09.04.2021 - 06:27 | Son Güncellenme:
Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu, "covid19.saglik.gov.tr" adresinden paylaşıldı. Türkiye'de son 24 saatte 304 bin 492 Kovid-19 testi yapıldı, 55 bin 941 kişinin testi pozitif çıktı, 258 kişi hayatını kaybetti.
Ağır hasta 2 bin 615 oldu, 37 bin 914 kişinin Kovid-19 tedavisinin/karantinasının sona ermesiyle iyileşen sayısı 3 milyon 232 bin 892'ye yükseldi.
Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Kayıpmaz, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi tarafından 4'üncüsü düzenlenen Uluslararası Sağlık Bilimleri ve Yaşam Kongresi'ne konuşmacı olarak katıldı. Pandemi döneminde yerli üretimin ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığına işaret eden Doç. Dr. Kayıpmaz, "Nasıl anladık, hayvancılıkta, tarımda, savunma sanayiinde ve bizim sağlık bilimlerinde yerli üretim olmazsa olmazımız.
Biz bugün aşılarda neden zorluk yaşıyoruz. Gerçi şu anda 18 milyona ulaştı yaptığımız aşı sayısı, onu da niye yaşıyoruz dışa bağımlıyız. Şu anda bizim üniversitelerimizde, bizim insanlarımız tarafından geliştirilen aşıların ön plana çıkmasıyla, üretilir hale gelmesiyle biz bu pandemi, Covid-19 belasından veya bundan sonra karşılaşacağımız diğer solunum yolu hastalıklarından kendi yerli aşılarımızla ancak kurtulabileceğiz. Bu yerli aşılarımızı düşük maliyetli ülkemizde üretebilirsek belki de yurt dışındaki birçok ülkeye de derman olacak şekilde en uygun şekilde sağlayabileceğiz" dedi.
Çin'deki bir balık pazarında ortaya çıkan koronavirüsün kısa sürede tüm dünyayı kuşattığını belirten Doç. Dr. Kayıpmaz, "Dünyada 130 milyonun üstünde vaka sayısı ve yaklaşık 3 milyon ölüm olgusu ile karşımıza çıktı. Hala bu hastalığı inanılmaz biçimde küçümseyenler, ciddiye almayanlar, hatta böyle bir hastalığın varlığına inanmayanlar var. Bizim kliniklerde gördüğümüz ise genç yaşta, ileri yaşta, hastalık tablosu çok ağır giden insanlar var. Ortada gerçekten bir hastalık var. Böyle bir durumda bu hastalığı küçümsemek, alınan tedbirleri küçümsemek, bizim hastalığı daha hafif atlatmamızı sağlayacak olan aşıya inancı kırmaya çalışmak ne yazık ki akıl ve mantıkla bağdaşmıyor.
Aşılama yaptığımız gruplarda aralık ayına göre mart ayındaki vaka sayılarında bir yükseliş görmedik. Ama toplamda baktığınızda aralık ayına göre mart ayında vaka sayısında ciddi bir artış var. Dün itibari ile günlük 54 bin vakaya ulaşmış durumdayız. Ama aşılanan gruplardaki sağlık çalışanları hastalığın yüzde 10'unu oluşturuyordu, hastaların yüzde 10'unu oluşturan sağlık çalışanlarında bu oran şu anda çok çok azalmış durumda. 65 yaş üstünü aşıladık ve aşılananlarda hasta sayılarının aralık ayına göre hemen hemen aynı veya biraz daha az olduğunu fark ettik. Toplamda vaka sayısı artıyor ama aşılanan gruplarda vaka sayısı yükselişe geçmiyor" diye konuştu.
Özellikle son dönemde vakaların yoğunlaştığı yaş grubunun 20 ile 59 yaş arası olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Kayıpmaz, şöyle devam etti:"Yani artık gençlerimiz, üretken nüfusumuz daha çok tehlike altında diyebiliriz. Ülkemizde diğer aşılar temin edildikçe meslek gruplarından başlayarak, riskli gruplardan başlayarak genç yaştaki kişilerin de aşılamasına devam edilecek. Yerli aşı anlamında Erciyes Üniversitesi'nde yapılan çalışma faz 2 aşamasında. Önümüzdeki günlerde faz 3'e doğru geçecek. Bu hafta itibari ile ülkemizin en kapsamlı klinik araştırma merkezini Ankara Şehir Hastane'mizde kurduk.
Bundan sonra aşı çalışmalarının faz deneylerini, aynı zamanda da ilaç çalışmalarını yürüteceğimiz aşı çalışmalarını açmış bulunmaktayız. Resmi açılışını da birkaç gün içinde yapacağız. Kendi insanlarımızın geliştirdiği aşıları çok daha iyi bir konuma nasıl getirebiliriz buna bakacağız. Pandemiyle bundan sonraki mücadelemiz nasıl olmalı? Özellikle Ramazan ayı içerisinde kritik günler bizi bekliyor diyebiliriz. Günlük 54 bin vaka belli bir süre sonra hasta ağır hastaya, ağır hasta da yaşamını kaybeden vefat sayılarına yansıyor"
Bilim Kurulu'nun mümkün olan en fazla dozda aşının gelmesi için çabalarının devam ettiğine işaret eden Doç. Dr. Kayıpmaz, "Üretici ülkelerden kaynaklanan sorunlardan dolayı istediğimiz doz şu ana kadar gelmiş değil. Bundan sonrasında inşallah kalan dozlar gelirse biz çok daha fazla aşılamayı yaparken bir yandan da alınacak olan tedbirlerle Ramazan Bayramı'nda şu anda olduğumuzdan çok daha iyi bir konumda olabileceğimize inanıyorum. Ramazan ayı içerisinde de belirli ek tedbirlerin gündeme gelebileceği görülüyor.
Kamuda, özel sektörde uzaktan çalışma, bazı kapatma kararları düşünülebilir. Pandemi el birliğiyle mücadele etmemiz gereken bir süreç. Evet devletimiz bazı kararlar alıyor. Biz de vatandaş olarak bu kararlara uymak durumundayız. Yumruk şeklinde selamlama şekli gelişti, burada da fiziki temas vardır ve bulaşma riski vardır. Nasıl el ele tokalaşmıyorsak yumruk şeklinde selam da verilmemeli. Bilim Kurulu toplantısında ramazan ayı içerisinde vaka sayılarını düşürmeye, insan hareketliliğini azaltmaya yönelik tedbirler gündeme gelecek. Burada tartışıldıktan sonra Sayın Bakanımız tarafından Cumhurbaşkanlığı kabinemize sunulacak" dedi. Konuşmanın ardından Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Duruş Acar tarafından Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Kayıpmaz'a 'Sağlık Bilimleri ve Yaşam Toplumsal Katkı Ödülü' verildi.
Kovid-19 salgınında üçüncü kez Türkiye’nin Vuhan’ı haline gelen megakent İstanbul’daki tablo her geçen gün kötüye giderken, ilçe ve mahalle bazlı vaka artış oranları da özel bir algoritma ile ortaya çıkartıldı.
İstanbul Aile Hekimleri Derneği Bilim Komisyonu üyeleri, “Hayat Eve Sığar (HES)” uygulamasındaki renk skalasını, piksel bazlı olarak özel bir algoritma ile sayısal veriye dökerek, kent genelindeki 4700 aile hekimindeki verilerle bir araya getirdi. Doğruluk payının yüzde 99 olarak saptandığı verilere göre İstanbul’daki kırmızı ve sarı alan yoğunluğu son bir haftada yüzde 25.7 arttı.
Milliyet’e konuşan İstanbul Aile Hekimleri Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Mustafa Tamur, hem elde edilen verileri hem de İstanbul’un Kovid-19 karnesi için şunları söyledi:
“Hayat Eve Sığar uygulamasındaki renk skalasını piksel bazlı olarak sayısal veriye dönüştürdük. Sahadan elde edilen verilerle, piksel bazlı renk skalasındaki sayısal verileri birbiriyle karşılaştırdığımız özel bir algoritma sayesinde vaka artış oranlarını yüzde 99 doğruluk payı ile yayınladık.
Hayat Eve Sığar uygulaması gibi oluşturduğumuz veri seti de sürekli yenileniyor. Buna göre İstanbul’daki kırmızı ve sarı alan yoğunluğu son bir haftada yüzde 25.7 arttı. Örneğin vaka artışı olan bir ilçenin, vaka artışı olmayan bir ilçeye yarattığı risk de yüzde 7.5 oranında artmış durumda.
Biz buna kombine artış riski diyoruz. Söz gelimi Pendik’te vakalar ciddi oranda artıyorsa, Kartal ilçesinde hiç vaka artışı olmasa da kombine risk dolayısıyla yüzde 7.5’lik etkileşim olması kaçınılmaz.
10 Mart’tan 4 Nisan’a uzanan süreçte sırasıyla Bağcılar, Gaziosmanpaşa, Bahçelievler, Bayrampaşa, Kağıthane, Güngören, Üsküdar, Kadıköy, Ümraniye, Küçükçekmece, Kartal, Zeytinburnu, Esenyurt, Maltepe, Sancaktepe, vaka artış oranının en yüksek olduğu ilçeler olarak saptandı.
En düşük vaka artış oranı ise Adalar, Silivri ve Şile olarak tespit edildi. Ancak buna rağmen Adalar ilçesinde bile son bir haftadaki vaka artış oranı yüzde 211 olarak saptandı. Durum hiç iyiye gitmiyor.
PCR testi negatif olup akciğer tomografisi ve tetkiklerde Kovid-19 teşhisi konulan bazı hastalar kayıt sisteminde yaşanan bir takım sorunlardan ötürü karantina listesine düşmemiş olabiliyor. Alt gelir grubu sürekli işe gidip geldiğinden hareket halindeler. Bu şekilde devam edilmesi durumunda virüsün bulaşmadığı kimse kalmayacak. Hiç olmadığı kadar yüksek vaka artış oranları söz konusu.”
10 Mart-4 Nisan haftasından bir önceki haftaya göre vaka artış oranı, Bağcılar’da yüzde 7.2, Gaziosmanpaşa’da yüzde 6.9, Bahçelievler’de yüzde 9.9, Bayrampaşa’da yüzde 7.5, Kağıthane’de yüzde 16.6, Güngören’de yüzde 14.1, Üsküdar’da yüzde 25.4, Ümraniye’de yüzde 28.8 ve Küçükçekmece’de ise yüzde 16.1 olarak tespit edildi.
- Adalar: % 211.5
- Silivri: % 115.4
- Arnavutköy: % 77.5
- Beykoz: % 68.2
- Sultanbeyli: % 59.3
- Beşiktaş: % 50
- Tuzla: % 51.3
Vaka artış oranının en çok görüldüğü bazı mahalleler ise şöyle sıralandı:
- Bakırköy: Kartaltepe
- Bağcılar: İnönü ve Kemalpaşa
- Bahçelievler: Yenibosna, Soğanlı, Çobançeşme, Şirinevler
- Gaziosmanpaşa: Barbaros ve Sarıgöl
- Şişli: Halide Edip Adıvar, Eskişehir, Ayazağa, Maslak
- Beşiktaş: Gayrettepe, Akatlar, Ulus, Türkali, Bebek
- Esenler: Kazım Karabekir, Oruçreis, Namık Kemal
- Esenyurt: Örnek, Selahaddin Eyyubi, Mevlana
- Kadıköy: Göztepe, Hasanpaşa, Kozyatağı, 19 Mayıs
- Sultanbeyli: Mehmet Akif, Yavuz Selim, Turgut Reis
- Ümraniye: Ihlamurkuyu, Atatürk, Dumlupınar
İstanbul Aile Hekimleri Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Mustafa Tamur, İstanbul’da 4000 aile hekimi bulunduğunu, bir aile hekimine ortalama 3600 hasta düştüğünü belirterek, son verilere göre test pozitif oranı yüzde 20’yi bulduğunu söyledi.
Tamur, “Bir aile hekimine 20 pozitif vaka oranı söz konusu. Bu rakama hastanede yatan vakalar dahil değil. İstanbul genelinde tespit edilebilen vaka oranı 10 bin civarında.
Ancak salgınlarda bir vakaya, 8 kayıp vaka hesaplaması baz alınır. En düşük hızla seyreden salgında bile 1 hastaya karşın 5 tespit edilemeyen enfekte hasta vardır. İngiltere, Brezilya ve Afrika varyantını yayılım hızını göz önüne aldığımızda İstanbul’da şu an için 100 bine yakın aktif vaka olduğunu söyleyebiliriz” dedi.