İlk iki ayda borsaya mesafeli kalan yatırımcıların tercihi güvenli enstrümanlarda kalmak yönünde. En fazla kazandıran altın ve mevduat oldu. Gözler yabancı yatırımcıya çevrildi.
2025 yılının ilk iki ayını geride bırakırken yatırım araçlarının performansına baktığımızda, yatırımcıların riskten kaçınarak daha güvenli limanlara yöneldiği görülüyor. Finansal piyasalardaki belirsizlikler, enflasyonist ortam ve küresel ekonomik gelişmeler yatırımcıların tercihlerinde belirleyici oldu.
Şubat sonu verilerine göre, her ne kadar son bir haftada yüzde 4.74 gerilese de Cumhuriyet altını yılbaşından bu yana yüzde 11.87 getiri ile en yüksek kazandıran yatırım aracı oldu. Onu yüzde 7.13 getiri ile mevduat takip etti. Dolar ve euro, yılbaşından bu yana sınırlı bir artış gösterirken, Borsa İstanbul yatırımcısına son iki ayda kaybettirdi.
Borsada düşüş sürüyor
Borsa İstanbul, özellikle son bir ayda yüzde 3.46 kayıpla yatırımcılara zarar yazdı. Yılbaşından bu yana performansı ise yüzde 1.75 ekside oldu. Borsadaki bu düşüşün arkasında, faizin yüksek seyrini koruması, yabancı yatırımcıların alım yapmaması, kurumsal yatırımcıların TL’de faizli varlıklarda olması not edilebilir.
Sektörel bazda baktığımızda ise yılın ilk iki ayında finansal kiralama sektörü ilk sırada yer alırken onu banka endeksi takip etti. Sigorta, hizmet, sanayi endeksi yılın ilk iki ayını negatif bir performansla tamamladı.
Yılbaşından bu yana BIST 30 Endeksi’nde 12 hisse yükselirken 18’i düştü. Hisselerin yüzde 60’ı yılbaşından bu yana geriledi. Yılın ilk iki ayında yüzde 10 ve üzerinde kazandıran BIST 30 hisseleri Aselsan, Pegasus, İş Bankası C ve Türk Telekom oldu. Türk Hava Yolları ise iki ayda yüzde 9,70 yükseldi. Gözlendiği kadarıyla sınırlı ve sektörel bir hareketlilik söz konusu.
Altın kazandırdı
Altın, her zaman olduğu gibi belirsizlik dönemlerinde yatırımcıların en çok yöneldiği varlık olmaya devam ediyor. Cumhuriyet Altını, geride kalan bir haftadaki düşüşe rağmen son altı ayda yüzde 20.27 gibi güçlü bir getiri sağladı. İlk iki ayda ise yüzde 11.87 oranında yükseldi.
Mevduat öne çıkıyor
Borsa ve döviz piyasalarındaki dalgalanmalardan kaçınan yatırımcılar, mevduat faizlerinden yararlanmayı sürdürüyor. KYD Mevduat Endeksi yılbaşından bu yana yüzde 7.13 kazandırarak, enflasyon üzerinde bir getiri sağladı. Türkiye’deki faiz oranlarının yüksek seyretmesi, yatırımcıların TL bazlı mevduatları tercih etmesine neden oldu.
Bankaların sunduğu cazip faiz oranları, özellikle risk almak istemeyen yatırımcılar için büyük bir avantaj sağlıyor.
Veriler bekleniyor
Pazartesi günü açıklanacak şubat ayı enflasyon verileri, piyasa beklentileri açısından önemli bir gösterge olacak. Ocak ayında yüzde 5.03 olarak açıklanan enflasyon oranı, piyasa tahminlerinin üzerinde gerçekleşmişti. Bu durum, yatırımcıların temkinli hareket etmesine yol açtı.
Sektörlere göre farklılaşıyor
Son anket verilerine göre, 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentileri piyasa katılımcılarında yüzde 25.3, reel sektörde yüzde 41.9 ve hanehalkında yüzde 59.2 seviyesinde bulunuyor. Özellikle hanehalkının enflasyon beklentisinin artması, iç talep ve fiyatlama davranışları açısından kritik bir gösterge olarak öne çıkıyor. Hanehalkının enflasyonun düşeceğini öngören oranı ise yüzde 28.3’e gerileyerek ekonomik beklentilerdeki ayrışmayı gözler önüne seriyor.
JPMorgan’ın öngörüleri
Yatırım bankası JPMorgan, enflasyon tahminlerini revize ederek şubat ayı için aylık enflasyon beklentisini yüzde 3.5’ten yüzde 2.7’ye, yıllık beklentisini ise yüzde 40.7’den yüzde 39.6’ya çekti. Banka, yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 27.2 seviyesinde sabit bırakırken, faiz indirimi sürecine ilişkin de dikkat çekici tahminler sundu.
Faiz beklentisi
JPMorgan’a göre Merkez Bankası, mart ve nisan aylarında toplam 250 baz puan faiz indirimi gerçekleştirebilir. Yılın geri kalanında gerçekleştirilecek 5 Para Politikası Kurulu toplantısında 200’er baz puanlık indirimler öngörülüyor. Bu senaryoya göre, yıl sonunda politika faizinin yüzde 30 seviyesine gerilemesi bekleniyor. Olası faiz indirimleri, yatırımcılar açısından Türk lirası varlıklarının cazibesini ve finansal piyasalardaki yönü belirleyecek önemli faktörlerden biri olacak.
Gelinen aşamada, yatırımcıların enflasyon verilerini, faiz indirim beklentilerini ve küresel dinamikleri birlikte değerlendirilerek yatırım tercihlerini belirlemeleri yerinde bir yaklaşım olacaktır. Özellikle faiz indirim süreci, piyasalardaki yönü belirlemede temel unsur olmaya devam ediyor.