03.08.2017 - 18:40 | Son Güncellenme:
Savunma sanayisinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacı olduğu değerlendirilen insansız sistemler ve bu sistemlerin önlemleri, elektronik harp ve robotik alanlarına yoğunlaşan Harp Arge şirketi, kamuoyuna duyurulan ilk ürünü Drone Savar'ı geliştirmeye devam ediyor.
Şirket, bu çabalar kapsamında uluslararası pazarlar için yeni bir model geliştirdi. Yeni Drone Savar silahının ana gövdesi, en dayanıklı ve hafif malzemelerden biri olan karbon fiber kompozit malzemeden üretildi. Silahın kullanıcı tarafından kişiselleştirilebilmesi için dünya standardı olan 22 mm picatiny ray sistemi tüm silah çevresine uygulandı.
Taşıma kolaylığı için katlanabilir dipçik ve katlanabilir elcik eklenen Drone Savar'ın elektronik sistemleri de askeri bir çantayla sunuluyor. Açık bırakılma ve olası tehlikeli durumlar karşısında otomatik olarak devreye giren güvenlik kartı sayesinde arıza ihtimali de düşürülen Drone Savar'ın batarya ömrü de 1,5 saate çıkarıldı. Milli yazılım altyapısıyla geliştirilen silahta kullanılan parçalar da yerli alt yükleniciler tarafından üretiliyor.
Harp Arge Genel Koordinatörü Aytekin Güçlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yurt dışından aldıkları yoğun talep nedeniyle Koza İnşaat ve Savunma Sanayii ile pazarlama çalışmaları için ortaklık yaptıklarını söyledi.
Koza İnşaat ve Savunma Sanayii'nin, Ortadoğu ve Afrika ülkelerine aktif olarak Drone Savar'ı pazarladığını ifade eden Güçlü, "Şu ana kadar ilgili ülkelerde demo çalışmaları gerçekleştirdik. Çok başarılı geri dönüşler aldık. Mevcut durumda demo taleplerini karşılamaya çalışıyoruz. Avrupa'dan da bir ülkeden seri üretimin ilgili ülkede yapılması ve teknoloji transferi konularında çalışmalarımız devam etmektedir." dedi.
Bahreyn'de ekim ayında düzenlenecek savunma fuarına katılarak müşterileriyle buluşacaklarını anlatan Güçlü, Jandarma Genel Komutanlığı ile de temasları olduğunu kaydetti. Drone Savar, saldırı amacıyla kullanılabilecek dronelara karşı etkin önleme yapabilecek özellikler taşıyor. Antalya'da gerçekleştirilen G20 Zirvesi için ilk kez Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından talep edilen Drone Savar, daha sonra Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından da kullanıldı.
Harp Arge'nin öz kaynaklarıyla geliştirdiği Drone Savar, Azerbaycan ordusunun zorlu testlerinin ardından bu ülkeye ihraç edildi. Drone Savar'ın, aynı amaçla kullanılan ürünlerden 3 kat daha ekonomik ve 4 kat daha mobil olduğu belirtiliyor. Drone silahının, modülerlik ve tasarım bakımından da yurt dışındaki rakiplerinden güçlü bir şekilde ayrıştığı vurgulanıyor.
DEVRİM'İN ÜRETİCİSİ ALTAY'A GÖZ KOYDUÖte yandan Eskişehir'de bir asırdan fazla süredir faaliyet gösteren ve ilk milli otomobil "Devrim"i üreten Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi AŞ (TÜLOMSAŞ) ile yine kentte kurulu uçak motor parça ve modül üretim, bakım ile montaj ve test teknolojisinde lider kuruluş TUSAŞ Motor Sanayi AŞ'nin (TEI), milli tank Altay'ın yerli motorunu üretme kabiliyetine sahip olduğu bildirildi.
Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Savaş Özaydemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1972-1973 yıllarında Genelkurmay Başkanlığı Lojistik Dairesinde Harp Sanayi Şube Müdürlüğünde görev yaptığını ve bu dönemde tank motorlarıyla yakından ilgilendiğini söyledi.
O dönemde Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterinde M60 tanklarının bulunduğunu ve motorlarının çok benzin yaktığını, menzillerinin de 50 kilometre olduğunu anlatan Özaydemir, "Bir depo benzin dolduruyorsunuz tank 50 kilometre gidiyor. Bunları dizel yapalım, kabiliyet imkanlarını arttıralım hiç olmazsa 300-400 kilometre gitsinler diye bir çalışmayı o yıllarda yaptık. O zaman bin beygirlik motorlar düşünüyorduk, bunlar da çoğunlukla Alman malı motorlar oluyordu.
Asker dönüp Eskişehir'e geldiğim 1990'lı yıllarda TÜLOMSAŞ'ta bu konuyu tekrar canlandırdık, o zaman da yine böyle tank imalatı meselesi vardı. Şimdi geldik 2017 yılına. Bu tankların yapıları, boyutları, ağırlıkları değişti.
Güçleri ise bin beygirden bin 500 beygire çıktı. Çünkü sürat lazım. Böyle bir motorun yerli ve milli bir tankta kullanılması en doğru karar olacaktır. Bu tür araçlarda ithal bir motorun kullanılması sakıncalı olur. Motorun da yerli yapılması gerek." ifadelerini kullandı.
Özaydemir, Eskişehir’de yerli tank motorunun imal edilmesinin, verilecek en isabetli kararlardan biri olacağını belirterek, "Eskişehir’in İnönü ilçesinde kurulu Ford Otosan firmasında kamyon motorları yapılmakta. Bunlar 400-500 beygirlere kadar çıkabiliyorlar. Ancak bin beygir gücünde motor üreten TÜLOMSAŞ var. Diğer taraftan elektrikli motorlar da yapıyor. Bunun yanında jet motorlarını yapan TEI var.
TEI'nin imkanları ve kafa yapısı dizayna çok yatkındır. Tasarım bakımından kalemi kuvvetlidir. TÜLOMSAŞ'ta da birikim var. İki şirket bir araya gelirse milli tank motorumuz Eskişehir'de rahatlıkla üretilebilir. Devrim otomobilini 145 günde yapan bir milli hissiyat bu motorun da kısa sürede yapılmasına destek olacaktır." diye konuştu.
Bu projede önemli teknik imkanlara ihtiyaç olduğuna işaret eden Özaydemir, şöyle devam etti:"Her ne kadar tasarım önemliyse de Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'nde bir firmamız BMC'nin motorlarını yapıyor. Dökümünü, işlemesini yapıp komple motorunu gönderiyor. Bunlar bizim milli araçlarımızda kullanılan motorlar. Bugün motor konusunda hem tecrübe hem de birikim derseniz Eskişehir bu konuda biçilmiş kaftandır.
Döküm, üretim kapasitesi ve tasarım birikimi olarak. Odamıza kayıtlı çok sayıda yan sanayi de bulunmakta. Buradan Almanya’ya parça gönderiyorlar. Bunun yanı sıra komşumuz Bursa’dan da yararlanabiliriz. Bu motor Eskişehir'den çıkar."
TUSAŞ Motor Sanayi AŞ (TEI) Genel Müdürü Mahmut Akşit de pistonlu motorlar teknolojisi ile tasarım konusunda ülkede lider durumda olduklarını belirterek, ocak ayında şirketin özgün tasarımlarından ilk yerli İHA dizel motorunu çalıştırdıklarını kaydetti.
Bu motorun tamamıyla TEI mühendislerinin tasarımı, analizi ve geliştirmesiyle ortaya çıktığını anlatan Akşit, şöyle devam etti:
"Bütün mühendislik faaliyetlerini yaparak, geliştirdiğimiz, yan sanayimizle imal ettiğimiz bu motor tamamen özgün 170 beygir dizel motordur. Bütün tasarım ve geliştirme faaliyetleri bizim tarafımızdan yapıldı. Ağır dizeller konusunda da Türkiye'deki tek yetkin komple imalat ve test altyapısı olan yer TÜLOMSAŞ'tır.
Söz konusu kuruluş 2400-2500 beygirlik motorları şu anda üretiyor. Bu altyapı Türkiye'de benim bildiğim kadarıyla başka bir yerde yok. Ağır dizel konusunda TÜLOMSAŞ'ın altyapısı tamam. Bütün aranan ihtiyaçlara sahip tek kurum.
Özellikle milli tank motorumuzun geliştirilmesi konusunda da TÜLOMSAŞ'ın bu işin ana üreticisi olması, bizim de Türkiye'ye kazandırdığımız tamamen özgün dizel motor geliştirme yetkinliğimiz var. TÜLOMSAŞ ile ekip haline gelerek, onlara destek vererek... Bu milli tankımızı en kısa sürede Türkiye’ye kazandırmak için en uygun yer Eskişehir.
TÜLOMSAŞ'ın imalattaki, TEI'nin de tasarımdaki bilgi, beceri ve gücünü bir araya getirerek, bu milli tank motorunu en hızlı ve en uygun şekilde yapacak olan yerin Eskişehir olacağını düşünüyorum. TÜLOMSAŞ ile birlikte yerli tank motoru üretimine talibiz."
Akşit, TEI'nin mühendislik kadrosunda yaklaşık 300'e yakın Ar-Ge tasarım, 150'ye yakın da imalat mühendisi bulunduğuna da değinerek, "Bunların hepsini bu tip projelerde seferber ediyoruz. Türkiye’de bu ölçekte bir mühendislik gücünü bir tank motoru için seferber edecek başka bir kuruluş olduğunu düşünmüyorum. Şirketimizin odağında havacılık motorları olduğu için ana yüklenici olalım diye bir talebimiz yok. Burada en uygunu olan TÜLOMSAŞ'ın bu konudaki imalat yeteneği, yıllardır ispatlanmış bir tecrübesi var.
TÜLOMSAŞ ana yüklenici olabilir. İmalat merkezi olur, bütün motorlar orada üretilir, test edilir biz de her türlü güçlü mühendislik ekibimizle tasarım ve geliştirme desteğini TÜLOMSAŞ'a sunarız. Bir arada konsorsiyum halinde bu işi çok kısa sürede başarırız diye düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
MİLLİ İHA BAYRAKTAR'IN BAŞARISI Öte yandan, tümüyle milli ve özgün olarak geliştirilen yeni seri Silahlı Bayraktar TB2 İHA'ların, yeni seri Milli Akıllı Mühimmat (MAM-L) ile gerçekleştirilen testleri başarıyla tamamlandı.
Yeni seri Silahlı Bayraktar TB2 İHA'lar, hedefi 8 kilometre uzaklıktan güdümlenerek vurma kabiliyetine sahip MAM-L ile test edildi. Başarıyla gerçekleştirilen testlerde tüm hedefler santimetre hassasiyetinde başarıyla vuruldu.
2014'ten bu yana Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) envanterinde silahlı ve keşif amaçlı 30 Bayraktar TB2, gece ve gündüz görev yaparak 20 bin uçuş saatine ulaştı.
Her bir uçuş sortisinde 27 saate kadar havada kalabilen Bayraktar İHA'lar yurt içi ve yurt dışı görevlerinde aralıksız kullanılmaya devam ediyor.
Elektronik, yazılım, aerodinamik, tasarım ve alt ana sistemleriyle tamamen milli ve özgün olarak geliştirilip, üretilen Bayraktar TB2, uçuş otomasyon ve performansıyla kendi sınıfında dünyanın en gelişmiş İHA sistemi olma başarısını gösterdi.
Roketsan tarafından milli olarak geliştirilen MAM-L ile entegre edilen Bayraktar TB2 İHA Sistemi, 2015'ten bu yana elde edilen operasyonel başarıyla Türkiye'nin İHA teknolojisi alanında ihtiyaçlarını bağımsız olarak karşıladı.
UMMAN'A İLK PARS TESLİM EDİLDİFNSS'nin 20 Eylül 2015'te imzalanan sözleşme kapsamında yaptığı ilk teslimat için Ankara'da tören düzenlendi. Türkiye, elde edilen kabiliyet ve tecrübe seviyesiyle dünyada bu alanda sayılı ülkeler arasına girdi.
Törende, FNSS Genel Müdürü ve Üst Yöneticisi Nail Kurt, Tuğgeneral Saif Mohammed Saif Al Sheedi, Savunma Sanayii Müsteşar Yardımcısı Köksal Liman ve FNSS Proje Yöneticisi Gökhan Tekin birer konuşma yaptı. Projede emeğe geçenlere plaket ve maket takdiminin ardından aracın anahtarı teslim edildi.
Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir de konuya ilişkin, "FNSS'nin yeni ihracatıyla müttefikimiz Umman ile dostluğumuz perçinlendi." değerlendirmesinde bulundu.
Sözleşme kapsamında, 2020'ye kadar Umman Kraliyet Kara Kuvvetlerine, PARS III 8×8 ve PARS III 6×6 olmak üzere toplamda 13 farklı konfigürasyonda 172 zırhlı araç teslim edilecek.
ÖZELLİKLERİ700 km üzerinde menzili olan PARS 8x8, patlamaya ve delinmeye karşı özel önlemler alınmış yakıt tanklarına sahip. Acil durumlara karşı zırh altında yedek yakıt tankı mevcut. Ayrıca tekerleklerin içine yerleştirilen katı diskler, patlak lastikle yol alabilme imkanı sağlıyor. Araç önünde ise 13 ton kapasiteli bir kurtarma vinci bulunmakta.
PARS III 8X8; kara, hava (A400, C17 & C5), deniz ve demir yolu ile taşınabilmekte.
Öte yandan, TUSAŞ, ilk Türk JSF/F-35 uçağının orta gövdesini Amerikalı Northrop Grumman ve Lockheed Martin firmalarına teslim etti. Teslim için TUSAŞ'ta düzenlenen törende konuşan Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, bugünün Türk sanayisi için oldukça önemli bir gün olduğunu söyledi.
Demir, tüm zamanların en büyük savunma tedarik programı olan JSF Projesi çerçevesinde F-35 uçaklarının, Hava Kuvvetleri Komutanlığının en önemli vurucu gücü olmasının yanı sıra üretim ve idame işletme evreleri için Türk sanayisine iş olanakları sağlaması bakımından da çok önemli bir fırsat olduğunu kaydetti.
Proje kapsamında Türkiye'nin aldığı en kapsamlı ve finansal değeri en büyük iş paketinin TUSAŞ'a ait orta gövde üretimi olduğuna dikkati çeken Demir, "TUSAŞ, Northrop Grumman firması haricinde F-35 uçaklarının orta gövdesini ABD dışında üreten tek kaynak olma özelliğine sahiptir.
21. orta gövde aynı zamanda 2018 Mayıs'ta Hava Kuvvetleri Komutanlığının envanterine girecek ilk F-35'in orta gövdesi olma özelliğini taşıyor. Yani aslında bugün burada, TUSAŞ tarafından üretilen ve ilk Türk F-35'inde kullanılacak olan orta gövdenin teslimatını gerçekleştiriyoruz." ifadesini kullandı.
Demir, F-35 Projesi ile filizlenen TUSAŞ ile Northrop Grumman arasındaki iş birliğinin her geçen gün daha da sağlamlaştığını gözlemlediğini vurgulayarak, "Önümüzdeki 15-20 yıllık dönemde ise Northrop Grumman ile TUSAŞ arasında kurulan bu stratejik birlikteliğin, mevcut işler kapsamında derinleşmesini ve farklı iş birliği imkanları oluşturacak şekilde de çeşitlenmesini umuyor ve bekliyorum." diye konuştu.
JSF Projesi kapsamında TUSAŞ'ın yanı sıra, Alp Havacılık, Ayesaş, Havelsan, Kale Havacılık, Kale Pratt and Whitney gibi firmaların da halihazırda iş payı bulunduğunun altını çizen Demir, diğer pek çok yerli firmanın da iş paylaşımında yer almasının gurur verici olduğunu dile getirdi.
TESTİ BAŞARIYLA GEÇTİ!Öte yandan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), OMTAS Fırlatma Sistemi ile 8 OMTAS tanksavar füzesinin kabul işlemlerini tamamladı, yerli üretim silahlar bu ay içinde Kara Kuvvetleri Komutanlığınca kullanılmaya başlanacak.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Roketsan tarafından geliştirilen hassas güdümlü füzeler arasında yer alan OMTAS Orta Menzilli Tanksavar Silah Sistemi'nin, test atışlarının başarıyla tamamlanmasının ardından kabul işlemi gerçekleştirildi.
Bu kapsamda Türk Silahlı Kuvvetleri, bir OMTAS Fırlatma Sistemi ile 8 OMTAS tanksavar füzesinin kabul işlemlerini 2 Haziran'da gerçekleştirdi.
Sistemler, bu ay içinde Kara Kuvvetleri Komutanlığının envanterine girecek.
OMTAS Sistemi, piyade unsurları tarafından 4 kilometre menzildeki zırhlı düşman unsurlarının etkisiz hale getirilmesi amacıyla Roketsan tarafından geliştirilen "at-unut", "at-güncelle" atış modlarına sahip yeni nesil tanksavar özelliği taşıyor.
Kara ve Deniz Kuvvetleri komutanlıklarının orta menzildeki tanksavar sistemi ihtiyacının karşılanmasına yönelik "OMTAS Projesi Seri Üretim Sözleşmesi"nin bu yıl içinde imzalanması planlanıyor.
Uzay yarışında rakibi Sovyetler Birliğini geride bırakan ve pek çok ilke imza atan Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) en ikonik ve çok az kişinin bugüne dek görebildiği uzay fotoğraflarını yayınladı.
İşte NASA'nın objektifinden uzay macerası...