Ülkede hemen herkes 6’lı masadan çıkacak Cumhurbaşkanı adayının adını sanını merak edip konuşuyor. Hatta son masa muhabbetinden her ne kadar kuvvetli bir ortak aday vurgusu çıksa da çoklu aday seçeneğinin tamamen yok olmadığı ve bunun emarelerinin yüksekliği de tartışılıyor. Buna karşılık, 6’lı masanın havası ve suskunluğu ise malum. “Henüz hiç konuşmadık bunu” diyorlar. Yani olası adaylara ve kazanma şanslarına odaklı kamuoyu araştırmaları havada uçuşuyor. Bu isimler arasından CHP lideri Kılıçdaroğlu son iki ayki hamleleri ve açıklamalarıyla adaylık konusunda ne kadar istekli ve kararlı olduğunu ifade ediyor olsa da fazla renk vermeyen 6’lı masa daha çok “Kör, sağır, dilsiz” veya “Yorum yok” görüntüsüyle tam anlamıyla üç maymunu oynuyor. Tabii yersen çünkü masanın görünmeyen desteği HDP’nin adı, durumu herhangi bir şekilde dillendirildiğinde masanın suskunluğu bozuluyor ve karşılıklı kör atışlarla birlikte masanın aday odaklı denge sorununa yönelik tartışmalar da başlıyor. Mesela Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili soruya daha yeni “6’lı masa ismim üzerinde uzlaşırsa hazırım” diye yanıt verdi ve bu açıklaması bugüne kadarki en net, ileri çıkışı olarak yorumlandı. Daha önceki çıkışlarında olduğu gibi siyasi nezaket ya da taktik gereği nihai karar anlamında işaret ettiği 6’lı masadan ise yine “kararı masa verecek, uzlaşı” vurgusu dışında pek ses çıkmadı. Ancak CHP’li Gürsel Tekin’in ekrandaki bir tartışma programında “HDP’ye bakanlık” açıklaması nedeniyle bir anda muhalefette “çarşı” karıştı. Anında İYİ Partili üç vekilden peş peşe çok sert tepkiler geldi, bu anlamda noktayı da Genel Başkan Akşener, “HDP’nin olduğu masada biz olmayız. Bizim olduğumuz masada da HDP olmaz” sözleriyle koydu. Masa sarsıldı, yıkılabilir denilirken de Kılıçdaroğlu’nun “Hayır, yok böyle bir şey. Burada önemli olan altı liderin Türkiye’nin sorunlarıyla ilgili karar alması ve kamuoyuna duyurması. Karar alınırken altı lider oturup karar alacağız” açıklamasıyla tansiyon düştü. Ekim ayının başında ikinci tur görüşmelere başlayacak olan 6’lı masanın o güne kadar değişiklik olmazsa an itibarıyla görüntüsü şu:
Kılıçdaroğlu ısrarlı ve kararlı, partisinin adayı olduğu kesin gibi. Kurmayları da “CHP’nin en alttaki üyesinden en üstteki MYK’sına kadar hepsinin üzerinde uzlaştığı aday Kemal Kılıçdaroğlu’dur” diye bunu defalarca deklare etti zaten. Kaldı ki CHP Genel Başkanı olarak “Aday olmak istiyorum” dese partisinden buna kimsenin söyleyecek bir lafı olmaz, olamaz. Nitekim adresi belli olmayan cılız tepkiler dışında olmuyor da. Yani Kılıçdaroğlu partisinde hem adaylığını ilan etti hem de Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu isimlerine de kapıyı kapatmış durumda ve çıt yok. Yaptığı hamlelerle kamuoyunda da epey yol aldı denilebilir. Şu an tek sorun masa, o henüz buna hazır değil. Olduğu gün de bu adaylık açıklanacak. Bu bağlamda da yorumlar “Kılıçdaroğlu çapında bir lider onay vereceği ihtimalini sezmeden böyle bir açıklama yapmaz” ya da “Diğer liderlerin sessizlikleri ve siyasi nezaket gereği duruşları Kılıçdaroğlu’na bunları dedirtebilir” şeklinde. Yani Cumhurbaşkanlığı adaylığının netleşmesi Kılıçdaroğlu’nun masayı ikna etmesine hatta masanın geri dönülemez bir noktaya gelmesine bağlı. Onun için de netlik ayarını zorluyor. Tabii partisinden yükselen HDP odaklı çıkışlar ve buna bağlı tartışmalar da Kılıçdaroğlu’nu. Çünkü her ne kadar Kılıçdaroğlu “Masada çatlak falan yok” dese de masadakilerin “Şimdi zamanı değil, onun için kötü olmayayım, sesimi çıkartmayayım” havasında olduğu açık. Malum, bir de milletvekilliği hesapları var. Saadet Partililer CHP listelerinden milletvekili oldular. Şimdi de o ve diğer partilerin ağırlıkla CHP çatısı altına girmeleri söz konusu milletvekili seçilebilmek için yoksa hiçbirinin siyasette hayat şansı yok. Kamuoyu araştırmalarına göre oy oranı yükseliyor denilen masanın büyük paydaşlarından İYİ Parti’nin hesapları ise daha farklı. Bu anlamda dillendirilen bir senaryo da şöyle:
İYİ Parti 6’lı masaya dönüp “Arkadaşlar, HDP’den gelecek 10 puan nedeniyle partimiz gerçek yükselişini bir türlü yapamıyor, siz HDP’yle kol kola yürüyen, hatta bakanlık vereceğini söyleyen CHP’nin yanında yer alıyorsunuz tepkisi var, dolayısıyla biz bu masadan kalkıyoruz, Cumhurbaşkanı adayını da kendimiz belirleyeceğiz” deyip masadan kalkabilir. Çünkü kamuoyu araştırmalarına göre İYİ Parti’ye CHP’den gelen oy 2-3 puan, o da Ege, Akdeniz ile Trakya ağırlıklı. Hâlbuki “Ben CHP ile aynı yolda yürümüyorum. Merkez sağ, milliyetçi ve Atatürkçü bir partiyim” deyip, tek başına ya da masadakilerle bir başka birliktelik içine girerse çok ekstra bir oy alabilir. Böyle bir durumda da Meral Akşener veya Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı söz konusu olabilir.
Bunlar elbette senaryo, hatta “Masanın tutkalı sağlam, artık o aşama geçildi” diyenler de var ama “siyasette olmaz olmaz” da bir gerçeklik. Hele de masada yüzleri tutmadığı ve “Şimdi zamanı değil, onun için kötü olmayayım” diye hesapların olduğuna dönük sütre gerisinden işaret fişeklerinin geldiği bir süreçte yüksek olasılık.