10.11.2020 - 12:55 | Son Güncellenme:
Aberdeenshire, İskoçya'nın kuzeydoğusunda sarp kayalıklarıyla ünlü bir bölge. Tarih boyunca başta Vikingler olmak üzere pek çok farklı topluluğun işgal ve işgal girişimine uğrayan bölgede bu nedenle tarih boyunca güçlü kaleler inşa edilmiş.
Cruden Körfezi'nde Kuzey Denizi'ne bakan bir uçurumun kıyısında bulunan Slains Kalesi, görkemli geçmişiyle tarih sevenler kadar mimarların ve hatta edebiyatçıların da ilgisini çekmekte.
İskoçya'nın önemli kabilelerinden biri olan Hay ailesinin konutu olarak 14. yüzyılda inşa edilen tarihi yapı uzun yıllar boyunca hem bir konut hem de bir karargâh olarak kullanılmış, tüm bölge için önemli bir kale olmuştur.
15. yüzyıldan itibaren gelişen kale dışarıdan gelen saldırılar karşısında da bölgenin savunulmasında büyük öneme sahip olur. Kale, 16. yüzyıla gelindiğinde Kral 6. James tarafından tamamen yıkılarak harabeye döner.
Yaşanan bu yıkımın ardından kale bir süre kaderine terk edilir. 1830 yılına gelindiğinde Hay sülalesinin başındaki isim olan William Hay, Kral 4. William'ın gayrımeşru kızı Lady Elizabeth FitzClarence ile evlenince bu harabe kaleyi yeniden ayağa kaldırmak ister.
İskoç tarzda yeniden inşa edilen kale, çiftin ömürlerini geçirdikleri konutları haline gelir. Bu dönem aynı zamanda kalenin dünya çapında kazanacağı şöhretin de başlangıcı olarak kabul ediliyor.
Devrin önemli edebiyatçılarından biri olarak kabul edilen Bram Stoker 1892 ilâ 1910 yılları arasında sık sık ziyaret ettiği bu bölgede bulunan kaleden çok etkilenir. Öyle ki kurguladığı yeni romanı için en büyük ilhamını Slains Kalesi'nden alır.
1897 yılında okurla buluşan ve dünya çapında büyük ilgi gören Drakula romanına bu kale ilham olur. Konu aslında Osmanlı döneminde Transilvanya'da yaşayan Prens 3. Vlad ilgili olsa da kalenin görünümü Stoker'ın en büyük ilham kaynağı olur.
Günümüzde artık edebiyat klasiği hâline gelen ve pek çok kez sinemaya da uyarlanan bir yapıt olan Drakula'nın yaşadığı şatonun tasviri Slains Kalesi tasviri üzerinden kurgulanmıştır. Oysa ki Drakula ya da gerçek adıyla 3. Vlad, Transilvanya'da yaşamış. Osmanlı askerleri ve bölge halkına yaptığı zulümler üzerine Tokat Kalesi'nde hapsedildi.
20. yüzyıl boyunca kullanılmayan ve yeniden harap olan tarihi kale 2004 yılında restorasyon için restorasyon ile yeniden gündeme geldi. Ancak geçen zaman içinde herhangi bir adım atılmadı. Bu süreçte kalenin sahipliği konusunda da çeşitli tartışmalar devam etmektedir.