‘3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde…
İyi gün dostu Trabzonsporluların, bordo-mavili takımı tribünlerde kaderine terk ettiği yıllar, ‘Trabzonspor’un bize ihtiyacı var yavrum, gel birlikte gidelim’ diyerek, gözünün nuru, engelli yavrusunu sırtına alıp Avni Aker’in yolunu tutan o anne geldi aklımıza yine…
**
Yattığı yerden kalkamayan, yürüyemeyen ve de konuşamayan yavrusu 16 yaşında idi…
Yavru Muhammed konuşabilseydi; annesinden önce gitmeleri gerektiğini söylerdi zaten…
Kalkıp yürüyebilseydi; herkesten önce koşardı Trabzonsporluların kalbinin attığı yere…
**
Siz bakmayın onun, bunun ‘Trabzonspor açık ara şampiyon olur… Şampiyonluğunu mart ayında ilan eder…’ cümlelerine…
Amaç; elden ne gelirse, rehavete ne kadar sürükleyebilirse!
Zira futbolda rehavete yer yoktur, aman dikkat!
**
Şimdilik kulağa hoş gelen sözler, gün gelir de gerçekleşirse söyleyen ‘ben demiştim’ der…
Doğrusunu söylemek gerekirse, yıllardır Trabzonspor’u ‘lütfen’ konuşanlar ne söylediklerinin gerçekleşmesini diler ne de Trabzonspor’un şampiyon olmasını isterler…
**
2009 Yılında ayrıldılar aramızdan…
Aralık ayı aramızdan ayrılışların yıldönümüdür…
**
Bünyamin Kahriman (24), Serhat Kırkayak (23), Ahmet Muhammed Demirel (21), Mesut Keleş (19).
Dört aslan gibi delikanlıya, gece saat 04’te pusu kurdu trafik canavarı Samsun Tekkeköy’de.
Fidan gibi delikanlılar Ankara’da öğrenciydiler…
**
Onlarca il, binlerce ilçe takımının olmak için yanıp tutuştuğu Süper Lig’de başarıyla mücadele eden semt takımı Karagümrük’ün alkışı hak ettiğini söylemeliyiz.
Etkili oynuyorlar, bir oyun planları var, enerji dolu genç bir teknik adama sahipler.
Trabzonspor’a karşı Zukanovıc, Hedenstad ve Biglia’nın cezalarından dolayı oynamamaları, onlar adına büyük şanssızlıktı…
Trabzonspor’un da bilhassa deplasmanlarda otomatiğe bağladığı bir oyun planı var; ayağa top yaparak, rakibi kendi üzerine çekip, defans arkasına attıkları toplarla sonuca gitmek… Dün de Djaniny’e yapılan penaltıyla öyle tanıştılar. Ya benzer ataklardan Nwakame’nin kaçırdığı gole ne demeli? Bırakın Süper ligi, alt liglerde hatta halı sahalarda benzer pozisyonu görmek herkese nasip olmaz!
Bordo-mavililer zaman zaman Karagümrük’ün kendi sahasında topla çıkmasına vize vermeyerek hata yapmaya zorladı; 31’de yine Nwakaeme’nin kaçırdığı bir gol var ki… O pozisyonlar golle sonuçlandırılmış olsaydı, ilk yarı fişi
Trabzonspor lider olduğundan, şampiyonluğa oynadığından ekranlarda her zamankinden fazla konuşulmaya başlandı; mecburen…!
Konuşuluyor konuşulmasına da ‘ama’sı var ama...!
**
Bazılarının derdi; nasıl olur da yenilmediği, yoluna devam ettiğidir.
Öyle ya Trabzonspor namağlup, üstelik Avrupa liglerinde de tekler…
Devre arası ihtiyacı olan yerlere takviye yaparlarsa; sen gel de ayıkla pirincin taşını…
1970’lerde olduğu gibi çıkışa geçerek, lige birkaç yıl arka arkaya vurabilir damgasını…
Günler dakika dakika, ligin boyu da her geçen hafta kısalmaya devam ederken…
12 haftada Hatayspor ve Konyaspor’a 4, Alanyaspor’a 6, Fenerbahçe’ye 7 puan fark atmışken…
Beşiktaş’ı bir önceki maçta İstanbul’da devirmişken, Gaziantep FK’yi yenip, takipçileriyle arasındaki puan farkını artırmaktan başka düşüncesi yoktu liderin.
Öyle ya işi sıkı tutmak, diğer bir ifadeyle küpü doldurarak yola devam etmek gerek!
Trabzonspor’un ligin tepesinde olmasında büyük katkıları olan Bakasetas ile Hamsik’in hatta kaptan Uğurcan’ın olmaması büyük eksikti ama…
Çiçeği burnunda kaptan Abdülkadir sahneye çıktı önce. Öyle bir gole imza attı ki, o yolu otobüs gitmiş olsa en az bir kez ihtiyaç molası verirdi! Meşin yuvarlağı navigasyon gibi kullanıp, adrese teslim yaptı Ömür.
Trabzonspor’a atak oynadığınız zaman geride geniş alan bırakmamaya itina ile özen gösterilmeli, zira geniş alanda etkili oyuncuları başınıza her an iş açabilir, buna bir de dar alanda henüz
Trabzonspor lider…
Trabzonsporlular mutlu…
Oysa o kadar zor dönemlerden geçtiler ki…
Trabzonspor bazı deplasmanlarda sadece rakiplerle değil ‘Trabzon kümeye’ tezahüratları ile de karşılaştı!
Bazı geceler Trabzonsporluların gözüne uyku girmedi… Yalnız bırakmadıkları takımlarının birçok maçta hakkı yenmesine rağmen karayemiş fidanı gibi direndiler! Ve inatla, ısrarla hep bir ağızdan ‘Biz tekrar eski günlere tekrar döneceğiz’ dediler…
O günlerin aşılmasında en büyük desteği taraftarı vermiştir; dişinden tırnağından artırarak, gecesini gündüze katarak…
İşlerin yolunda gitmediği, ‘Yeter ki sen ayağa kalk, gerisini seni sevenlere bırak’ denildiği yıllardan…
Gözümüz Karadağ’da, kulağımız Hollanda’da idi dün gece…
Elde kâğıt-kalem, ince hesaplara daldık; Norveç, Hollanda’yı yense, biz de Karadağ’ı geçersek, gruptan lider çıkar, mutluluktan şarkılar, türküler söyleyecektik…
Tabi ki mağlubiyette vardı işin içinde; Norveç ile Hollanda’nın berabere kalması halinde kafayı öne eğip ‘gelecek maçlara…’ deyip, devam edecektik.
**
Doğrusunu söylemek gerekirse, buraya kadar gelmişken, gruptan çıkarız hayalini kurmuşken, 600 bin nüfusa sahip Karadağ’a kaybetmek insanı üzerdi, kahrederdi!
**
Henüz maça ısınamadan, neyin ne olduğunu anlamadan yediğimiz golle buz kessek de, Karadağ’ı gözümüze kestirmiştik bir kere, yenmeliydik, o guruptan çıkıp yolumuza devam etmeliydik arkadaş. Her ne kadar ‘bizim çocuklar’ın üzerinde baskı oluşmuş olsa da… Zira omuzlarındaki sorumluluk o kadar ağırdı ki…
**