14.12.2024 - 08:29 | Son Güncellenme:
Derleyen: Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – İsrail’in Gazze’de yaptıkları başlarda bir ‘savaş’ ya da ‘işgal’ olarak tanımlanıyor olsa da, işlenen savaş suçları yaşananları artık ‘soykırım'ın da ötesine taşımıştı. Siviller vuruluyor, kentler enkaza dönüyordu. Bebekler, kadınlar, çocuklar enkazda yaşama veda ediyordu. Topraklarına sahip çıkmak isteyen silahsızlar, kurşunların hedefi oluyordu. Durum ondan 1 buçuk yıl önce başlayan Rusya-Ukrayna savaşında da pek farklı değildi. Köprüler, okullar ve sivil alanlar füzelerin gücüne dayanamıyordu. Yıkık dökük binaların arkasında yıkık dökük hayatlar yaşanıyordu. Buna rağmen birilerinin ilgisini çeken oralardaki yaşam mücadelesi değildi. Onlar, yıkıntıların arasında sosyal medyada paylaşabilecekleri pozları arıyordu. Oysa ölüm sessizliğinin çığlığı birkaç kare fotoğraftan daha dikkat çekiciydi. Evlerinin mezarı olacağını bilmeden anılar biriktiren binlerce insanın yaşama veda ettiği yer, dünyanın dört bir yanına hüznü taşıyor olsa da acıyla dolu enkazlara ‘turist’ taşıyanlar aynı görüşte değil. Feryatları kilometrelerce ötedeki insanların kalbinde bir sızı olan savaş mağduru sivillerin ‘acılarını seyretmek’ parayla satılıyor!
KATLİAM TURİSTLERİNİN ROTASI: UKRAYNA VE GAZZE
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 1024 gün önce, 24 Şubat 2022’de sabahın erken saatlerinde ‘Ukrayna'da özel askeri operasyon’ başlattıklarını duyurmuştu. Böylece Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı ateşle, yüzlerce kişinin hayata veda edeceği günler başlamıştı. Yaşanan pek şeyde olduğu gibi bundan da para kazanmaya çalışan birileri olacaktı. Ancak bu pek çok kişinin tahmin ettiği gibi silah üreticileri değildi. Turizm şirketleri, ‘savaş pozu’ vermek isteyen herkesi, uygun ücret karşılığında savaş alanlarına götürüyordu. Üstelik bu esnada ‘ölüm turistleri’ güvende olsun diye, turizm şirketleri Ukrayna'ya seyahat edenlerin telefonlarına alarm uygulaması yüklemelerini öneriyordu. Her ne olursa olsun tehlikeli bir ‘gezi’ de olsa rağbet her geçen gün artıyor.
Karanlık turizmin gittikçe ünlenme sebebi ise pek çok olumsuzluğun kaynağı olduğu konusunda iletişimcilerim hemfikir olduğu, sosyal medya. Savaş bölgelerindeki durakların romantize edildiği belgesel, film ve televizyon programlarının artması da bu sebepler arasında gösteriliyor. Öyle ki ölüm turizmi için yola çıkan insanların, orada fotoğraf çektirmek için bile ‘özel kombinleri’ var. Yani giyecekleri kıyafetlerin konseptini bile savaşa ‘uyduruyorlar.’ Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta tahrip olmuş askeri teçhizat ve füze saldırılarından geriye kalanları içeren bir Kiev turu da var.
KENDİ DE ADI DA KARANLIK!
Ukrayna’da yaşananlar adı da kendi gibi karanlık olan ‘karanlık turizm’ için 2 yıldır önemli. Ancak 1948’den bu yana neredeyse hiç durmamış Gazze’deki soykırım için düzenlenen gezilerin tarihi eskiye dayanıyor. Her ne kadar bu günlerde fenomenler ve dünyaca ünlü insanlarla gün yüzüne çıkmış olsa da Gazze ölürken, kameralara poz vermek yeni bir şey değil. İsimleri farklı da olsa trajedilerin merkezine yapılan ‘eğlence’ yolculuklarının tarihi 1988’e dayanıyor. Karanlık turizm, tarihsel olarak ölüm ve trajediyle ilişkilendirilen yerlere seyahat etmeyi içeren turizm olarak tanımlanıyor. 1988’de bilinen ismi 'Savaş Turizmi' olan aktivite ise gezi, tarih çalışması ya da eğlence amacıyla aktif veya eski savaş bölgelerine yapılan seyahatlerdi. Bu gezilerin, tehlikeli ve yasak yerlerde heyecan arayışı olanlar için düzenlendiği biliniyor.
Bu gezilerden biri, bugün de aynı topraklarda alevlenen Kırım Savaşı'ydı. Mark Twain önderliğindeki turistler harap olmuş Sivastopol şehrini ziyaret ediyordu. Öyle ki,Rus asilzade, askeri komutan ve devlet adamı Prens Menshikov, Sivastopol'daki kadınları yakındaki bir tepeden Alma Savaşı'nı izlemeye davet etmişti. İngiliz günlük yazarı Fanny Duberly, 1854'te eşiyle Kırım'a seyahat ederek, komutan Lord Lucan’ın itirazlarına rağmen savaşı izleyenler arasındaydı. Cephedeki tek kadın olduğundan ilgi odağıydı. Planlanan saldırılar önceden kendisine bildirilir ve Duberly, o anlara tanıklık etme ‘fırsatı’ yakalardı.
2024’ten geriye ve Kırım’dan 1495 metre güneye bakıldığında ise Gazze’de devam eden soykırımı izlemeye gelenler arasında Elon Musk, Ivanka Trump, Jerry Seinfeld, Michael Douglas var. Bugün de Gazze başta olmak üzere savaş alanlarında ‘karanlık’ fotoğraflar yaşamı ve aydınlanmayı temsil eden ‘güneşi’ gölgede bırakıyor. Güneş ise tek bir yerde savaşa ve zulme sessiz kalanlara inat bambaşka süzülüyor gökyüzünde!
SADECE FİLİSTİN SEMALARINDAKİ ‘GÜNEŞ’
1948’de Siyonist İsrail’in zulmü, Filistinlileri yuvalarından etmiş, sürülen ya da şiddetten kaçan siviller, geri dönebilmek umuduyla evlerinin anahtarını bir an olsun cebinden çıkarmamıştı. Filistinlilerin yuvalarından ayrılışlarının üzerinden geçen sadece yıllar olmamıştı. O topraklardan defalarca savaş geçmişti. Binlerce sivil, karanlığa bulanan hayatları için doğacak güneşi, umudunu hiç kaybetmeden bekliyordu. Öyle ki tıpkı anahtar gibi pek çok sembol Filistinlilerin mücadelesiyle anlamlanmıştı. Yasaklanan bayrağın renklerini taşıyan 'karpuz' en çok bilinenleri olsa da tıpkı Filistinliler gibi özgürlüğe kanat çırpan ‘Filistin güneş kuşu’ da hem ismini hem anlamını o mücadeleden almıştı. 24 Şubat 2015’te Filistin Bakanlar Kurulu, Filistin güneş kuşunu (cinnyris osea), ülkenin milli kuşu olarak kabul etti. İlk olarak 1965’te Filistin’de keşfedilen güneş kuşu, dünyada Filistin'in adını taşıyan tek kuştu.
Güneş gerçekten de Filistin semalarında başka parlıyordu. Başka topraklara doğduğu gibi doğmuyor, belki de o kadar ısıtmıyordu. Orada güneş, enkaz haline gelen yuvaların kalıntılarına konuyordu. Bir zamanlar kırık camlar, yıkık duvarlar ve kanlı topraklardan hayata gülen gözler, bir gün geri dönebilmek umuduyla terk ettikleri yuvalarına dönmek için güneşe kanat çırpıyor. Aynı acıları hiç yaşamamış, başka güneşin ışığındaki yüzlerce ‘turist’ 76 yıl önce Gazze’de Siyonist zulmüne uğrayanların, roketlerle yok edilmiş evlerin duvarı önünde kameraya gülümsüyor. Kameraya hiç gülememiş çocuklar ise bir gün yeniden yeşermek, çiçek açmak için doğacak güneşi bekliyor.