18.04.2021 - 09:46 | Son Güncellenme:
DHA
Antalya'nın Lara bölgesinde avlanan balıkçılar, Örnekköy Plajı'na 100 metre mesafede, istilacı ve siyanürden 1200 kat daha zehirli bir tür olan onlarca balon balığı görüntüledi. Bir balıkçının "Yazın burada nasıl denize gireceğiz bakalım?" sözleri de cep telefonu görüntülerine yansıdı.
Sığ sulara kadar girebilen balıkları kayda alan balıkçının yaşadığı korku ve endişe, sözlerine yansıdı. Amatör balıkçı, "Antalya sahilleri, plajlarında şu an için balon balığı kaynıyor. Her biri 4 veya 5 kilo.
Burası Lara Örnekköy plajları. Şu an kıyıya 100 metre yokuz, 50 metre falan. Yazın burada nasıl denize gireceğiz bakalım" dedi.
Bu sırada balıkçıların oltayla yakaladıkları balon balığını tekneye çektikleri görüldü. Bu arada, amatör balıkçılar, yakaladıkları bir köpek balığını da denize bıraktı.
Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Antalya İl Temsilcisi İsa Alemdar ile sualtı film yapımcısı Alican Abacı, 1,5 saat süren dalışta aslan balıklarını görüntüleyerek gündelik hareketlerini kayıt altına aldı. Yaşam alanında baskın tür olduğu için diğer balıkların yumurta ve yavrularını yiyerek yaşamını sürdüren, hızla çoğalan aslan balığı, tropikal ve zehirli bir balık olmasıyla biliniyor.
Oldukça zeki olan bu balık, gövdesindeki kola benzeyen uzantıları da kendisini korumak için kullanıyor. Bir tehlike sezdiğinde yüzünü kayalığa dönen, uzantılarını da geriye doğru çıkartan aslan balığı, avcılardan bu şekilde korunuyor.
Antalya'da 25 yıla yakındır dalış yaptığını söyleyen İsa Alemdar, 11 yıl önceye kadar aslan balıklarının bölgede olmadığını anlattı. Turizm sezonu öncesi bölgedeki aslan balığı popülasyonu izlemek için ekibiyle birlikte falezler bölgesine dalış yaptığını aktaran Alemdar, “Görseli güzel ve hızlı büyüyen bir canlı.
Fakat yaşadığı bölgede üreyen diğer balıkların yumurtalarını ve yavrularını yediği için bölge habitatına zarar veriyor, diğer türleri ciddi tehlikeye sokuyor. Aynı zamanda tropik bir tür ve zehirli. Etkileşimde bulunduğu bir insanda çok yüksek acı, ateş, kusma, baş ağrısı ve ishal gibi etkileri oluyor. Birçok ülkede aslan balığı tüketiliyor. Eti zehirli olmadığı için avcılığı yapılarak yeniliyor" dedi.
Antalya Körfezi'ne Kızıldeniz üzerinden gelen istilacı türler arasında bulunan aslan balığı ile ilgili daha önceki aylarda da belgesel çalışması yaptığını söyleyen Alican Abacı ise bu tür balıkların ekonomiye kazandırılarak ekosistemin ve sualtı habitatının normale dönmesinin sağlanabileceğini anlattı.
Abacı, “Aslan balıklarının istilacı türlerin bölgedeki yayılımlarını gözlemlemek ve su altı yaşamını incelemek için dalışlar yapıp film çekiyorum. Aslan balığı başta olmak üzere diğer istilacı türlerin de belgesellerini çektim. Aslan balıkları yok edici olarak biliniyor. Renkleri ve sırtlarındaki kol gibi uzantılarını izlemek büyüleyici. Fakat başka türlerin yavrularının yaşamasına izin vermeyen bir tür. Aslan balıklarının yoğunluğunu incelemek için dalış yaptık. Her kayalığın ardından bir aslan balığının kameramıza takılması ise su altındaki yoğunluğu gözler önüne serdi" diye konuştu.
Süveyş kanalının açılmasının ardından gemilerin Akdeniz’de su boşaltması nedeniyle denizlerimize girdiği tahmin edilen yabancı türlerin sayısının 600’e yaklaştığı belirtildi. Akdeniz’deki besin zincirini etkileyen ve ekonomik anlamda zarar veren türlerin iklim değişikliğiyle birlikte son 20 yılda istilacı yabancı türlerin yayılışını hızlandırdı.
Akdeniz’deki en zararlı tür olarak bilinen balon balığı, aslan balığı ve diğer yabancı türlerin Akdeniz’e zarar verdiğini söyleyen Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Çevik, "Küresel ısınmayla birlikte çok sayıda yabancı tür Süveyş Kanalı'ndan gelmeye başladı.
Bu balıklar tropik bölgelerden sularımıza geliyor. Akdeniz aslında tropik türlerin işgali altında. Bu türlerin sayısı 600’e yaklaştı ve bu bizim bildiklerimiz. Mikro düzeyde bilmediğimiz türlerde söz konusu. O türleri de sayarsak sayı çok daha fazla oluyor. Akdeniz’deki sıcaklığın yükselmesi bunların nedenleri arasın’’ dedi.
Bazı bilim insanlarının yabancı türler nedeniyle biyo çeşitliliğinin çökebileceğine işaret ettiğini söyleyen Prof. Dr. Cem Çevik, "Balon balığı, ıskarmoz, barbun, aslan balığı türlerin hepsi yabancı tür. Son 10 yılda bu türlerin Akdeniz’de görülme sayısında ciddi bir artış söz konusu.
Bu da bölgenin yavaş yavaş tropikleşme sürecine girmiş olabileceğinin göstergesidir. Bunun sonuçları ileriki dönemlerde çok yıkıcı olabilir.
Bazı bilim adamları yabancı türlerin bölgelere katkı yaptığını söylese de bazıları ise ciddi sonuçlar olabileceğini destekliyor. O yüzden çok değişik çalışmalar yapılıyor ve bizde bu çalışmaların takipçisiyiz’’ diye konuştu.
Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, amatör balıkçıları zehirli balon balığı konusunda uyararak, "Balon balığı yiyen bir kişinin sinirsel iletişimi kesiliyor. Felç oluyor, solunumu duruyor." dedi.
Gökoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küresel ısınma, Nil Nehri'ne baraj yapılması, Akdeniz'in yüzey sularının ısınması, Süveyş Kanalı'nın derinleştirilmesi gibi nedenlerle tropik balıkların Türk sularına gelmeye başladığını söyledi. Türkiye'deki tropik balık çeşidinin 100'e yaklaştığını aktaran Gökoğlu, ekonomik değeri olan balıkların yanı sıra balon balığı gibi zehirli türlerin de popülasyonunun hızla yayıldığını dile getirdi.
Türkiye'de ilk balon balığının 19 yıl önce görüldüğünü vurgulayan Gökoğlu, Türkiye'de şu an 7 tür balon balığı bulunduğunu bildirdi. Gökoğlu, bu balığın kilosunun 7 kilograma kadar ulaşabildiğini, boyunun ise 110 santimetreye erişebildiğini kaydetti.
"Zehir balığın vücudundaki bakteriler tarafından mı üretiliyor yoksa beslendiği gıdalardan mı kaynaklanıyor, belli değil, bu araştırılıyor. Sularımızdaki diğer zehirli balıklar trakonya ve aslan balığının zehri pişirilince yok oluyor. Balon balıklarının zehrinde böyle bir durum söz konusu değil.
Balon balığı yiyen bir kişinin sinirsel iletişimi kesiliyor. Felç oluyor, solunum duruyor. Balığın bütün organlarında ve etinde zehri bulunuyor. Özellikle karaciğer ve yumurtalıklarındaki toksin yüksek miktarda. Etinde ve bütün dokularında da bu zehir mevcut. Pişirilse de bu balık zehirliyor."
Gökoğlu, balık hakkında şehir efsanelerinin dolaştığına işaret ederek, "Yanlış bilgiler kulaktan kulağa yayılıyor ve maalesef zehirlenmeler oluyor. Bazı kişiler, 'Balon balığını mevsiminde yerseniz bir şey olmaz. Güzel temizlerseniz bir şey olmaz' gibi yanlış bilgiye sahip.
Bu nedenle maalesef tüketilmeye devam ediyor. Balık fileto şeklinde çıkartıldığında diğer balıklardan ayrılmıyor. Bu da bir tehlike. Buna da dikkat etmek gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.