15 Temmuz hain darbe girişiminde parmağı olan ABD’nin FETÖ vasıtasıyla TSK’yı kontrol altına alıp, etkisiz hale getirmek istediği herkesçe malum. Yani FETÖ’nün TSK’ya sızmasının sadece bir imamın üniforma sevdasından kaynaklanmadığı biliniyor. Dolayısıyla, TSK bu pislikten arındıkça ABD’nin kirli oyununa darbe vurulduğu da çok açık. Özellikle de ihraçların ardından Hava Kuvvetleri’nde koltuk başına düşen pilot sayısının kritik seviyenin altına indiğinin konuşulduğu günler anımsandığında. Çünkü o zamanlarda bu durumun yurt içinde terörle mücadele, Suriye ve Irak’a yönelik olası hava harekâtları düşünüldüğünde sorunlara yol açabileceği iddia ediliyordu. Ama ne oldu?
İhraçlar nedeniyle sıkıntıda denilen Türk Silahlı Kuvvetleri bir yandan yaralarını sararken, bir yandan da Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı harekâtlarıyla ABD’nin kafasındaki kirli oyunu bozdu, devamı da an meselesi. Irak’ın kuzeyindeki dur durak bilmeyen sortiler ve nokta atışları da ortada. Yine Kıbrıs, Akdeniz, Ege ve Libya odaklı kararlılık ve mücadelede pilotlara düşen görevler de pik yapmış durumda. Kısacası, FETÖ’den temizlendikçe çok daha güçlenen TSK tüm unsurları ve pilotlarıyla dünyanın birçok coğrafyasında fedakârca üstlendiği görevleri başarıyla yerine getirdi ,getiriyor. Ki bunun dünyada başka bir örneği de yok. Peki, bu nasıl oluyor? Mesela Türk pilotları diğerlerinden farklı kılan ne?
Emekli Hava Pilot Korgeneral Dr. Erdoğan Karakuş anlatıyor:
“Ülke insanının azmi çok önemli yani özellikle uçuşa karşı bir azim olmadan bir başarı elde edilmesi söz konusu olmuyor. Azminiz mükemmel olacak, birbirinize bağımlılığınız mükemmel olacak ve bunun yanı sıra ülke sevgisi mükemmel olacak… Bunlar genellikle bizim Türk pilotlarında mevcut. Ve bunun sonucunda da zaten bazı imkânlar sağlamak için de ülkenin bir yerde bazı hizmetleri sunması gerekiyor. Bu anlamda da bizim Konya’daki elektronik harp ve atış sahası, diyebilirim ki dünyada onunla yarışabilecek bir İsrail’de var, bir de ABD’de var. Dolayısıyla, bizim sunduğumuz atış sahası pilotların çok iyi eğitimini sağlıyor. Mesela ABD’de yapılan bir tatbikatta, bir pilotumuz 26 tane ABD’li pilotun uçağını düşürdü. Tabii tatbikat olduğu için hakiki değil bilgisayar ortamında. Radarda kilitlediniz, füzenizi attınız ve vurur diye kayıtlara geçti. Öyle olduğu için de ABD bizim pilotlarımızın ordudan ayrılması konusunda çok büyük gayret gösterdi.”
Nasıl yani?
“Daha 15 Temmuz’a gelirken Hava Kuvvetleri üzerinde FETÖ vasıtasıyla oyunlar oynandı. Pilotların ayrılması çok kolay. Yurt dışında da olsa, yurt içinde de olsa özel hava yolları şirketlerinde çok rahat iş buluyorlar. Özel hava yolları tamamen Hava Kuvvetleri’nden pilotları devşirdi. Kaçakçılar vuruldu denilen Uludere’deki olayda da o insanları öldürtmek için PKK’nın, FETÖ’nün, ABD’nin istihbarat örgütü CIA’nın oyunu var. O yüzden de 150 pilot ayrıldı çünkü pilotlarımıza katilsiniz gibi suçlamalar yapıldı. Emir verilmesine rağmen niye vurdunuz diye günahsız yere onlara yüklenildi. Onun üzerine de aralarında Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral dâhil 150 pilot aynı anda bastı istifayı gitti.”
ABD dün öyleydi de bugün farklı mı? Değil elbet, şimdi de Yunanistan üzerinden başka kirli planlar kurguluyor. Bu bağlamda da Yunanistan’ı bir anlamda terör örgütleri FETÖ ya da PKK/PYD/YPG gibi kullanıyor. Kullanılan da dünden buna razı bir şekilde arkasına sığındığı ABD’nin gazıyla sahte kabadayılığa soyunmuş durumda, pervasızca atıp tutuyor. Hem de Yunan Hava Kuvvetleri’nin gücü ve pilotlarının başarısı gibi zırvalarla. Karakuş, devam ediyor:
“Yunanlı pilotlar bizimkilerle mukayese olmaz. Bizim pilotların eline su dökemezler. Onun için zaten bu yetersizlikleri yüzünden İsrail’le eğitim anlaşması yaptılar. Dünyada üç tane en uygun sayılabilecek üstün vasıflara sahip elektronik harp ve atış sahası var. Biri bizde Konya’da, biri İsrail’de, biri de Amerika’da. Şimdi Yunanistan görüyor ki Türk pilotların eğitim vasıtaları da eğitim merkezleri de çok yüksek. Onun için de gittiler İsrail’e teslim oldular. Yetenek konusunda zaten bizimkilere ulaşamazlar. Bu Tanrı’nın verdiği bir yetenek. Bizim milletimize de fena savaşma yeteneği vermemiş, bu kadar basit..
.
Nokta atışlardaki başarı da doğrudan eğitimle bağlantılı bir durum yani?
“Tabii hem eğitim hem de elinizdeki silah vasfı. Nokta nokta vurmak için lazer güdüm kitleri kritik önemde. Pilot hata yapsa bile atılan bomba 500 metre düzeltilerek, doğrudan hedefin üstüne gidiyor. Bunlar bizde üretilmiyordu. 1993 yılında ben Plan Daire Başkanı’yken Aselsan’a gittik, bize lazer güdüm sistemi lazım dedik. Aselsan da üç dört yıl içinde üretti ve Hava Kuvvetleri’ne teslim etti. O yüzden hiç kaçarı yok. Yani bizim bir defa üretim yeteneğimiz var. Bizim SİHA’lar da o lazer güdüm kitiyle vuruyor nokta noktaya. Lazer güdüm kitini üretmeyi öyle kolay falan zannediyorlar. Ama bakın Rusya’da yeterli lazer güdüm kiti olmadığı için uçaklar hedefi vurmak için mecburen alçaktan atıyor, dolayısıyla da Stingerler vasıtasıyla avlanıyorlar. Ne kadar doğru bilmem ama Ukrayna 300 tane uçak düşürdüğünü söylüyor. Yani lazer güdüm kitini bizim rahatlıkla yapabilmiş ve çok miktarda yapmış olmamız da başarıda etkin.”
Özetle; hani her şerde bir hayır vardır derler ya, işte 15 Temmuz hainliği de bir anlamda öyle. Neyse ki hainler gereken dersi aldılar ve bugün kokpitte, tankta, topun başında, özel kuvvetlerde vatansever gerçek askerler var. Kullandıkları silah sistemleri, mühimmatın da artık büyük çoğunluğu yerli ve milli.