Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Ukrayna Savaşı’nda ateşkes ve daha sonra kalıcı bir barış sağlanabilmesi için çabalar sürüyor. Rus ve Ukraynalı heyetler, son olarak 16 Mayıs’ta İstanbul’da buluştu. 2022’deki görüşmeden üç yıl sonra savaşan iki tarafı buluşturan adres yine İstanbul oldu. 

O görüşmeden bir gün sonra iki küresel güç ABD ve Rusya’nın liderleri telefonda görüştü, Başkan Donald Trump’ın yaptığı açıklamada müzakereler için Vatikan’ı işaret etmesi dikkat çekti. Bu mesajdan sonra İstanbul zemini Vatikan’a mı kayıyor sorusu gündeme geldi. Bir başka temel soru da Ruslar Vatikan’ın ev sahipliğini kabul eder mi? Vladimir Putin’in Vatikan teklifini kabul etmesi epey zor görünüyor. 

Haberin Devamı

Yeni Papa’nın heyecanı 

Katoliklerin yeni ruhani lideri Papa 14.Leo’nun bu meseleyi çözme isteğine dair ilk sinyal Vatikan Devlet Sekreteri Kardinal Pietro Parolin’den gelmişti. Parolin, “Papa’nın gerekirse kutsal mekânı iki taraf arasında doğrudan bir buluşma alanı olarak sunmayı planladığını” söylemişti. 

ABD’li yeni Papa daha sonra bir toplantıda, “Kutsal makam düşmanların buluşup birbirlerinin gözlerinin içine bakabilmeleri için müsaittir’’ demiş, bu sözleri de ‘savaşın bitirilmesinde rol oynama isteğini’ ortaya koymuştu. Dahası görevinde ‘dünyadaki savaşların bitirilmesi konusunda kendisine bir misyon biçtiği’ şeklinde yorumlanmıştı. Ancak bu heves buluşmayı gerçekleştirmeye yetmeyebilir, zira yeni Papa Ukrayna’ya yakın duran tavrıyla biliniyor. Rus lider Vladimir Putin’in sadece bu sebeple bile bu fikre sıcak bakması zor. 

Rusların Batı’ya gitme endişesi

Batı basınında çıkan ‘taraflar Haziran ayı ortasında Vatikan’da buluşacak’ şeklindeki haberleri Rusya yalanlıyor. Hatta son olarak Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb’ın ‘Vatikan’daki teknik görüşmeler en erken gelecek hafta başlayabilir’ şeklindeki açıklamalarına Kremlin ‘gelecek toplantılara dair somut bir anlaşma yok’ tepkisini verdi. 

Vatikan buluşmasının önünde ‘bırakın liderler düzeyini, teknik düzeyde bile olsa’ basit lojistik engeller de var. Mesela, ortada Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Putin için verdiği yakalama kararı var. Putin’e diplomatik olarak bu güvence verilse bile, Rus liderin buna güvenip kendi ayağıyla Vatikan’a gitmesi pek mümkün görünmüyor. Dahası uçağının geçeceği ülkelerin hava sahaları da bir risk olarak duruyor. Putin’in bu riski alması da zayıf bir ihtimal. 

Haberin Devamı

Kilise rekabeti 

Meselenin bir de dini ve tarihi boyutu var. Üstelik sadece Doğu (Ortodoks)-Batı (Katolik) kiliseleri arasındaki tarihsel mücadele değil, Doğu kilisesi içindeki kopuş da bu meseleyi çatallaştırıyor ve zorlu bir boyuta taşıyor. 

Kısa bir özet yapalım. Orta Çağ’dan bu yana birbirlerini rakip gören Doğu-Batı kiliseleri, 1054 yılında iki kola ayrıldı; Ortodoks ve Katolik kiliseleri ayrı şekilde örgütlendi. Bugün Katoliklerin ruhani lideri Papa ve kutsal merkezleri de Vatikan. Doğu kilisesinde ise -yaşanan ayrışmalarla- tek bir temsilci olduğuna dair bir kabul yok. Ruhani merkez İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi olarak bilinse de, Rusya’nın yüzünü döndüğü yer Moskova Patrikhanesi. Hatta 2018 yılında Ukrayna Savaşı yüzünden iki patrikhane çatışmaya girdi ve Moskova Patrikhanesi Fener ile bütün ilişkilerini kopardığını duyurdu. Bu konuda gazeteci Deniz Berktay’ın ‘Rusya-Batı çatışmasında Fener Rum Patrikhanesi’ isimli kitabı derinlikli bir perspektif ortaya koyuyor. Berktay meseleyi şöyle anlatıyor: 

Haberin Devamı

“Bu savaş, sadece bir dini çatışmadan ibaret değil. Bu konu ABD-Rusya arasındaki güç mücadelesiyle, Rus ulusal kimliğiyle, Ukrayna ulusal kimlik sorunuyla yakından bağlantılı. Ortodoks dünyasındaki bu en büyük krizi, ABD-Rusya arasındaki ilişkilerr paralel gerildiğini görüyoruz.” 

Sonuç olarak Putin bu savaşı ‘Doğu Kilisesi’ zemininde, dini bir boyutla da veriyor. Buna ek olarak Putin’in, tarih boyunca Doğu Kilisesi’yle mücadeleye girmiş Batı Kilisesi’ne yani Vatikan’a ‘tarihe geçme’ fırsatı vermesi de beklenmez.