GündemSorun deprem değil, İstanbul! Otomatik vitesliler yolda kaldı, sebebi bakın ne çıktı

Sorun deprem değil, İstanbul! Otomatik vitesliler yolda kaldı, sebebi bakın ne çıktı

26.04.2025 - 06:58 | Son Güncellenme:

23 Nisan günü 6.2'lik deprem sonrası İstanbul’un yollarını dolduran araçlar, arızalanarak yol kenarlarında uzun kuyruklar oluşturmuştu. Sosyal medyada yayılan çarpıcı iddialar buna depremin sebep olduğu yönündeydi. Peki ama gerçek neydi? Bir doğa olayı olan deprem, mekanik cihazları bozabilir miydi? 2 uzman tüm merak edilenlerle Milliyet.com.tr’ye değerlendirdi.

Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr - İstanbul, Inrix'in 2024 Trafik Analizi Raporu'na göre dünya genelinde en yoğun trafiğe sahip şehir ünvanını aldı. Pek olumlu olmasa da bu ünvan bazı dikkat çekici istatistiklere de yansıdı. 1 sürücü yılda ortalama 105 saatini trafikte geçiriyordu. Bu da kaybedilen zamanı gözler önüne seriyordu. Ancak bazen ne olursa olsun o trafikte ‘acil’ ya da hızla bir noktaya ulaşmak istendiğinde ortaya bambaşka manzaralar çıkıyor. Kazalar, arızalar ve trafik kavgaları… 23 Nisan günü de Silivri açıklarında 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından trafik yoğunluğu yüzde 100’ü bulmuştu. Araç sayısı arttıkça yoğunluk, yoğunluk arttıkça kazalar ve arızalar da sık görülüyordu. Ancak sosyal medyada yayılan videolarda dikkat çekici bir iddia vardı! Nasıl olur da depremden sonra onlarca ‘otomatik’ araç arıza verebilirdi? Mekanik bir sistem aslında en az kar ve yağmur kadar normal olan bir doğa olayına nasıl yenilirdi? Yoksa bu yenilgi depreme değil de her gün saatleri çalan trafik yoğunluğuna ve yakıt türüne mi bağlıydı? Kocaeli Üniversitesi Otomotiv Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çınar ve Kocaeli Üniversitesi Otomotiv Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Köylü arızaların arkasındaki gerçeği Milliyet.com.tr’ye anlattı.

Haberin Devamı

Sorun deprem değil, İstanbul Otomatik vitesliler yolda kaldı, sebebi bakın ne çıktı

DEPREME DEĞİL, TRAFİĞE YENİLDİLER!

23 Nisan 2025 tarihinde saat 12.49'da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremden sonra binlerce İstanbullu sevdiklerine ulaşmak ve onlardan iyi bir haber alabilmek adına yola koyulmuştu. Binlerce aracın aynı anda yola çıkmasının elbet kaçınılmaz sonuçları olacaktı. Ortaya çıkan panik havası, sürücülere zor anlar yaşatıyordu. Ancak sosyal medyada yayılan videolar bugüne dek hiç görülmemiş iddiaları sıralamıştı. Otomatik vitesli onlarca araç arka arkaya arıza vermişti. Sürücülerse 6.2’nin yaşattığı paniğin etkisiyle bunun deprem kaynaklı olabileceğinden korkuyordu. Halbuki yaşanan arıza Prof. Dr. Ali Çınar’ın da, “Araç arızasının depremle herhangi bir ilişkisi olamaz. Deprem bir doğa olayıdır. Araç, bu doğal olayla hiçbir bağlantısı olmayan bir makinedir” diye ifade ettiği tamamen mekanik sebeplerle yaşanıyordu. Doç. Dr. Hakan Köylü’ye göre de yaşananların perde arkasında depremin manyetik gücü yoktu. Doç. Dr. Köylü, “Günümüz araçlarında manyetik uyumluluk testi regülasyonlar kapsamında gerçekleştirildiği için araçta bulunan sensörlerin veya  elektronik sistemlerin manyetik alandan etkilenmesi oldukça zordur. Araçta oluşan arızanın depremle ile ilgisi, depremden kaynaklı olarak oluşan yoğun trafiktir. Depremin, oluşan arızalar ile ilgili herhangi bir bağlantısı bulunmuyor” diyor. Yani yaşananların sebebi İstanbul depremi değil, İstanbul’un ta kendisiydi!

Haberin Devamı

Her geçen gün artan nüfus, özellikle megakent İstanbul için de pek çok konuda yetersiz kalan altyapı demek. Önce çarpık kentleşme ve bununla ortaya çıkan sağlıksız yapılar depremde enkaz altında kalma endişelerine sebep oluyor. Sonra da depremden kaçtığı ya da sevdiklerinden telefonla haber alamayınca aracıyla yola koyulan binlerce insan anlamına geliyor. Deprem olmadan bile zaten yoğun olan İstanbul trafiği, 23 Nisan’daki 6.2’den sonra yüzde 100’e yükselmişti. Trafik sıkışıklığı nedeniyle yolcu ve sürücüler, 2024 yılında toplam 105 saatin yollarda geçiriyordu. İstanbul bu verilerle dünyanın en sıkışık trafiğine sahip kent ünvanı kazanıyor, bunun yanında yaralanmalı ve can kaybına neden olan kaza verileri incelendiğinde ise Türkiye’nin en güvenli ili İstanbul oluyordu. İstanbul'da 2024 yılında ana yollarda trafiği etkileyen 16 bin 483 kaza yaşandı. En çok kaza ise Basın Ekspres’te oldu. Onu D-100 karayolu takip ediyor. 23 Nisan’da yaşanan kazaların adresi olan bu yolda çok sayıda sürücünün kaputunu açarak arızalı otomobilinin başında beklediği görüntüler sosyal medyada ses getirmişti.

Sorun deprem değil, İstanbul Otomatik vitesliler yolda kaldı, sebebi bakın ne çıktı

DEPREMDEN SONRA UZUN KUYRUK! HEPSİ OTOMATİK

Her ne olursa olsun yaşanan arızaların başrolündeki araçlar, otomatik vitesliydi. Bu da akıllara yoğun trafikte otomatik vitesin dezavantaj olup olmadığı sorularını getiriyordu. Uzmanların açıklamalarına bakıldığında ise sorunun cevabı netti! Tek bir detaya dikkat edildiğinde otomatik vites, dünyanın en yoğun araç trafiğine sahip olan İstanbul’da da avantajlıydı. Prof. Dr. Ali Çınar’a göre bu detay ‘bakımda’ saklıydı. Prof. Dr. Çınar, “Bakımı zamanında, eksiksiz ve doğru yapılırsa, ayrıca doğru kullanılırsa otomatik şanzıman her koşulda daha avantajlı bir şanzımandır. Trafiğin yoğun olması herhangi bir dezavantaj oluşturmaz” diyordu. Doç. Dr. Hakan Köylü’nün de açıklamaları benzer şekilde. Doç. Dr. Köylü konuya ilişkin şu sözleri söylüyor:

Haberin Devamı

“Bakımı zamanında, eksiksiz ve doğru yapılırsa, ayrıca doğru kullanılırsa otomatik şanzımanlar her koşulda daha avantajlı bir şanzıman olmasının yanında çift kavramalı yarı otomatik vites kutularının vites değişimleri milisaniye mertebesinde oldukça hızlı olduğundan yakıt tüketiminin yanında egzoz emisyonlarını de azaltılabilir. Yoğun trafik, tam otomatiklerde ve yarı otomatiklerde vites konumu N ye alınmadığında veya fren pedalına tam olarak basılmadığında özellikle yarı otomatiklerde bulunan kavramalarda oluşan ısı aracın durdurularak soğumasını gerektirdiğinden sorunlara neden olabilir. Bu sorun, vites kutusundan kaynaklı olmayıp sürücülerin kullanım hatasından kaynaklı olduğu için vites kutusu açısından dezavantaj teşkil etmez. Böylelikle otomatik viteslerin doğru kullanılması durumunda, trafiğin yoğun olması herhangi bir dezavantaj oluşturmaz.”

Haberin Devamı

Sorun deprem değil, İstanbul Otomatik vitesliler yolda kaldı, sebebi bakın ne çıktı

'ARIZALANMAMASI İÇİN ‘N’E YAPILMALI'

Yoğun trafikte otomatik vitesli araçların arıza vermesi konusunda Prof. Dr. Ali Çınar, en çok da ‘kullanım hatasına’ dikkat çekiyor. “Peki yoğun trafikte otomatik araçların arızalanmaması için ‘ne’ yapmamız gerekiyor?” diye soruduğumuzda ise cevap yine ‘N’ oluyor! Doç. Dr. Hakan Köylü’ye göre de kullanım hataları nedeniyle meydana gelen arızalarda, vitesin çalışma prensibi de önemli. Her otomatik araç aynı koşulda arızalanmıyor. Peki ama neden?

“Araçlarda iki çeşit otomatik vites kutuları vardır. Bunlar tam otomatik ve yarı otomatik vites kutularıdır. Tam otomatik vites kutularında güç kesintisi olmadan vites geçişleri mümkün iken yarı otomatiklerde güç kesintisiyle vites değişimi mümkün olabilir. Tam otomatik vites kutularında tork konvertörü kullanılırken yarı otomatiklerde çift kuru tip veya tek ıslak kavrama kullanılır. Tork konvertörü hidrodinamik bir yapının yanında kilit sistemine sahip olması nedeniyle yoğun trafikte aracın dur-kalk yapmasından kaynaklı sorun yaşamazken, kuru tip kavramalar dur-kalklarda ısınma kaynaklı sorunlara neden olabiliyor. Isınma sorunu genellikle fren pedalına tam olarak basılmadığında kavramanın tam olarak ayırmamasıyla ortaya çıkan sürtünmeden kaynaklanır. Bunu yarım debriyaja benzetebiliriz. Bu nedenle tam otomatiklerden daha ziyade çift kavramalı otomatikleştirilmiş manuel vites kutusuna sahip araçlarda ısınma kaynaklı sorunlar arızanın esas kaynağıdır.” - Doç. Dr. Hakan Köylü

Peki yoğun trafikte arıza uyarısı almamak için ‘ne’ yapılmalı? Doç. Dr. Hakan Köylü şöyle açıklıyor:

“Yoğun trafikte arızaya neden olan sorun araç duruyorken fren pedalına tam olarak basılmaması veya ‘N’ konumuna alınmamasından ortaya çıkar. Hâlbuki yoğun trafikte sık dur kalklarda araç durduktan sonra vites ‘N’ konumuna alınmış olsaydı, aracın yükü vites kutusundan alındığı gibi kavramanın tekerlek ile bağlantı kesildiğinden tam kavraşma halindeki kavramada sürtünme olmayacağı için ısınma sorunu da ortadan kaldırılabilecekti. ”

Haberin Devamı

Sorun deprem değil, İstanbul Otomatik vitesliler yolda kaldı, sebebi bakın ne çıktı

OTOMATİK NE KADAR AVANTAJLI? YAKIT TÜRÜ İŞİ DEĞİŞTİRİYOR

Doğru kullanılırsa ve bakımı zamanında, eksiksiz şekilde yapılırsa otomatik şanzımanlı araçların avantajlarının daha fazla olduğunu vurgulayan uzmanlar, aracın kullandığı yakıtın ne olduğunun önemli olduğuna da dikkat çekiyor. Otomatik araçların başta kullanım kolaylığı olsa da trafik yoğunluğu fazla olduğunda hangi aracın nasıl kullanılması gerektiğine dair soru işaretleri var. Doç. Dr. Hakan Köylü yakıt türleri hakkında bilgiler verirken, gelişen teknolojiyle otomatik vites araçların dezavantajlarının da azaldığını belirten Prof. Dr. Ali Çınar, otomatik araçlarla ilgili avantajları sıraladı.

Prof. Dr. Ali Çınar, “Her durumda otomatik şanzımanlı araçların avantajları dezavantajlarından daha fazladır. Otomatik şanzımanlı araçların en büyük avantajları daha konforlu bir sürüşe sahip olmalarıdır. Bu şanzıman tipine sahip araçlar, özellikle trafik ışıkları ve yoğunluğun çok olduğu şehir içi trafikte kullanım kolaylığı sağlar. Vites geçişleri sırasında manuel vitesli araçlara oranla daha konforlu olan otomatik şanzımanlı araçlar, yokuşlarda ve eğimli yollarda da sürüş rahatlığı sunar. Sürücünün dikkatine ihtiyaç duymadan motor gücünü dengeleyen ve vites geçişlerini sağlayan otomatik şanzımanlı araçlar, uzun yollarda da kullanım kolaylığı sunar. Otomatik şanzımanlı araçların dezavantajları ise manuel şanzımanlı araçlara oranla daha geç hızlanmaları, rutin bakım ve tamiratlarının daha yüksek maliyetli olmasıdır. Otomatik şanzımanlı araçların manuel şanzımana sahip araçlara göre dezavantajlarından biri de daha fazla yakıt tüketmeleridir. Ancak gelişen son teknolojilerle bu dezavantaj kısmen azalmıştır” diye konuştu.

Ya yakıt türüne göre yoğun trafikte yaşanacak arızalarda bir değişiklik olur mu? Bu sorunun cevabını da Doç. Dr. Hakan Köylü şöyle veriyor:

"Elektrikli araçlarda hız değişimi genellikle elektrik motoru sürücüsü üzerinden gerçekleştiğinden ya tek ya da iki kademeli vites kutuları kullanılabilir. Bu nedenle elektrikli araçlarda bu tip arızayla karşılaşma olasılığı oldukça düşüktür. Dizel motorların kullanıldığı araçlar yavaşlarken dizel motorun devir düşüşleri daha hızlı gerçekleştiğinden ve dur-kalk gibi durumlarda aracın düşük hızda düşük devirle sürülmesi gerektiğinden, kavramalar daha yüksek tork ile yüklenir. Bu noktada oluşan ısı daha çabuk gerçekleşebilir. Böylece dizel motorlu araçların yoğun trafikte daha dikkatli kullanılmasını gerekir. LPG kullanımında aynı hıza daha yüksek motor devir ile ulaşılacağından kavrama daha yüksek devirde döneceğinden kayması daha erken ve aşınması da daha çabuk gerçekleşir."

KEŞFETYENİ
Ünlü oyuncu dolandırıcıların yeni kurbanı oldu!
Ünlü oyuncu dolandırıcıların yeni kurbanı oldu!

Cadde | 26.04.2025 - 07:47

Oyuncu Devrim Özkan, adını kullanıp dolandırıcılık yapanlara karşı hukuki süreç başlattığını duyurdu.

Yazarlar