. Geleceğe bırakılan olumsuz mirasın parmak izleri...
MEKTUP SELAM SÖYLE: Şair ve yazar Haydar Ergülen’in adresine ulaşmayan mektupları... Yaşar Kemal de var adreste Fazıl Hüsnü de... Kitap şiirle başlıyor...
“Seni kitap gibi seviyorum
Sen olmayınca sabah bile olmuyor şehirde”
YARASALARIN AVLUSUNDA: Bugüne dek okuduğum “Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz” ve “Genelev Kadınları” başlıklı enfes şiirlerin şairi Şükrü Erbaş’ın son dizeleri var kitapta...
CUMHURİYET VE KOMÜNİSTLER: TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan ile Kırmızı Kedi Yayınevi Sahibi Haluk Hepkon konuşuyor. Okuyan’ın şu sözlerinin altını çiziyoruz:
“Bu ülkede insanlar bir olguyu protesto edecekse tutunacakları tek birleştirici unsur var: Mustafa Kemal”
YURT
İktidarın gündeminde belediyelerin gelir ve harcamalarına sınır getirmek, vali denetimine tabi kılmak projesi var.
Demeye kalmadı ilginç bir hamle daha geldi.
İki AKP’li vekil tarafından anında torba yasaya bir madde eklendi…
AKP’li Burdur Milletvekili Mustafa Oğuz, Kahramanmaraş Milletvekili Mevlut Kurt belediyelerin öğrenci yurdu açmasının ve çalıştırmasının yasaklanmasını istedi…
İstanbul’da 8 kız 6 erkek 14 öğrenci yurdu var. Yurtlardan toplam 5 bin 819 genç yararlanıyor. Şişli ve Kadıköy’de iki yurt daha yapılıyor. Sayı 6 bin 500’e çıkacak… Yurtları belediyeden almak kamuoyunda ne tepki yapar bilemeyiz. Ancak devletin iki üç yeni yurt açılacağını bildirmesi çok olumlu yankı yapardı. Onu söyleyebiliriz...
HİZMET
Benzin istasyonundan yakıt alıyorsunuz 20 dakika sonra bir mesaj geliyor ve bu mesajda size daha hizmet verebilmemiz için aldığınız hizmeti değerlendirir misiniz? yazıyor.
Marketten alışveriş yapıyorsunuz yine aynı şekilde.
Evinize beyaz eşya servisi geliyor, bir süre sonra yine aynı şekilde sizden aldığınız hizmeti değerlendirmeniz isteniyor.
Doktora gidiyorsunuz kapıdan çıkmadan hizmeti değerlendirmeniz isteniyor.
Bunları anımsatan Ersoy Öngün dostumuz soruyor:
Dijital teknoloji hayatın her alanında hizmet alımının kalitesini bu kadar hızlı ve kesine yakın bir şekilde ölçebiliyorken bu teknoloji siyasette neden kullanılmıyor?
Mesela ülkeye 5 yıllığına iktidar seçiyorsunuz ve 5 yıl boyunca aldığınız hizmetlerle ilgili en ufak bir memnuniyet değerlendirmesi yapmanıza fırsat verilmiyor!
Hükümetlerin “hizmet”leri de halka sık sık sorulsa iyi olmaz mı?