05.01.2025 - 02:01 | Son Güncellenme:
SEYHAN AKINCI - Onları önce Kolpa’nın “Tasma” klibinde birlikte izlemiştik. Grubun solisti Barış Yurtcu’ya eşlik eden Deniz Baysal’dı. İki yıl sonra 2019’daysa düğün fotoğraflarına hayran kaldık. Birkaç ay önce ise Deniz Baysal yine bir Kolpa klibinde çıktı karşımıza. Üstelik bu defa söylüyordu da “Hastayım Sana”... Barış Yurtcu’nun, eşinin dizi çekimleri için Ankara’da olduğu dönemde özlemini dile getirdiği şarkının klibi güzel bir yaz günü gibi insanın içini ısıtıyor. İkili ile Demirören Medya Center’da bir araya geldik ve düetlerinden ev hallerine pek çok şeyi konuştuk.
Daha önce Kolpa’nın klibinde izlemiştik sizi... “Hastayım Sana” şarkısındaki düet çift olarak ikinci iş birliğiniz oldu. Şarkının hikâyesini dinleyebilir miyiz?
Barış Yurtcu: Deniz Ankara’da “Teşkilat” dizisi çekimlerindeyken çok vaktim oluyordu. Bir buçuk sene kadar ayrı kaldık. O sürede bir sürü beste yaptım. Deniz’e de bu şarkıyı yapmıştım. Ama yayınlamamıştık. Sonra bir gün evde yaptığım demoyu dinlerken Deniz duydu ve “Ben bunu söyleyebilir miyim sence?” diye sordu. “Bence söylersin,” dedim “Sesin de güzel.”
Deniz Baysal: Barış evde kendi yaptığı şarkıları dinliyordu arka arkaya. Bu şarkıyı biliyordum ama demo kaydı daha başkaydı. Bir de birine söyletmişti. Onu da duyunca içim kıpır kıpır oldu. “Ben söyleyebilir miyim bunu acaba?” dedim. Sağ olsun Barış da çok destek verdi.
- Şarkı söyleme işi tadımlık olarak mı kalacak yoksa müzikle daha yakın bir ilişki kuruldu mu?
Deniz B.: Hoşuma gitti aslında stüdyo ortamı. Ama Barış’ın yarattığı konfor alanı da benim için daha keyifli hâle getirdi durumu. Yine bir şey denk gelirse yaparız ama özellikle bunun üzerine yoğunlaşmam, sanmıyorum.
- Peki birlikte çalışmayı, birlikte üretmeyi nasıl tanımlarsınız?
Deniz B.: Biz birbirimizden çokça fikir alan bir çiftiz. Sektörlerimiz farklı görünse de işin içinde yaratıcılık olduğundan birbirimizle paylaşırız. Ben gelen projeler arasında içime sinen olursa Barış’a okuturum “Sen ne düşünüyorsun?” diye. Onun yaptığı şarkılar evde zaten kulağımda. İşim değil ama bir dinleyici olarak fikrimi söylüyorum. Bu yüzden besliyoruz birbirimizi.
Barış Y.: Gayet uyumlu çalıştık. Deniz de benim vokal koçluğu yapmama olanak tanıdı. “Sen yönet” dedi. Ben de çok yüklendiğimi sanmıyorum.
Deniz B.: Ben teşekkür ederim, iyi idare ettin hayatım. Çünkü hemen kaybolup giderim, gülerim falan. Minik bir disiplini vardı ama bana çok göstermedi.
- Aslında dışarıdan bakıldığında daha disiplinli olan sizmişsiniz gibi görünüyor. Daha kuralcı gibi olan...
Deniz B.: Evet.
Barış Y.: Ben de disiplinliyimdir. Öyle rahat görünürüm ama her şey kafamdadır. Ama Deniz daha planlıdır. Mesela sete gideceği zaman gecikmek istemez. Tam saatinde gitmek ister. Bende ufak esnetmeler olabiliyor.
Deniz B.: Orada biraz ayrı düşüyoruz.
Barış Y.: Deniz iş ve mesleki konularda dakiklik anlamında daha disiplinlidir.
- İçinde hem yaratıcılık hem de aslında kaygının olduğu işler yapıyoruz. Bulunduğumuz koşulları da düşündüğümüzde bunlar sizi zorluyor mu? Bunlarla nasıl başa çıkıyorsunuz?
Deniz B.: Zorlamaz mı? Kamera önü ve kamera arkasında öyle bir iş yapıyoruz ki herkesin üstünde bir tedirginlik oluyor. Hangi gün yayına gireceğizden başlayıp ne kadar reyting alacağız?’a, Bu iş ne kadar gider?’e uzanan... Bu yüzden kamera önü ve arkası olarak tam performansımızı gösterebildiğimizi düşünmüyorum. Kafamız hep bir yerde oluyor. Halbuki bizim bunu düşünmememiz lazım. Bunu düşünmesi gerekenler belli. Ama bizim sektörümüz maalesef öyle bir halde ki! Bu tabii yaratıcılığı çok etkiliyor. Maliyetler eminim çok etkiliyor. Hem o kaosun içinde var olmak, o yaratıcılığını tam olarak gösterememek hem de fiziksel bir yorgunluk da yaratıyor bu kadar uzun şartlarda çalışmak. Var olma mücadelesi gösteriyoruz.
Barış Y.: Evet, onların sektörü çok ağır. Bizim sektöre göre daha zor bence. O yüzden kolay değil uzaktan kolay gibi görünüyor ama...
- Evet, herkes çok para kazanıyormuş gibi bir algı var.
Deniz B.: Evet, teşekkür ederim bunu sorduğun için gerçekten. Çünkü bunun haber yaptırılmasını da mesela hiç doğru bulmuyorum. Bazen bunu kullananlar oluyor. Bölüm başı şu kadar alıyorum gibi. Bunu da çok yanlış buluyorum. Bu mesleği yapmayan biri olsaydım içinde bulunduğumuz şartlardan dolayı bunu okuyunca sinirlenirdim. Bu da bizim aramızdaki uçurumu açıyor. Daha az anlaşılır olduğumuzu düşünüyorum. Her şey birbirine girmiş durumda.
- Çocuk sahibi olmayı tercih etmemeniz üzerine çok fazla yorum yapıldı, yapılıyor...
Deniz B.: Bana büyük bir sorumluluk gibi geliyor ve biz şu anda düşünmüyoruz ama şimdilik kararımız bu yönde fikrimiz ileride değişebilir de. Çocuk yetiştirmek çok önemli bir konu. Bence herkes hazır olduğunda ebeveyn olmalı ve kimseye bu konuda baskı yapılmamalı. Maalesef, kendi ailesi tarafından istismara uğrayan çocuklar da var. Bu yüzden “Niye çocuk yapmıyorsunuz?” sorusu yerine, bazı insanlara sen neden çocuk yaptın diye sorulması gerekiyor.
Barış Y.: Bu dönemde her şey zorlaştı. Güven azaldı. Eskiden biz sokaklarda oynardık ama şimdi çocuğunu gözünün önünden ayıramazsın bile. Ben sokakta büyüdüm, 15 yaşıma kadar dışarıda oynadım. Ama şimdi bunu yapamayacağımızı bildiğim için çocuk sahibi olma düşüncesi beni biraz endişelendiriyor. Çünkü artık çocuklar çok soyutlanmış şekilde büyüyor.
- Aile kavramı sanki çocuksuz olmazmış gibi bir algı yerleşmiş...
Deniz B.: Beni en çok o üzüyor. Biz bir aileyiz ama sanki öyle görünmüyormuşuz gibi. Neden? Çocuğumuz olmadığı için. Ayrıca bence isteyip de çocuk sahibi olamayan insanlara çok ayıp edilmiş oluyor.
Barış Y.: Benim “Çocuk yapmayacaksanız niye evlendiniz?” diyen arkadaşlarım var. Bunu çok duydum. Cevabı ne bunun şimdi? Sadece çocuk için evlenilir gibi bir algı var.
Deniz B.: Bu arada evliliğe karşı bir tavır gelişti. Evlenip ne yapacaksın deniyor. Aile olma karşıtı insanlar türedi.
- Peki, evde nasıldır Barış ve Deniz?
Deniz B.: Rahat bir çiftiz. Birbirimize çok alan bırakırız. Evimizde bireysel alanlarımızı da oluşturuyoruz. Konuşmadan oturabiliriz, saatlerce konuşabiliriz de.
Barış Y.: Evet, Deniz’e katılıyorum. Ben genelde online oyun oynarım mesela.
“BARIŞ ÇOK GÜZEL YEMEK YAPAR”
- Yemek yemeği sever misiniz?
Deniz B.: Güzel yemek yemeyi severiz. Barış çok güzel yemek yapar. Bu konuda aşırı şanslıyım. Çok güzel şeyler yapıyor.
- Spesiyalleri neler mesela? Barış’ın yaptığı en sevdiğiniz yemek?
Deniz B.: Çorba. Çok güzel çorba yapar. Çok güzel çökertme yapar. Pizza yapar. Sıfırdan makarna yapar. Noodle yapar. Dışarıda yemezsin bir daha öyle güzel yapar.
Barış Y.: Merakım sonradan oluştu. İlk başta yoktu hiç böyle bir şey. Özellikle pandemiden sonra iyice arttı. Bir de insan hoşuna gittiğini anlayınca üzerine gidiyor.
Deniz B.: Simit yaptık pandemide.
Barış Y.: Simit, ekmek, lahmacun bunları hep yaptık. Hepimiz yaptık. Yemek yemeyi severiz. Adanalı olduğum için yemeyi hep çok severdim. Deniz İzmirli olduğu için daha çok zeytinyağlı sever. Ama Adana’ya gittiğimizde afiyetle yiyor.
Deniz B.: Lezzet festivaline denk geldik en son, çok keyifliydi.
“DENİZ SAYESİNDE SAKİNLEŞTİM”
- Sahip olduğumuz özellikleri düşündüğümüzde hepimizin farklılıkları var ve birbirimizi dönüştürüyoruz. Sizin birbirinizde en olumladığınız ve en tahammül etmekte zorlandığınız özellikleriniz neler?
Deniz B.: Geçen gün düşündüm. Tam kendi kendime dağınıklıktan şikâyet edecekken durdum ve dedim ki yeri geliyor ben de yapıyorum, atıyorum bir şeylerimi. Toplanır. 10 sene önce İstanbul’da bir ev arkadaşımla kalıyordum. Yanımda başka bir arkadaşım varken ona söylenmiştim. “Bu da eşyalarını her yere bırakıyor” gibi. O da “Ne güzel işte yanında biri olduğunu, yalnız olmadığını gösteriyor bu dağınıklık” demişti. Ben de artık bu yönden bakmaya başladım. Böyle çok büyük tahammül edilmeyecek hiçbir şeyimiz olduğunu düşünmüyorum.
Barış Y.: Deniz biraz kuralcı, bir de panik. Büyütüyor. “Nasıl yapacağız, nasıl halledeceğiz?” diye. Ben de bakıyorum bir sıkıntı yok benim için. Hallolacak. Niye bu kadar büyütüyor diyorum mesela.
Deniz B.: Fıtrat!
Barış Y.: Deniz de, bende şeyi törpüledi mesela daha sinirliydim eskiden. Daha anlık yükselmelerim vardı o Adanalılığın verdiği haller falan... Ben onları biraz azalttım. Sayesinde daha sakin oldum diyebilirim.