Soçi’deki Erdoğan-Putin buluşması sonrasında “Suriye’de yeni bir döneme girildi, Türkiye ile Suriye arasında istihbarat servisleri arasında zaten var olan ikili ilişkiler doğrudan hale gelebilir ve ilişki seviyesi yükselebilir” diye konuşulurken, Azez’de yaşanan Türk bayrağını yakma alçaklığı yekten ABD tezgâhı, provokasyonu kokuyor. Niyesi malum.Suriye’yi bölme, terör devletçiği kurma planı bozulma endişesiyle ABD eski ismiyle ÖSO olan Suriye Milli Ordusu’nu (SMO) parçalama tezgâhını yine devreye soktu. Şaşırdık mı? Hayır. Çünkü bu daha önce de denenen, ancak Türkiye’nin kararlı duruşuyla engellenen, bildik bir hikâye. Mesela, beş yıl önce Fırat Kalkanı Harekâtı’nın bittiği günlerde ABD’nin vizyona soktuğu bu kirli oyun hakkında (14 Eylül 2017 tarihli yazımız) şöyle demiştik:
YPG/PKK’ya silah ve mühimmat yığınağı yapan ABD daha önce “eğit-donat” çerçevesinde ÖSO’ya verdiği silah ve mühimmatları da zorla toplayıp onlara veriyor. Dahası, ÖSO içindeki bazı gruplara savaşı bırakmaları konusunda baskı yapıyor. Yani “DAEŞ’i göster, YPG/PKK’yı yerleştir” formülüyle Türkiye’yi Ortadoğu coğrafyasından koparmayı amaçlayan ABD bu bağlamda ÖSO odaklı bir başka kirli tezgâhı da yürütüyor. Özellikle de Fırat Kalkanı bölgesinde. Örneğin İsrail, Mısır ve BAE’nin kullandığı Muhammed Dahlan’ın ÖSO’dan parayla YPG/PKK’ya savaşçı devşirmesi ya da CIA’nın bazı ÖSO gruplarına savaşı bırakın yolunda baskı yapması gibi...
Yani Türkiye’nin DAEŞ’ten sonra bölgedeki YPG/PKK’lı teröristleri temizleme kararlılığını gören ABD daha o günlerde bir taraftan ÖSO’yu güçsüzleştirmeye yönelik hareketler yapıyor, bir taraftan da terör örgütü YPG/PKK’yı pervasızca palazlandırarak bölgede büyük bir ordu kuruyordu. Bu arada da Türkiye’nin El Bab bölgesindeki inisiyatifini zayıflatmak amacıyla alttan alttan çalışıp, fitne, fesatla TSK’nın desteklemiş olduğu unsurlar arasında çatışma çıkartarak güvenlik zaafı oluşturma hesabındaydı.
Ancak ABD’nin bu kirli oyunlarına rağmen farklı gruplar arasındaki ayrışma, olası çatışmalar engellendi ve bugünlere Suriye Milli Ordusu adıyla daha profesyonel bir yapıya geçiş sağlandı. Tabii TSK’nın emir ve komutası altında. Bu bağlamda başarıyla gerçekleştirilen Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekâtları ve yenisine dönük hazırlıklar da ortada. Dolayısıyla, ABD açısından masada yapılan kirli hesapların sahada tutmadığı, bozulduğu açık. Böyle bir durumda da her türlü tezgâh, kumpasla sabıka dosyası kabarık olan ABD’nin Türk bayrağını yakma alçaklığını azmettirme anlamında baş şüpheli olduğu da net. Uzmanlık alanı psikolojik harp ve istihbarat olan emekli Albay Coşkun Başbuğ anlatıyor:
“Bunda hiç şüphe yok. Azez’deki patlamalardan tut, sınır karakollarına saldırılara kadar hep ABD işin içinde. Yani bütün süreci baltalayan ABD çünkü orada ülkelerin dostluğu, kardeşliği ABD’nin sonu demek. O da onu bildiği için böyle bir ortam doğduğu anda harekete geçiyor. Biz Suriye Milli Ordusu’nu kurarken ABD içine fason birlikler yerleştirdi, onlar nifak çıkarmaya çalıştı, biz uyandık, bertaraf ettik. Ciddi bir kadroyu ayıkladık, bir tugay mı ne komple tasfiye ettik zamanında. Yani ABD hiçbir zaman boş bırakmadı, biz de hiçbir zaman kaderine terk etmedik orayı. Tabii FETÖ gibi hepsini ayıklamak mümkün değil. Yine içinde bir kripto yapıyı tutuyor ABD, günü saati geldiğinde kullanmak üzere. İşte o bayrak yaktıranlar onlar. Seçim zamanına yakın onları daha çok sahaya sürecektir. Burada bir deneme yaptı, o tutmadı. SMO onlara karşı koydu, ‘Biz Türkiye’ye saygılıyız, bayrağına sevgimiz var, kınıyoruz yapılanı’ diye. Hatta yapanı yakaladılar, cezai işlem uyguluyorlar.”
ABD daha başka ne yapabilir?
“Sivilleri ayaklandırmaya çalışabilir, siviller öldürülüyor diye algı operasyonu yaptırabilir. BM ve NATO üzerinden Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışabilir. Yapacağı o, daha başka ne yapacak...”
SMO’ya güvenilir mi? Ya da ne kadar güvenilir?
“Biz SMO’ya zaten hâkimiz. Çoğu vatansever, ulusalcı Suriyeliler. Büyük bölümü de o toprağın çocuğu. Savaşta, harekâtta bozgun yapacak yapılar zaten ayıklandı, onlar gitti. Üç beş tane kriptonun da hiçbir şeye gücü yetmez. SMO ile yola çıkılır yani. Zaten olası harekâtta da onları öne süreceğiz. Geçen sefer de onlar iyi iş yaptılar, bir sürü adam öldü onlardan.”
Özetle, Türkiye sahada ve masada Suriye’deki savaşın bitmesi, insanların evlerine dönmesi için çalışıyor. “DAEŞ”i göster, YPG/PKK’yı yerleştir” formülüyle Türkiye’yi Ortadoğu coğrafyasından koparmayı amaçlayan “terör devletçiği” planında ısrar eden ABD ise bir yandan da SMO’yu parçalama ya da kendi yanına çekme hesabında. Bu da kabul edilebilir bir durum değil ve Türkiye’nin buna müsaade etmeyeceği de çok açık. Ancak önümüzde ağır ve riskli bir dönem olduğu da ortada.