07.02.2020 - 12:10 | Son Güncellenme:
Ferit Zengin/Milliyet - DHA
Karaköy'de oturduğu evin sokağında 11 Kasım'da ölü bulunan İngiliz eski istihbarat subayı James Gustaf Edward Le Mesurier'in İsveç vatandaşı eşi Emma Hedvig Christina Winber'e olaydan sonra yurt dışına çıkış yasağı konulmuştu.
Adli Tıp raporunun çıkmasının ardından Winber'in yasağı kaldırıldı. Eşinin cenazesine katılan Emma Hedvig Christina Winber İstanbul'a döndü.
Winber dün özel eşyalarını almak için yaklaşık 3 ay sonra Karaköy'deki ofise geldi.
Genç kadının ofiste gözyaşlarını tutamadığı öğrenildi.
Ofisten çıkan Winber'in oldukça üzgün olduğu görüldü. Emma Hedvig Christina Winber eşyaların büyük bölümünü nakliye aracına yükletirsen kişisel eşyalarını ise bavuluyla götürdü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, eski İngiliz askeri görevlisi James Gustaf Edward Le Mesurier'in Beyoğlu'nda cesedinin bulunmasına ilişkin soruşturmanın hassasiyeti nedeniyle maktulun eşi hakkında bu aşamada geçici bir tedbir mahiyetinde yurt dışına çıkış yasağı konulduğunu bildirmişti
Suriye’de acil yardım çalışmaları yürüten ancak sahada El Kaide üyelerini çalıştırmakla suçlanıp Suriye hükümetine karşı siyasi propaganda yapmakla da eleştirilen Beyaz Baretliler grubunun destekçisi Mayday Rescue Vakfı’nı kuran İngiliz vatandaşı James Le Mesurier, yaşadığı İstanbul’da öldü. Peki Le Mesurier kimdir?
İngiliz vatandaşı Le Mesurier, İngiliz ordusunun eski bir askeri istihbarat görevlisiydi. 2014 yılında, amacını ‘çatışma ve doğal afet bölgelerinde acil yardım müdahalesi’ olarak tanımlayan Mayday Rescue Vakfı’nı kurdu. Vakıf, Lübnan ve Mogadişu’da bazı projeler geliştirmekle birlikte asıl olarak Suriye’yle ilgili faaliyet yürüttü.
Vakfın Suriye projeleri için 2015’te İstanbul’da bir ofis kurdu. Le Mesurier, Mayday Rescue Vakfı’nın başkanlığını yürütmeye devam ediyordu. Mayday Rescue’nün sitesinde vakfa maddi destekte bulunan ülke ve kurumlar şöyle sıralanıyor: Birleşmiş Milletler, Danimarka, Almanya, Hollanda, İngiltere, ABD ve Kanada hükümetleri, Katar Kalkınma Fonu ve birçok hayırsever.
İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth 2016 yılında, “Suriye’deki sivil savunma ve sivillerin korunmasıyla ilgili yaptığı hizmetlerden ötürü” Le Mesurier’ye şövalyelik unvanı verdi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, Le Mesurier’nin eski bir MI6 (İngiliz Gizli İstihbarat Servisi-SIS) ajanı olduğunu, yıllarca Balkanlar ve Orta Doğu’da görev yaptığını iddia etti. Zaharova, Le Mesurier’nin Kosova’da görev yaptığı dönemde “terör örgütleriyle” bağlantısının olduğunun bildirildiğini de öne sürdü.
Mayday Rescue Vakfı’nın sitesinde en büyük program olarak Suriye’deki Beyaz Baretliler grubunun desteklenmesi gösteriliyor. Beyaz Baretliler’in internet sitesinde, Suriye’nin yerelinde sivil, acil yardım gruplarının 2013’te oluşmaya başladığı, 2014’te bunların bir araya gelerek Beyaz Baretliler’i kurduğu ve grubun demokratik bir şekilde seçilen bir yönetimi olduğu belirtiliyor.
Grup, birçok Batı ülkesinde insani yardım yönüyle öne çıkıyor ve önemli destek görüyor. Türkiye’deki Beyaz Baretliler gönüllülerine Arama Kurtarma Derneği de (AKUT) eğitim desteği verdi.
2016’da BBC Türkçe’ye konuşan Beyaz Baretliler yetkilileri, “belki de öleceklerini bile bile insanların yardımına koştuklarını” söylemişti. Grup, 2016’da alternatif Nobel ödülü olarak görülen Right Livelihood ödülü alan kurumlar arasında yer aldı. Grubun çalışmalarını anlatan Netflix yapımı ‘Beyaz Baretliler’ belgeseli 2017 yılında en iyi kısa belgesel film ödülünü kazandı.
Beyaz Baretliler’in Halep kentindeki çalışmalarını anlatan ‘Last Men in Aleppo’ (Halep’teki Son Adamlar) ise aynı yıl Sundance Film Festivali’nde belgesel dalında Büyük Jüri Ödülü’ne layık görüldü.
Bununla birlikte gruba çok ciddi eleştiriler de yöneltiliyor. Grubu eleştirenlerin başında Suriye yönetimi ve onun Rusya gibi müttefikleri geliyor.
Bu eleştirilerin temelinde grubun ‘insani yardım kılıfını kullanarak Suriye yönetimi karşıtı propaganda yaptığı’ tezi yer alıyor.
Grubu eleştirenler Beyaz Baretlilerin ‘El Kaide bağlantılı grup üyeleri dâhil birçok militana bünyesinde yer açtığını, sahada onlarla işbirliği içinde hareket ettiğini’ öne sürüyor. Grubun bazı videolarının ‘gerçek değil mizansen olduğu’ da iddialar arasında.
Bu arada Mersurier'in İsveç vatandaşı eşi Emma Winber’in de 10 Kasım Pazar gününden beri Büyükada’da kaldıkları eve uğramadığı öğrenildi. İngiliz basınından gazetecilerin de dün Büyükada'ya gelerek evi görüntüledikleri bildirildi.
Eşinin verdiği ifade ve polis kaynaklarından alınan bilgiye göre intihar ettiği ifade edilen Le Mesurier'in evinin hemen yakınında bulunan bir restoranın güvenlik kamera görüntülerinde, Le Mesurier'in yere düşme anının yer aldığı ancak kameranın çatıyı göremesinden dolayı yanında kimsenin olup olmadığı tespit edilemedi.
Emma Hedvig Chirsitan Winber'e poliste yapılan sorgusunda evlerinde bulunan ve inceleme altına alınan bilgisayar, tablet ve cep telefonlarından oluşan 7 elektronik eşyayla ilgili sorular sorulduğu belirtildi.
Polis tarafından intihar olarak değerlendirilen James Gustaf Edward Le Mesurier'in ruhsal sorunları için gittiği hastanelerin kayıtlarının da inceleme altına alındığı belirtildi.
Öte yandan olay sırasında aynı binada bulunan ve alt katta bağımsız bir bölümde kalan Merih adlı evin hizmetçisinin de ifadesinin alındığı kaydedildi.
Gayrettepe'de bulunan Asayiş Şube Müdürlüğüne dün saat 13.30 sıralarında bir kadın arkadaşı ile birlikte gelen Emma Hedvig Chirstina Winber yaklaşık 3 saat ifade verdi.
İsveç uyruklu Emma Hedvig Chirstina Winber'e soruşturma tamamlanana kadar yurt dışına çıkış yasağı konduğu öğrenildi. Genç kadının olayla ilgili yeniden ifadesine başvurulabileceği belirtildi.
Adli tıp ve polis olay yeri inceleme uzmanları, cesette oluşan kırıklar, yere düşme açısı ve anı itibariyle tipik bir intihar olayı olduğunu belirtti.
Olayla ilgili dün polise ikinci bir defa 4 saat ifade veren Le Mesurier'in eşi de olayın bir intihar olma ihtimalinin yüksek olduğunu ve son 15 gündür sık sık intihardan bahseden eşininin Suriye de faaliyet gösteren Beyaz Bereliler örgütünün yaşadığı finansal sıkıntılar nedeniyle stres ve bunalımda içerisinde olduğunu ifade etti.
Ayaklarında kırıklar ve yüzünün sol yanında 2 ayrı yarılma yarası olduğu, üzerinde ise günlük elbisesi beyaz gömlek ve pantolonu olduğu öğrenilen eski istihbarat subayının beton zemine düşmesiyle ayağından fırlayan ayakkabısı da cesedine yakın bir noktada bulundu.
Asayiş ve Beyoğlu ilçe polisince yürütülen soruşturmada Le Mesurier'in evinde yapılan aramalarda ise dün bir haber ajansı tarafından geçilen harita ve krokiler bulundu bilgisinin doğru olmadığı öğrenildi.
Evde 200'e yakın James Bond ve 500'e yakın Hamper kitapları bulunduğu öğrenildi.
Çift şifreli evin hemen yakınında bulunan ve düşme anını gösteren kameranın ait olduğu restoranın sahibinin Le Mesurier'in gibi emekli bir Türk subayı olduğu ve olay sonrası, kamerayı hafıza kutusuyla birlikte polise kendisinin götürüp teslim ettiği öğrenildi.
Adli Tıptaki 2 günlük otopsi işleminin ardından dün akşam saatlerinde İngiltere'ye cenazesi gönderilen Le Mesurier'in otopsi sonuçlarıyla, her ihtimale karşı elinden alınan kan ve doku örnekleri incelemesi sonucunun 2 hafta içerisinde sonuçlanacağı öğrenildi.
Dün akşam saatlerinde soruşturmaya dahil olan ve soruşturmayı yürüten Gayrettepe deki Asayiş Şube ye giderek bilgi ve belge toplayan MİT inde kendi alanında soruşturma ve araştırma başlattığı öğrenildi.
Eski İngiliz istihbarat subayı James Gustaf Edward Le Mesurier'in Büyükada'daki komşuları ise, Demirören Haber Ajansı'na (DHA) konuştu. Mesurier'i tanıyan Büyükadalılar, eski İngiliz istihbarat subayının sessiz sedasız birisi olduğunu söylüyor.
30 yıldır Büyükada'da yaşayan Fehmi Ergin, "Bir iki seferdir adada görüyorum ama devamlı adaya geliyor. Akşamları da bazen vapurdan gelirken görüyordum. Kendi başına takılan bir adam. Kimseyle fazla muhatap olmuyordu" dedi.
Recep Gül ise, "İki üç kere yolda görüştüğümüz oldu. Selamlaştığımız oldu. Genelde elinde köpeğiyle birlikte yürürken görüyordum. Birebir diyaloğum olmadı sadece geçerken merhabalaştık. Sadece görmüşlüğüm var" ifadesini kullandı.
Suriye'deki arama kurtarma grubu 'Beyaz Baretliler'in kurucusu İngiliz James Gustaf Edward Le Mesurier, dört yıldır yaşadığı İstanbul'da 11 Kasım tarihinde sabaha karşı ölü bulunmuştu.
Sabah saatlerinde polise Tophane’deki Kılıç Ali Paşa Cami yakınlarında yerde hareketsiz yatan bir kişi olduğu ihbarı yapılmıştı. Saat 05.30 sularında cami görevlileri ibadethanenin yan tarafında bir kişinin yerde hareketsiz yattığını görmüştü.
İhbarın ardından olay yerine hemen polis ve sağlık ekipleri gelmişti. Doktorlar ilk kontrolde yerde yatan kişinin öldüğünü belirlemişti. Cesedin üzerinden kimliğini belirlemeye yarayacak herhangi bir belge çıkmamıştı.
Cesedin yüzünde kesici alet yarası, elleri ve ayaklarının ise kırık olduğu tespit edilmişti. Bu sırada polis çevrede güvenlik önlemi almış, ceset ilk incelemeler sonrası otopsi için İstanbul Adli Tıp Kurumu morguna götürülmüştü..
Yapılan incelemede cesetin Suriye'deki sivil savunma grubu 'Beyaz Baretliler'in kurucusu eski İngiliz istihbarat subayı James Gustaf Edward Le Mesurier'e ait olduğu olduğu tespit edilmişti. 48 yaşındaki Le Mesurier'in ölümü, polis kayıtlarına göre 'yüksekten düşme' olarak geçmişti.