A Milli Basketbol Takımımız’ın, ev sahipliğini yaptığımız Avrupa Şampiyonası’nın ardından Dünya Kupası elemelerinde de art arda hakem hatalarına maruz kalması, akıllara ‘neden?’ sorusunu getirdi. TBF Başkanı Hidayet Türkoğlu ile FIBA Avrupa Başkanı Turgay Demirel arasındaki tatsız ilişki de sanki bu nedenlerden biri...
Basketbolda FIBA Başkanlığı’nı yürüten kişinin ülkesinin çok büyük artılar sağladığı, hatta hakemlerin etki altında kalıp yıllarca Yunanistan ve Sırbistan’ın lehine bariz düdükler çalındığı, kupalar kazandırıldığı görülmüştü. Ancak şimdi FIBA Avrupa Başkanlığı görevini yürüten kişi bir Türk; Turgay Demirel olmasına rağmen, ev sahipliği yaptığımız 2017 Avrupa Şampiyonası’nda da, şu anda oynanmakta olan Dünya Kupası elemelerinde de bırakın bunun artısını yaşamayı, aleyhimize verilen kararlar çok bariz şekilde görülmeye başlandı. Peki FIBA Avrupa Başkanı bir Türk’ken, hakemlerin milli takımımızı bu kadar kolay ‘doğraması’ normal mi, bunu düşünmek gerekmez mi?
Evet, FIBA’nın yapısı değişti, Avrupa Başkanı’nın yetkisi ve sorumlulukları da eskisi gibi değil, ancak o konumda bir Türk’ün bulunması, hakemlerin Ay-Yıldızlı ekibimize karşı daha dikkatli olmasını
Ay-yıldızlı ekibimiz, çok iyi başlayıp, ilk yarısında çift haneli farklara ulaştığı maçta ribaunt üstünlüğünü yitirip, dış atışlardaki yüzdesini koruyamayınca Letonya’ya yenilmekten kurtulamadı, Dünya Kupası elemelerindeki 4. maçında 2. yenilgisini aldı.
Dünya Kupası elemeleri B Grubu’nda mücadele eden A Milli Basketbol Takımımız, 2’de 2 ile başladığı grupta art arda 2. deplasman yenilgisini tattı, Letonya karşısında salondan 79-70 yenik ayrıldı.
Hem İsveç maçında verilen hücum ribauntlarının etkisi hem de iki forveti Tolga ile Metecan’ın sakatlığı nedeniyle oynamaması nedeniyle yaşanabilecek ribaunt sıkıntısına önlem olarak maça çift uzun ve çift guard ile başlayan Türkiye, Furkan’ın savunmada, ilk çeyreğe üç üçlük sığdıran Dixon’ın da hücumdaki performansıyla kontrolü ele aldı. Bu düzenle fark çift hanelere de çıktı ama ilk yarıda yapılan 13 top kaybı, zaten tempo arayan Letonya karşısında yapılmayacak hatalardı, rakip de bunu cezalandırdı.
Devre sonunda farkı 4’e indirerek umutlanan Letonya karşısında ilk yarıyı 10 ribauntla bitiren ama 18 dakika ile belki de bu sezon hiçbir maçta kalmadığı kadar sahada kalan Furkan’ın enerjisinin düşmesi, sıkıntıyı artırdı. Aynı şekilde ilk
A Milli Basketbol Takımımız, Dünya Kupası elemelerindeki ilk mağlubiyetini İsveç deplasmanında tattı. Henüz galibiyeti bulunmayan rakibi karşısında 13 sayı geriye düştükten sonra uyanan ay-yıldızlı ekibin maç sonundaki 13-1’lik serisi yenilgiye engel olamadı
Dünya Kupası Elemeleri B Grubu’na 2 galibiyet ile başlayan Türkiye, ilk yenilgisini, grubun galibiyetsiz ekibi İsveç karşısında 59-58’lik skorla yaşadı.
İsveç kolay lokma gözükse de, rakibin son şansını kullanacak olması, Gran Canaria’daki Eriksson’u da kadroya katması, konsantrasyonsuzluğun bedelinin ağır olacağının habercisiydi. Ne yazık ki, millilerimiz de uzun süre maçın içine giremedi. Burada Ufuk Sarıca’nın birçok isimden beklediği katkıyı alamamasının rolü de, bazı hamleleri geç yapması da etkiliydi.
Özellikle 2. yarıda verdiğimiz hücum ribauntları canımızı yakarken, rakip aynı ikili oyun ile peş peşe 3 kez potamıza smacı vururken, Furkan’ın 34. dakikada girmemesi gerekirdi. Son dönemde ligin en formda isimlerinden olan Doğuş’un da enerjisini kullanmak için 32 dakika beklemek, uyanışımızı geciktirdi. Zaten kısa sürede Doğuş’un 3 top çalması, Furkan’ın ribauntları lehimize çevirmesinin ardından, İsveç’in 1 sayı
Hücumda önemli bir gücü olan rakibine karşı, maçın koptuğu 2. ve 3. çeyreklerde çok iyi savunma yapan Fenerbahçe Doğuş, hücumda da akıllı oynadı, 3 önemli eksikle çıktığı maçı kazanarak, Euroleague’in 23. haftasında 16. zaferine ulaştı
THY Euroleague’deki 23. maçında Emperio Armani Milano’yu konuk eden Fenerbahçe Doğuş, 89-70’lik skorla kazandı, 16. galibiyetine ulaşarak, zirve yarışından kopmadı.
Ligin kötü savunma yapan, ancak hücum performansıyla sürpriz galibiyetlere imza atan ekibi Milano karşısında baştan sona akıllı oynadı temsilcimiz. İlk dakikalarda Goudelock’ın savunduğu Nunnally ile sırtı dönük oyun bulma ısrarından istediğini alamasa da, Vesely-Kuzminskas eşleşmesinde bunu başardı, rakibin Micov ile bulduğu ekstra skora rağmen kontrolü ele aldı.
İlk çeyrekte potasında 20 sayı gören, rakibe 6 hücum ribaundu veren ve top kaybına zorlayamayan temsilcimiz için kilit nokta savunmaydı. Sloukas-Wanamaker ikilisinin yan yana tehlikeli olabileceğini biliyorduk ama kısalar ön alanda çabuk geçildiği için bir türlü bundan tam olarak faydalanamıyorduk. Kalinic’in form tutmaya başlamasıyla bu sorundan da kurtulduk. İki guardın 24 sayı, 12 asist ürettiği maçta Kalinic’in yardım
Sezona kötü başlayan ve coach değişikliğine gitmek zorunda kalan Anadolu Efes, Ergin Ataman yönetimindeki çıkışını PTT Türkiye Kupası’nda zirveye taşıdı, Fenerbahçe ve Darüşşafaka’nın ardından finalde de Bursa ekibi TOFAŞ’ı devirerek mutlu sona ulaştı.
Sinan Erdem Spor Salonu’nun ev sahipliğinde oynanan PTT Türkiye Kupası finalinde Anadolu Efes, TOFAŞ’ı 78-61 yenmeyi başardı ve 11. kupasını kazandı.
TOFAŞ, finale gelinceye kadar etkili bir performans sergilemişti, özellikle Beşiktaş karşısındaki yüzdesi, birçok takımın canını yakacak cinstendi. Ancak kadrodaki isimlerin tecrübe eksikliği, buraya gelinceye kadar Barış’ın sakatlığı nedeniyle üzerine fazla yük binen Mejia’nın sarfettiği enerji, bu kez 3 sayı çizgisinin gerisinden 18’de 1 ile belki de bir daha yaşaşamayacakları kadar kötü bir performans sergilemelerine neden oldu.
Yapı sağlam
Ancak ligde hala Fenerbahçe ile aynı puanda olmaları ve liderliği paylaşmaları, kupada finale çıkmaları, Tolga Öngören ve Coach Orhun Ene yönetimindeki yapılanmalarının ne kadar sağlam olduğunu ortaya çıktı. Bu yapılanma içinde Türk gençlerin rol oynaması, takımı gönlümüzde farklı bir yere çıkardı.
Anadolu Efes’te ise motivasyon kupada kazanıldı. Kötü
PTT Türkiye Kupası yarı finalindeki nefes kesen mücadeleyi TOFAŞ kazandı, Anadolu Efes’in rakibi olmayı başardı. Maça çok hızlı başlayan yeşil-mavililer’e Kartal, Strawberry ile yanıt vermeye çalıştı ama Orhun Ene’nin ekibi salondan zaferle ayrıldı.
Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nde iyi bir sezon geçiren TOFAŞ, başarısını PTT Türkiye Kupası’na da taşıdı, yarı finalde Beşiktaş Sompo Japan’ı 86-79 yenerek finale çıktı.
Orhun Ene ve ekibini kutlamak lazım her şeyden önce, Beşiktaş gibi önemli bir kadroyu bu sezon 3. kez devirmeyi başardı. Bunun için gerçekten iyi bir ‘takım’ olmak gerekiyordu, görünen o ki, Ene elindeki ekip ile bunu başardı. Siyah-beyazlılar defalarca farkı tek basketlere düşürse de, Barış gibi bir yıldızı olmadan ayakta kalması, bunun en önemli kanıtı.
Barış’ın yokluğunda takımı toparlama görevini yine Mejia üstlendi. Arkadaşlarını iyi yönlendirirken, Henry’nin faul problemi nedeniyle kenarda olduğu anlarda onun görevini de üstlendi. ilk çeyrekte 10’ar sayı üreten Morgan ile Crocker da büyük oynayınca, Bursa ekibi galibiyete ulaşmayı bildi.
Beşiktaş cephesinde ise kader anları dışarıdan gelecek isabetlere bağlanan maçta Diebler’ın beklenen şutları sokamaması can
Siyah-beyazlı ekipte, son haftalarda form düşüklüğü yaşayan Clark ve Strawberry’nin de ritmlerini bulması, hücumun tıkır tıkır işlemesini sağladı, savunmada da her zamanki sertliğini sahaya yansıtan Beşiktaş Sompo Japan, Banvit’i geçerek adını yarı finale yazdırdı.
PTT Erkekler Türkiye Kupası Sekizli Finalleri’nde 4. yarı finalist Banvit engelini 80-63 ile geçen Beşiktaş Sompo Japan oldu. Son transferi Lalenne ile ilk dakikalarda Vidmar’ı çok iyi savunan Beşiktaş karşısında Banvit ilk 7 dakika içinde sadece 3 üçlük isabeti bulabildi, buna karşın iyi savunma yapınca, ilk periyot 15-15 bitti.
Ufuk Sarıca, rakibin ilk çeyrekteki etkili ismi Thomas’ın hazını, Weems’i 3 numaraya çekerek kesti, son maçlarda düşüş içinde olan Clark, bu kez oyuna çok iyi girince art arda üçlükleriyle takımını öne geçirdi. Banvit Vidmar ile Kulig’i yan yana oynatarak boyalı alanı devreye sokmaya çalışsa da, ikili oyunları biraz daha tepede oynayarak rakibine cezayı kesen Beşiktaş, soyunma odasına 41-32 önde girdi.
Beşiktaş’ta son maçların formda ismi Kenan’ın başı çektiği, ilk yarıda sayısı bulunmayan Diebler’ın ona eşlik ettiği 3 sayı bombardımanı, 3. çeyreğin ortasındaki 13-0 seriyi getirdi, Beşiktaş
Anadolu Efes çok iyi başladığı maçta 2. yarının başında 16 farkı yakaladı. Fenerbahçe Doğuş’un müthiş bir dönüşle arayı kapaması, son saniyelerde nefeslerin tutulmasına neden olurken, kritik hücum ribauntları alan lacivert-beyazlı ekip, salondan zaferle ayrıldı.
Anadolu Efes, PTT Türkiye Kupası çeyrek finalinde Fenerbahçe Doğuş’u 83-80 ile geçti, yarı finalde Darüşşafaka ile eşleşti.
Efesli oyuncuların son lig maçındaki 100 sayıya ulaşmak için yapılan faulleri dert ettiği maçın ilk dakikasından itibaren gözlerinden çıkan ateşten belliydi. Fenerbahçe için Euroleague’de zirveyi kovalarken kupaya çok konsantre olamazlar yorumları yaşanan gerginlikten sonra sonlanmış olsa da, maçı rakipleri kadar yaşamadıkları ilk yarı boyunca dikkat çekti.
Ergin Ataman da maça Doğuş ile başlayarak, rakibi coşturmamayı hedeflediğini gösterirken, milli oyuncunun savunmadaki gayreti takımı ateşleyen etkendi. Fenerbahçe’nin iki uzunla sahada kalmasını da avantaja çevirip, hücuma daha çabuk geçen 6’da 5 ile ilk çeyreği bitiren Efes, 26-14 ile farkı çift hanelere yükseltti. Devre de Efes lehine 45-36 bitti.
İki uzunla sahada kalan rakibine karşı tempoyu yükseltmeyi sürdüren Efes, 58-42 ile farkı 16’ya