Dünyanın en ikonik kültür, teknoloji ve yaratıcılık festivallerinden SXSW (South by Southwest), yıllar sonra ilk kez Austin dışında Londra’da gerçekleşti.
Festivalin ilk gününde İngiltere eski Başbakanı Tony Blair, yapay zekânın kamusal hizmetlerdeki geleceğini konuşmak üzere İngiliz Devlet Bakanı Peter Kyle ile sahnedeydi.
Yeni geliştirilen Gov.uk uygulamasını da tanıttılar.
Bu uygulama, devlet hizmetlerine erişimi tamamen yapay zeka destekli bir sohbet sistemi üzerinden yürütmeyi hedefliyor.
Panelin moderatörü Financial Times Yapay Zeka Muhabiri Melissa Heikkila ise, “Hükümetler veriyle oynarken vatandaş ne kadar güvende?” sorusunu ortaya attı.
Google DeepMind’ın kurucusu ve CEO’su, Nobel Kimya ödüllü Demis Hassabis ise bu tartışmayı bilimsel vizyonla başka bir seviyeye taşıdı: “Yapay zekânın yalnızca iş süreçlerini değil, yaşam süresini uzatma kapasitesi var. Hedefimiz tüm hastalıkları iyileştirebilecek bir sistem kurmak.”
Bir başka oturumda Wayve’in kurucusu Alex Kendall, otonom mobilitenin şehir yaşamında yaratacağı dönüşümü “ulaşım devrimi” olarak tanımladı.
1 milyar dolar yatırım alarak üzerinde çalıştıkları teknolojiyle her marka ve model otomobili sürücüsüz kullanıma dönüştürmek en büyük hedefleri.
Bu sırada başka bir sahnede Deepak Chopra, zihin-beden bağlantısından söz ediyordu.
Aynı saatlerde Joe Wicks modern ofis hayatına hareket katmanın yollarını anlatıyor, Ian Wright ise futbolun nasıl kimliğe dönüştüğünü tartışıyordu.
Jane Goodall’dan Sophie Turner’a
Festivalin ikinci gününde Dr. Jane Goodall, insanlık ile doğa arasındaki ilişkinin geleceğini anlattı.
Panel sonunda ayakta alkışlanması ise sadece kariyeri nedeniyle değil, aynı zamanda ömür boyu insanlığa verdiği mesajlardandı.
Sophie Turner, sinemadan bilime, anlatıdan genetiğe uzanan bir sohbette, Colossal Biosciences’ın CEO’su Ben Lammile ile “de-extinction” (soyu tükenmiş canlıların geri getirilmesi) üzerine konuştu.
Bilimsel ilerlemenin etik sınırları kadar, yaratıcı hikâye anlatımına da vurgu yaptı.
Wyclef Jean’in, “Yapay zekâ bana hizmet edecek; ben ona değil” sözleri ise günün en çok paylaşılan cümlesiydi.
Yanına YouTube, KOKO ve Epidemic Sound gibi sektör devlerini de alarak, kültürün yalnızca üretilen değil, dolaşıma giren bir değer olduğunu hatırlattı.
Hatırlatalım, SXSW London’ın bugün 3. günü, festival Cumartesi akşamına kadar devam ediyor.
Çağdaş sanat programı da var
SXSW London, yalnızca konferansıyla değil, interdisipliner sanat programıyla da beğenildi.
İki büyük sergi, festivale gelen binlerce ziyaretçiyi farklı boyutlarda etkiledi.
‘LDN LAB’ adlı sergi, sanat ve teknolojiyi aynı zeminde buluşturdu.
Andy Warhol’un ikonik işleri ile Beeple’ın İngiltere’deki ilk fiziksel sergisi arasında kurulan görsel ve kavramsal köprü, dijital çağın sanatla nasıl etkileşime geçtiğini ortaya koydu.
Holly Herndon & Mat Dryhurst’ün yapay zeka ile üretilen ses işleri ve Marina Abramovic’in dijital avatarı ile yapılan röportaj, serginin en çok konuşulan anlarından oldu. Christchurch Spitalfields’ın tarihi atmosferinde kurulan ‘Beautiful Collisions’ sergisi ise, Karayip diasporasının Britanya sanatına etkisini merkezine aldı.
Alberta Whittle, Alvaro Barrington, Denzil Forrester, Zinzi Minott ve Tavares Strachan gibi isimlerin işleri, yalnızca estetik değil, politik ve tarihsel katmanları da görünür kıldı.