30.06.2025 - 12:11 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Binlerce yıldır toprağın altında gizlenen bir gerçek gün yüzüne çıktı. İngiliz basınından Daily Mail'in aktardığına göre Konya'daki Çatalhöyük antik kentinde yapılan DNA analizleri, bu Neolitik yerleşimin kadınlar tarafından yönetildiğini ortaya koydu. Bu çarpıcı bulgu, sadece Anadolu tarihini değil, insanlık tarihine dair kadim kabulleri de değiştirme potansiyeli taşıyor.
KADINLAR YÖNETİMDE
Bununla birlikte Science dergisinde yayımlanan uluslararası çalışmaya göre, 7100 yılı öncesine tarihlenen bu antik şehirde kadınlar yalnızca dini figürler değil, aynı zamanda toplumun gerçek yöneticileri olabilir.
ERKEKLER AİLEYE SONRADAN KATILIYOR
Arkeologlar ve genetikçilerden oluşan ekip, 35 ayrı evde yer alan 130’un üzerinde iskeletin DNA’sını analiz etti. Toplamda yaklaşık 400 bireyin gömülü olduğu alanda ortaya çıkan veriler, kadınların kendi anneleriyle aynı evde defnedildiğini, erkeklerin ise sonradan aileye katıldığını gösterdi. Yani kadınlar, kuşaklar boyunca aynı evde kalırken, erkeklerin başka yerlerden gelerek evlendiği anlaşıldı.
TOPLUMA İZ BIRAKTILAR
En dikkat çekici bulgulardan biri de kadın mezarlarında erkeklere kıyasla 5 kat daha fazla değerli eşya, takı ve alet bulunması oldu. Uzmanlara göre bu, kadınların toplumda yüksek statüye sahip olduğunun ve yönetici konumda yer aldığının açık göstergesi.
Avustralya’daki Wollongong Üniversitesi’nden Dr. Eline Schotsmans, "Bu veriler, modern dünyanın hâlâ tam olarak kabullenemediği bir gerçeği kanıtlıyor olabilir: Antik çağlarda kadınlar da güçlüydü, toplumları yönetti ve iz bıraktı" dedi.
SEMBOLİK DEĞİL
Çatalhöyük’teki ikonik ana tanrıça figürlerinin artık sadece sembolik olmadığını belirten araştırmacılar, bu figürlerin arkasında gerçek bir sosyal düzenin yattığını düşünüyor. Bu bulgular yalnızca Türkiye için değil, dünya tarihi açısından da çarpıcı bir anlam taşıyor. Nitekim kısa süre önce İngiltere’nin geç Demir Çağ toplumlarında da kadınların genetik bağlarla toplumda önemli yer tuttuğu ortaya çıkmıştı. Antik Anadolu’nun kalbinde, binlerce yıl önce kadınların yönettiği bir dünya vardı. Şimdi o dünya yeniden yazılıyor…