I. Dünya Savaşı'nın son kısımlarına doğru Almanya'ya askeri hizmet sebebiyle gelen Polonya asıllı Amerikan bir babanın ve işi terzilik olan Alman bir annenin çocuğu olan Charles Bukowski 1920 senesinde Andernach, Almanya'da dünyaya gelmiştir. Eserlerinde genel olarak toplum dışı kişiler ile depresyonu konu alması ve alkolizme yatkın bir yaşam stilini anlatmasıyla ünlüdür. Bunun sebebi olarak kendisinin bu hayatı yaşaması gösterilmektedir.Charles Bukowski pek çok esere sahip olan ünlüler arasındadır. Bu eserler arasında şiir ve kitaplar bulunmaktadır. Şiirleri ve kitaplarında yer almakta olan pek çok anlamlı söz bulunmaktadır. Bu anlamlı sözlerin ve güzel sözlerin yer aldığı şiir ve öykü sayısı toplamda 45 adettir. Charles Bukowski'nin içinde güzel sözler barındıran bu 45 kitabı okumanız şiddetle tavsiye edilmektedir.
Biri sizi üzüyorsa, mutlaka mutlu ettiği başkaları vardır.
Kendini iyileştirmek istiyorsan, yaralarının sahibini yok et, unut…
Birisi için önemliysen, her durumda senin için zaman yaratır. Bunun dışındaki her şey bahenedir.
Hangi çiçek, diğerini “sarı açtı” diye ayıplar? Hangi kuş “farklı ötünce” diğerine yasak koyar? Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar. Ah insanlar! Her şeyi bulup kendini bulamayanlar.
Kimseye, sana ihanet etmesine izin verecek kadar güvenme.
Acıya kahkaha atabilmek sanatsa eğer, ben çok pahalı bir tabloyum.
Kalabalığa karışmak için hiçbir özellik gerekmez ama yalnız ve dik durmak için gerçekten çok şey gerekir.
İnsanlar adaletsizliği sadece kendi başlarına gelince düşünüyorlar.
Kentler insanları öldürmek için inşa edilirler, ve bazı kentler insana kısmetli gelir, bazıları gelmez. çoğu gelmez.
Benim konularım bira içmek, at yarışları ve senfonik müzik dinlemekten ibaretti. Eksik bir hayat olduğu söylenemezdi ama hayatın tamamı da değildi.
Aklına sahip olmalısın, diye geçirdim içimden, asıl tehlike aklını kaçırmak.
Anlamlı En Güzel Sözler için TIKLAYINIZ
Boşuna değildi insanların Tanrılara sığınması. Dayanılır gibi değildi yoksa.
Acı olmasa şair ne yapar? Daktilo kadar elzemdir şair için acı.
''Tabağındaki her havuç ve bezelye tanesini yiyeceksin!'' dedi babam. Yemeye başladım. Korkunçtu. Onları yiyordum sanki, inandıkları şeyi, oldukları şeyi.
Cesur bir adam ve bir korkak arasındaki fark şudur; Korkak bir aslan ile kafese girmeden önce iki kez düşünür. Cesur adam ise aslanın ne olduğunu bilmez. O sadece yapmış olduğunu düşünür.
Birine ihtiyaç duyuyordu insan. Etrafında öyle biri yoksa onu sen yaratmak zorundaydın, olması gerektiği gibi birini yaratırdın. İnsanın kendini aldatması, hile yapması gibi bir şey değildi bu...
Ölmek için hep yeterince erkendir ve daima fazla geç.
Aşk, gerçekliğin ilk ışığında yok olacak bir sistir.
Aslında hiç kaybetmedim; sadece sistemin istedikleri kazandı. Meteliksiz olabilirim; ama niteliksiz değilim.
Size zamanını ayırmayan birine, asla kendinizi harcatmayın.
"Tanrım, tanrım, çok tuhaf bir dünyada yaşıyoruz," dedi. "her şeyimiz var ama hiçbir şeyimiz yok."
Anlatacak çok şeyim olsa da, anlaşılmak istendiğimden emin değilim.
Bir kaplanı yakalayıp kafese koyabilirsiniz ama onu kırdığınızdan asla emin olamazsınız. İnsanlar daha kolaydır.
Ruhunuzu kaybettiğinizin farkına vardıysanız, hala kaybedecek bir ruhunuz var demektir.
Hayatta tahammül edemediğim bir şey varsa o da yapış yapış duygusallıktır!
İnsan, geçmişin hasretçisi, geleceğin özlemcisi, yaşadığı anın şikayetçisidir.
Bunun nasıl gerçekleştiğini anlatmak güç, anlayabilmeniz için yaşamanız gerek.İki kişi sekiz dokuz saat yumruklaştıktan sonra tuhaf bir kardeşlik bağı oluşur aralarında.
Yüce Tanrım, ben sana yaklaşma cesaretini kendimde ne hakla buluyorum? Zavallı bir sefil, bir günahkar sana nasıl yaklaşabilir?
En büyük acı, başkaları ile paylaşmaya cesaret edemediğin acıdır.
Büyük bir yazar beş yüz yılda bir geliyordu ve o sen değildin ve onlardan biri olmadığı da kesindi.
Bira içmek için buradayız ve hayatlarımızı öyle yaşamalıyız ki ölüm bizi almaya geldiğinde titresin.
Daha çok yazları giderdik kumsala.Akşam yemeğine geç kaldığımızda evdekiler şikayet etmezlerdi.Tabanlarımızın su toplamasına da ses çıkartmazlardı.Ayakkabılarımızın topuklarının ve tabanlarının aşındığını fark ettiklerinde yerdik fırçayı.Topuk, taban ve yapışkan almaya yollarlardı bizi.
Yanınızda yutabileceğinizden fazlasını bulundurmayın: aşk, tutku ya da nefret.
Geride bıraktıkların ileriye gitmeni engelleyecek, unutma ileri gidebilmen için arkadakileri unutman gerek
En büyük acı, başkaları ile paylaşmaya cesaret edemediğin acıdır.
Aşk ne zaman biter biliyor musun? Bitti dediğinde yüreğin acımıyorsa.
Sen de bir gün boşuna ölmelisin; benim boşuna yaşadığım gibi.
Dengeli insan delidir.
Cesur insanın hayal gücü kısıtlıdır. Korkaklık kötü beslenmenin bir sonucudur.
Gittiğinde ağlarsın, şarkılarda, filmlerde, ona-buna, her şeye ağlarsın. Aklın başına gelince de boşa harcadığın zamana ağlarsın.
Kelebeklerin ve arıların arzuladığı bir çiçek olmak varken, sinekleri cezbeden bir bok parçasıydım.
Ağzından bal damlayan arının bile, kıçında iğne var. Ne güveni?
Hayat öyle bir şey ki ,sustuğunda konuşmadın diye pişman eder, konuştuğunda ise susmadığın için kahreder.
Entellektüel; basit bir şeyi karmaşık söyleyebilen kişidir; sanatçı ise zor bir şeyi kolay...
Gerçek dostunun kim olduğunu öğrenmek istiyorsan hapse gir.
Yalnız kalmaktan daha kötü şeyler de vardır hayatta. Ama genellikle bir ömür alır bunun farkına varmak. O zaman da çok geçtir ve çok geçten daha kötü bir şey yoktur hayatta.
Sevmek belki birşeydir; ama "sevildiğini bilmek" çok şeydir.
Bir metropol gazetesi, kötü haber yazmadan önce kendi nabzını ölçer.
Acı hissetmemek duyguların kesintisi demektir; her çoşku şeytanla pazarlıktır.