Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Eğitimin saymakla bitmeyecek kadar farklı amaç ve hedefleri var. Yaşam kalitesi, sürdürülebilirlik ve önemlisi de yaşadığı her anı en verimli şekilde kullanabilecek bireyler yetiştirmektir.

Peki sınav odaklı eğitimle bunu ne kadar başarabiliyoruz?

Örneğin zamanımızı, kaynaklarımızı, enerjimizi ne kadar verimli kullanabiliyoruz?

Zaman konusunda titiz olduğumuzu söylemek abartılı olur. Saniyelerin önemli olduğu çağımızda bırakın dakikaları, saatlerin, günlerin, ayların ve hatta bazen yılların bile önemi yok.

Haberin Devamı

Enerjimizi doğru kullandığımızı söylemek de abartılı olur. İncir çekirdeğini dolduramayacak konuları günlerce tartışıyoruz. Kendimiz ya da ülkemiz için çok önemli konulara ise ya hiç kafa yormuyoruz ya da sürekli geçiştiriyoruz…

İsrafa gelince, bu konuda herhalde bizimle yarışanı zor buluruz. Hemen her konuda “Bugün git, yarın gel mantığı” hakim. Göç yolda düzülür deyip, ne bir planlama yapıyoruz ne de süreci doğru yönetiyoruz.

Zamanımızı, kaynaklarımızı, moral ve motivasyonumuzu hovardaca harcıyoruz. Şaşalı bir şekilde başlattığımız çok önemli projelerin yarım kalması biraz da bu yüzden…

”Türk gibi başla Alman gibi bitir” özdeyişi muhtemelen bu yüzden doğdu ve her fırsatta dile getiriliyor. Heyecanımıza ve her ne kadar 4, 5 seçenekli testlerle köreltilmeye çalışılsa da yaratıcılığımıza diyecek yok.

Keşke biraz daha organize olabilsek, keşke biraz daha ilk adım kadar son adımı da düşünüyor olabilsek. İşte o zaman her şey çok daha farklı olacaktır!..

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına “Türkiye Yüzyılı” heyecanı ile girdik. Peki o ilk günkü heyecan hâlâ var mı?..

Su, su, su…

Napolyon “Para, para, para” demişti. Hâlâ da geçerli ama sanki çok yakın gelecekte su çok daha önemli olacak.

Daha şimdiden pek çok kentimizde yer altı suları yani kuyular bile kurudu. İstanbul gibi büyük şehirlerde hemen her yaz barajların dibi görünüyor.

Tüm öngörüler önümüzdeki 20, 30 yıl içerisinde küresel ısınmaya paralel olarak kuraklığın ve kıtlığın can yakacağı yönünde.

Ülkemiz gibi aynı anda dört mevsimin yaşandığı, yağışın bol olduğu ülkelerde böylesi bir sorun yaşanmaz diyenler de var ama yaz aylarında çektiğimiz çileler de ortada!..

Haberin Devamı

İleriki yıllarda petrol ve doğal gaz boru hatları gibi ülkeyi hatta ülkeleri boydan boya saran su boru hatları da döşenirse hiç şaşırtıcı olmaz!..

İçilebilir ve tarımda kullanılabilir su kaynakları da hızla tükeniyor. Atıklarla zehirlenmeyen akarsularımızın sayısı her geçen gün azalıyor ve maalesef bu konu da yeterince ciddiye alınmıyor!..

Eğitim işte bunun için var. Doğayı ve özellikle de su kaynaklarını korumak en önemli vatandaşlık görevlerimizden biri ama bu kimin umurunda?

Suyumuz, yağmurumuz, karımız, akarsularımız çok ama ne kadarını biriktirebiliyoruz, ne kadarını doğru kullanıyoruz?

Suyu ciddiye alan ülkeler her damla yağmuru biriktirip, en doğru şekilde kullanırken, biz varlık içinde yokluk çekiyoruz. Yine pek çok ülkede Su Bakanlığı varken ve en önemli bakanlıklar arasında yer alırken bizdeki DSİ’nin bile eski gücünde olmadığını söylemeyen yok gibi!.

Haberin Devamı

Ne olur artık su işine biraz daha kafa yoralım… Ülke genelinde bu konuya kafa yoranlar yok mu? Elbette var ama sayıları o kadar az ve seslerini duyurmada öylesine sorunlar yaşıyorlar ki, sabır dilemenin ötesine geçemiyoruz…

Onlardan birisi de CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer. Tarım ve su konusunu yılmadan gündemde tutmaya çalışıyor.

İşte bu konuda dile getirdiği görüşlerinden sadece birkaç satır başı:

*Yağmur, kar yağınca su sorunu bitmiyor. Suyu doğru, bilinçli ve israf etmeden tüketmeliyiz.

*Keza tarımda önemli üretim alanlarında daha çok yeraltı suyu tüketilmektedir. Bu yüzden yeraltı suları da her geçen yıl daha düşü azalıyor.

*Hem suyu hem tarım alanları yönetimini sorunlu kılan süreç için başta salma (vahşi) sulamadan bir an önce vazgeçilmelidir.

*Kuruyan kaynakları geri getirmenin mümkün olmayacağı unutulmamalıdır.

*Su kullanım ve yönetimi ilkokuldan başlayarak toplumun her kesimine anlatılmalıdır. Tavizsiz uygulamalar şarttır. Su kaynaklarını gözümüz gibi korumak zorundayız.

Özetin özeti: Susuz bir hayat ne çekilebilir, ne de sürdürülebilir. En acı olanı ise kaybettikten sonra farkına varmaktır!..