İkinci tura odaklı sandık hesabında Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmesi ya da gönderilmesi en çekici başlıklar arasında…
İlk turda da öyleydi ama bu anlamda zorla gönderilme dahil en sert söylemlerde bulunan Ata İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Oğan ve Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ’ın aldığı oylar nedeniyle popülaritesi daha da arttı. Özellikle de milliyetçi damara doğru oldukça keskin bir manevra yapan Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu açısından. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu’nun bu konuda ilk tur kampanya döneminde, hatta daha öncekilerdeki söylemleri şimdilerde tonlama anlamında epey bir değişti… Önceleri Esad ile görüşüp anlaşma davul zurna ile gönderilme gibi, yumuşak bir üslup söz konusuydu şimdilerde ise daha bir keskin ve sert dil hakim... Sığınmacıların 2 yıl içerisinde mutlak ülkelerine gönderileceğini vaat ediyor...
Birleşe birleşe oy devşirme hesabı yani... O nedenle önümüzdeki bir kaç günde Suriyeli sığınmacılar söyleminde sertlik dozajı daha da artabilir... Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan’da Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönüşü için çaba sarfettiklerini belirterek “1 milyona yakın mültecinin topraklarına dönmesi için Suriye’de konut yapımıyla ilgili projeler hazırladık. Mültecilerin ülkelerine dönmesini sağlayacağız” dedi... Suriye’nin kuzeyinde biriket evler yapılan, organize sanayi bölgeleri açılan TSK’nın kontrolü altındaki güvenli bölgelere 500 bin kişi gitti zaten. Yine geri dönüş konusunda Esad rejimiyle temaslar da söz konusu. Mesela 14 Mayıs’taki ilk tur oylama öncesinde Moskova’da Rusya, Türkiye, Suriye ve İran Dışişleri Bakanları toplantısı vardı, orada Suriyelilerin güvenli bir şekilde ülkelerine dönüş meselesi de konuşuldu… Seçim sonrasında da bazı gelişmeler öngörülüyor. Açıkçası siyasette herkes göndereceğiz modunda aslında, sadece yol, yöntem, tarz konusunda farklılıklar söz konusu. Muhalefet kanadı ağırlıkla gerekirse zorla havasında, iktidar cenahı ise “gönüllü ve onurlu bir dönüş” diyor...
***
Bunlar işin siyasi boyutu ama bir tarafta da BM, uluslararası gözlemcilerin raporları var. Onlar da Suriye’de henüz geri dönüş için ortam olmadığı görüşünde. Bu bağlamda da İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) Başkanı Metin Çorabatır (eski BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Dış İlişkiler Sözcüsü) şöyle diyor:
“Uluslararası toplumun raporları devamlı güncelleniyor. O raporları da biz CHP dahil değişik partilerle paylaşıyoruz. Şu anda Suriye’de ortam geri dönüş için uygun değil… Birincisi onları mülteci yapan evlerini başlarına yıkan, savaş, çatışmaların ya da Esad rejiminin baskıları devam ediyor. Esad’ın ‘ben affettim siz gelin demesi’ de yetmiyor. Çünkü BM’nin veya bütün bağımsız hak gözlemcilerinin üzerinde anlaştığı birtakım garantilere bağlı olması lazım. İkincisi de hakikaten Suriye’de Esad rejiminin bölgesi de dahil korkunç bir kuraklık, açlık sefalet var. Ekonomik kriz had safhada, Rusya ‘da savaş yüzünden fazla destek yapamıyor. Yani bırak siyasetten kaynaklanan durumu fiziksel şartlarda uygun değil... Böyle bir durumda da Suriyelileri geri gönderme konusunda son derece iddialı sözlerle toplumdaki beklentiyi yükseltmenin yaratabileceği daha başka sıkıntıları da dikkate almak gerekiyor.”
Nasıl yani?
“Bugünkü koşullar devam ettiği sürece iktidara kim gelirse gelsin kolay gönderemeyecektir. O zaman ‘bilmiyorduk, uluslararası toplum karşı çıkıyor diyecekler. Bunu bugün görmek lazım. Siyasi partilerin seçim beyannamelerinde, kampanya söylemlerinde tek çözüm geri göndereceğim olmamalı, hem yöntemi hem de gönderemediğin zamanki ikinci çözümü de açıkça ortaya koymaları gerekiyor. Yani gittin Esad’la da görüştün olmadı o zaman Türkiye’deki 4 milyon insan için ikinci bir alternatif çözümün ne ya da ne yapacaksın? Geri göndereceğim demek kolay ama siyasi malzeme yapılması çok tehlikeli. İnsanları düşmanlaştırmak, toplumsal çatışmalara yol açabilir… Siyasetçinin görevi ülkende vatandaşın olsun olmasın herkesin güvenliğini sağlamak. Ancak tamamen sorumsuzca bir oy kavgası var. Yarın bir gün patlarsa ne olacak?”
***
Özetle; evet Suriyelilerin geri dönmeleri arzu edilen bir şey ideal bir çözüm herkes de bunda hemfikir ama bunun koşullarının olması gerekiyor. Yoksa onları sığınmacı yapan koşullar oradayken geri dönüş sıkıntılı, zor. Ha ben iktidarım, egemen bir ülkeyim Türkiye’nin de altına imza attığı uluslararası sözleşmeleri hiçe sayarım yollarım denirse elbette yollanabilir ama bunun da daha başka maliyetleri olabilir… Açıkçası bu insanların dönmesi, geri gönderilmesi öyle “gönderdim, gönderiyorum” demekle olacak iş değil. Dolayısıyla bu konunun oy hesabıyla sandık malzemesi yapılmasının da hiç kimseye yararı yok. Aksine oldukça tehlikeli de...
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024