Afganistan’daki Taliban zulmünden kaçan Vezir Muhammed Nourtani ve ailesi, önce İran’a ardından da 2023 yılında Türkiye’ye sığındı. Yeni bir yaşam umuduyla Zonguldak’a yerleşen aile, burada bir kaçak maden ocağında çalışmaya başladı. Ancak Vezir Muhammed’in hayatı, 2023’te geçirdiği bir iş kazasıyla ve sonrasında yaşanan korkunç olaylarla sona erdi. İddialara göre Nourtani’nin cansız bedeni, işverenleri tarafından ormanlık alana götürülerek yakıldı ve gömüldü. Olayla ilgili açılan davada, sanıklara yalnızca 5 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Verilen cezalar ve tutukluluk süreleri göz önüne alındığında sanıkların yaklaşık 3 ay içinde tahliye edilebileceği belirtiliyor.
‘Ölüye saygı göstermediler’
Vezir Muhammed’in eşi Kamer Gül Meliki(39), yaşadıklarını Milliyet’e anlattı. Türkiye’de hiçbir yakını olmayan ve mahkeme sürecinde kendini ifade edemediğini söyleyen Meliki, şunları dedi:
“Eşimi öldürdüler, sonra yaktılar. Ölüsüne bile saygı göstermediler. Mahkemede kendimi anlatamadım. Kimse beni dinlemedi, sesimizi duyan olmadı. Karşı tarafın avukatları Ramazan ayında evime bir çanta parayla geldiler, yardım edeceklerini söylediler. Bu insanlar bana bu parayla geldiyse, mahkemeye gitmediklerini nereden bileceğim? Bu kararı veren hiç kimseye hakkımı helal etmiyorum. Ölüm var, adelet yok.”
Avukatsız yargılama
Ailenin avukatı Kerim Bahadır Şeker, dava sürecinde ciddi adaletsizliklerin yaşandığını belirtti. Mahkeme sürecinin sağlıklı yürütülmediğini, ifadesinin eksik ve hatalı şekilde duruşma tutanağına geçirildiğini iddia eden Şeker, “Avukatsız yargılama yapıldı, avukatsız karar verildi. Adil yargı hakkı açıkça ihlal edildi” dedi. Karara itiraz edeceklerini söyleyen Şeker, Koç Üniversitesi tarafından hazırlatılan özel adli tıp raporunda, Vezir Muhammed’in ölmeden önce yakılmış olabileceğine dair bilimsel bulgular olduğunu belirterek şunları aktardı:
“Mahkeme diyor ki, iş kazası oldu, sanıklar korkup cesedi yaktı. Bu anlatıya göre bile ‘bilinçli taksirle öldürme’, ‘delil karartma’ ve ‘ölünün hatırasına hakaret’ suçlarından en az 12 yıl ceza verilmesi gerekirdi. Biz 24 yıl ya da ağırlaştırılmış müebbet talep ettik. Sanıkların tutuklu kaldıkları süre de göz önünde bulundurularak, yaklaşık 3 ay içinde tahliye edilebilir ve kaldıkları yerden bir şey olmamış gibi hayatlarına devam edecekler.”