Görünürde yakın bir gelecekte seçim falan söz konusu değil ama iç siyaset oldukça hareketli... Özellikle erken seçim iddiasını zorlayan ana muhalefet partisi CHP açısından... Hem cumhurbaşkanı adayı belirleme süreci hem de parti kurultayı ve İBB Başkanı İmamoğlu hakkında yürütülen soruşturmalar, davalardaki gelişmelerle ivme her gün yükseliyor... Mevcut ve olası gelişmelere bağlı olarak da CHP’nin yol haritasına dönük öngörüler havada uçuşuyor... Bir kurultay yenileme durumu söz konusu olabilir mi, olursa kadro değişir mi ya da artık CHP’nin cumhurbaşkanı adaylığı kesin gibi görünen İmamoğlu, hakkındaki cezanın açıklanması veya daha başka bir soruşturmadan kaynaklı siyaseten yasaklı duruma düşer mi, düşerse de aday kim olur varsayımından hareketle... Bu bağlamda da zaten adaylık iddiasını sürdüren ABB Başkanı Yavaş formülünün devreye gireceğini savunanlar ağırlıkta... Ancak böyle bir olasılık da dahi sadece Yavaş değil, daha başka seçenekleri dillendirenlerde var. Hatta her ne kadar “ben aday değilim” dese de CHP Genel Başkanı Özel’in ismi de dahil olmak üzere...
★ ★ ★
Malum ön seçimde yarışa girmeyeceğini açıklayan Mansur Yavaş “23 Mart sonrasındaki anketlere bakarak aday olup olmayacağıma karar vereceğim” diyor... Buna dönük olarak da CHP’lileri kızdırmadan, incitmeden bir politika izliyor. İmamoğlu ile de hiç polemiğe girmemeye özen gösteriyor… Ama bir yandan da “daha seçime çok var, işimize bakalım, hizmet yapalım” diyerek doğrudan halka, parti dışı seçmene de oynuyor... Kamuoyu araştırmalarında muhalefet açısından “kazanacak aday” anlamında İmamoğlu’ndan daha önde çıkması da izlediği politikanın benimsendiğini doğrular nitelikte... Ancak kamuoyu araştırmacılarına göre CHP’nin ön seçim tarihi 23 Mart sonrasında anketler Yavaş’ın beklentileri doğrultusunda gerçekleşmeyebilir. Niyesini de şöyle açıklıyorlar:
“23 Mart sonrasında yapılacak araştırmalar daha çok Cumhurbaşkanı, Erdoğan mı yoksa İmamoğlu mu diye iki seçenekli duruma dönüşecektir… Üçüncü bir aday sorgulanması zor artık. Böylece İmamoğlu’nun CHP adaylığı net bir şekilde kamuoyunun beynine kazınacak, Yavaş’ın da oyları düşecektir ister istemez. Evet Yavaş’ta kamuoyu araştırmaları yaptırtabilir. Ama onun da tartışma yaratma olasılığı yüksek. Özellikle de İmamoğlu cenahındaki trollerden gelmesi muhtemel sosyal medya salvolarıyla. Hatta Yavaş oyun bozan, bölen durumuna da sokulabilir bir anda...”
Dolayısıyla CHP’nin cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda iki forvetinden İmamoğlu’nu öncelediği söylenen önseçim kurgusu sadece sandık sonuçlarına değil, sonrasına dönük hesaplar da içeriyor sanki...
★ ★ ★
Üstelik de İmamoğlu’nun yasaklı duruma düşüp, düşmeme olasılıkları bağlamında iki seçenekli olarak… Mesela varsayalım İmamoğlu yasaklı pozisyona düştü. O zaman Özel, hala “ben aday değilim” noktasında mı kalacak yoksa, “arkadaşlarımın baskısıyla görevden kaçamam” pozisyonuna mı evrilecek sorusunun yanıtı Yavaş açısından kritik önemde. Zira İmamoğlu’na eğer bir yasaklama durumu gelirse ne deniliyor? Olası tepki oyları nedeniyle CHP kimi aday gösterirse kazanma şansı yüksek. Böyle bir durumda, “kazanacak aday” muhabbetinin ötelendiği bir sandık oylamasında da Özel, “Bu fırsat kaçmaz, Genel Başkan olarak adaylık benim doğal hakkım zaten” derse ne olacak? Önseçim yöntemiyle sanki dışlanmış gibi olan Yavaş ne yapacak? Evet Özel aday değilim dedi diyor ama beni aday gösterirlerse de asla, kesinlikle kabul etmem gibisinden bir sözü de yok... Önceki genel başkan Kılıçdaroğlu da ben hiç aday olmadım, hep beni gösterdiler, zorladılar demişti malum…
Denklem içinde denklem yani. CHP’de stratejiler birbirinin içine geçmiş durumda sadece İmamoğlu’nun durumunun belirlenmesi, netleşmesi bekleniyor... Sonrasında da yine sokağın, vatandaşın tercihlerinden ziyade parti içinden yükselen seslerin her hal ve şartta daha fazla önemseneceği de belli gibi…