Suriye’deki kirli oyunu kararlılıkla adım adım bozan Türkiye daha öncekilerde olduğu gibi yeni kara harekâtı öncesinde de hem ABD hem Rusya ile eş zamanlı olarak mücadele ediyor. Dolayısıyla, sahada terörist temizliğine dönük askeri hazırlığa paralel her iki ülkeyle yoğun bir diplomasi trafiği de var. Yani siyasi ve diplomatik boyutunu da es geçerek dünyanın, ABD ve Rusya’nın nabzını tutmadan bir operasyon yapmıyor. Aslında buna sabır taşı diplomasisi de denilebilir. Çünkü her iki ülkede üç yıl önce altına imza attıkları mutabakatlardaki “PKK/YPG/PYD buralarda asla olmayacak, sığınmacıların geri dönüşleriyle ilgili ortam yaratılacak” diye Türkiye’ye verdikleri sözü tutsalardı zaten buna gerek kalmayacaktı. Mesela ABD, kontrolü altındaki bölgede terörist barındırmayacak, PKK/YPG’lilerdeki ağır silahlar toplanacak, tahkimatları, tüm muharip mevzileri imha edilecekti. Yine Rusya yapılan mutabakat gereği Münbiç ve Tel Rıfat’taki bütün PKK/YPG teröristleri silahlarıyla birlikte Türkiye sınırından 30 kilometre derinliğin dışına çıkarılacaktı. Üstelik de tüm bu işlemler 150 saat içerisinde gerçekleştirilecekti.
Ekim 2019’dan bu yana kaç tane 150 saat geçti! Her ikisi de yaptılar mı? Hayır. Bırak yapmayı, Ayn el Arap, Münbiç ve Tel Rıfat’ta ABD ve Rus bayrakları gölgesinde palazlanan teröristlerin o günden bu yana da yaptıkları birçok saldırı ve sızma girişimleri var. Karkamış’ta okulu hedef alan son alçaklıkları da malum. Haklı olarak da Türkiye, baktı olmuyor, “Madem siz sözünüzü yediniz, kıvırdınız, o zaman ben gereğini yaparım” diyor. Yani artık sözün bittiği yerdeyiz. Ayn el Arap, Münbiç Tel Rıfat ekseni de teröristlerden arındırılacak. Bu bağlamda düğmeye basılan hava harekâtıyla da teröristlerin, inleri, mevzileri silah, mühimmat depoları yerle bir edildi. Kara harekâtı da an meselesi. Dolayısıyla, terör örgütü ve onu kullananlarda “yürek Selanik.” SDG’nin başındaki “Mazlum Kobani” ya da “Şahin Cilo” kod adlı PKK’lı terörist başı Ferhat Abdi Şahin hamisi ABD’den “Bizi koru” diye yardım dileniyor. Türk F-16’ları ve SİHA’larının gerçekleştirdiği hava harekâtıyla kimyası hepten bozulan ABD Savunma Bakanlığı Pentagon da yaptığı skandal açıklamada, bir yandan “ABD’nin Türkiye’nin meşru güvenlik endişelerini anladığını” belirtirken, bir yandan da teröristleri korumak adına abuk sabuk ve zekâ durumlarını sorgulatan şu ifadeleri kullandı:
“Savunma Bakanlığı, kuzey Suriye, Irak ve Türkiye’de gerilimi artıran eylemlerden büyük endişe duyuyor. Gerilimin bu şekilde tırmanması, IŞİD’in zayıflaması ve yenilmesi için yıllardır süren ilerlemede Küresel Koalisyonu tehdit ediyor.
Suriye’deki son hava saldırıları, IŞİD’i yenmek için Suriye’de yerel ortaklarla birlikte çalışan ABD personelinin güvenliğini doğrudan tehdit etti. Ayrıca, koordinasyonsuz askeri eylemler Irak’ın egemenliğini tehdit ediyor.”
Bu öyle zırva bir açıklama ki “Terör örgütünün yaptığı alçaklıklarla, NATO müttefiki bir devletin topraklarını, vatandaşını korumak adına meşru müdafaa hakkını” bir tutuyor, pervasızca her ikisini de “eylem” diye nitelendirme küstahlığı içeriyor. Dahası neymiş efendim? Türkiye’nin harekâtı IŞİD (DAEŞ)’le mücadeleyi etkiliyormuş! Yemezler arkadaş! ABD’nin DAEŞ’i bölgenin haritalarını kendine göre değiştirme, dizayn etme, bölgede PKK/YPG/PYD terör örgütüne bir alan açma amacıyla kullandığını herkes biliyor, gördü. Yoksa ABD’nin gerçekten DAEŞ’i bitirmek gibi bir hedefi, niyeti olsaydı Türkiye’nin defalarca yaptığı “Gelin Rakka operasyonunu birlikte yapalım” teklifini dikkate alırdı. Ama ABD yapmadı, terör örgütü PKK/YPG’yle iş birliğini tercih etti. Orada yaşananlar da malum. Tek mermi atılmadan Rakka PKK/YPG/PYD’ye teslim edildi ve kentteki DAEŞ’lilerin daha sonra kullanılmak üzere kuzeye gitmelerine izin verildi. Nitekim bu teröristler TSK’nın Afrin’e yaptığı harekâta karşı kullanıldılar da. Hem de daha önce düşman gibi göründükleri PKK/YPG/PYD ile aynı safta.
Pentagon’un “Koordinasyonsuz askeri eylemler Irak’ın egemenliğini tehdit ediyor” masalı da doğrudan “Bana nerelerde, ne yapacağını söyle, ben de ortağım teröristlere haber uçurayım” demek. “Suriye’deki operasyon ABD askerlerini tehdit ediyor” sözleri ise tam anlamıyla palavranın zirvesi. “Askerim tehdit altında” diyorsan çek o zaman. Amerikan askerinin teröristlerin arasında, mevzilerinde işi ne? Yoksa ortağım dediğin teröristleri korumak adına Amerikan askeri Canlı Kalkan mı?..
Kısacası, dememiz o ki başlaması an meselesi olan harekât aslında tam anlamıyla nerede kalmıştık hesabı. Terörün kalıcı olarak yok edilmesi için de İdlib’den Hakurk’a, yani İran sınırına kadar olan alanın kontrol altına alınması bir zorunluluk. Çünkü bu Türkiye için doğrudan bir beka meselesi. Onun için de buralardaki teröristleri temizleyecek Türkiye. Öyle ya da böyle... Bundan dönüş yok... Ha oradaki üç beş tane Amerikan askerini canlı kalkan olarak kullanmak gibi bir niyet, çılgınlık varsa o da artık bu kararı verenlerin sorunu ve sorumluluğu.