Stanimir Stoilov’un gelişiyle müthiş bir dönüşüm yaşayan Göztepe, büyük bir ivme kazandı. Yeni teknik direktörü ile birlikte oyunu domine eden ve önde basan bir oyun anlayışını uygulamaya başlayan Göz Göz, bunun semeresini skor ve puan olarak da alıyor. Nitekim sarı- kırmızılılar, kendi sahalarında ağırladıkları Ümraniyespor’u da 4-1'lik bir skorla geçmeyi başardılar.
Maça her zamanki gibi hızlı ve önde presle başlayan Göztepe, henüz 8. dakikada yeni transferi Heliton’un ayağından güzel bir gol buldu ki, aynı oyuncu Konyaspor’la oynanan kupa maçında da sarı- kırmızılıların golünü atmıştı.
Bu maçta da 20- 25. dakikadan sonra temposu düştü Göztepe’nin. Bu anlamda diğer bir yeni transfer Lundqvist’in 33’te attığı harika gol, ilaç oldu Göz Göz’e. Bu gol, hem Göztepe’nin skor olarak rahatlaması hem de yeni transfer Lundqvist’in takıma uyum sağlaması ve güven kazanması açısından son derece önemliydi.
Sarı- kırmızılılar ilk yarıyı daha farklı bir skorla da
Süper Lig’de zirve yarışını karıştıran haftaya yanlışlar ve doğrular damga vurdu. Başka bir deyişle, özellikle teknik adamların yaptıkları ve yapmadıkları zirve mücadelesine doğrudan etki etti.
Gündüz seansında Fenerbahçe, evinde ağırladığı Samsunspor karşısında maça iyi başladı ve her açıdan mükemmel bir golle erken bir dakikada 1-0 öne geçmeyi başardı.
Golden sonra da oyun ve pozisyon üstünlüğü yine sarı- lacivertlilerdeydi. Fakat Fenerbahçeli futbolcular, bu üstünlüğü gole dönüştürmeyi başaramadılar. Bu da Samsunspor’un oyunun içinde kalmasına neden oldu. Nitekim konuk takım, 63’de beraberliği yakalamayı başardı.
Öncelikle, bu gole neden olan serbest vuruş öncesinde hakem Bahattin Şimşek’in Fenerbahçe aleyhine verdiği faul kararının son derece hatalı olduğunu belirtmek gerekiyor. Özetle, bu goldeki hatalar silsilesini başlatan hakem Bahattin Şimşek oldu!
Samsunspor’un golü öncesindeki serbest vuruşta topun başına geçen oyunculardan Zeki Yavru’nun, atıştan hemen önce Emre
Türk futbolunun iki güzide, iki kardeş ve aynı zamanda 1. Ligin de iki iddialı takımı olan Sakaryaspor ve Göztepe, ikinci yarının ilk maçında Sakarya’da karşı karşıya geldiler.
Sakaryaspor’un cezasından dolayı seyircisinden yoksun olduğu karşılaşmada dikkat çeken bir başka detay da sahanın bozuk zeminiydi. Gerçekten anlaşılır gibi değil. Statlarımızın çoğu yeni ama zeminler berbat durumda. Elbette burada gözler, zeminlerin bakımları ile ilgili görevlilere dönüyor. Bu zemin problemini çözmemiz şart!
Stanimir Stoilov ile birlikte oyunu domine eden ve önde basan bir oyun anlayışını uygulamaya başlayan Göztepe, Sakarya’da da maça bu şekilde başladı ve semeresini de çok erken aldı. Henüz 8. dakikada gelen bu golde Ogün, Traore ve Tijanic üçlüsünün müthiş bir varyasyonu söz konusuydu.
Bu golden sonra da oyunun hâkimi Göztepe’ydi. Sarı- kırmızılıların, 20. dakikadan sonra tempoları düşse de rakibe ciddi bir pozisyon vermediler. Göz Göz’ün bu bölümde ikinci golü bulmasını
Ertelenen 16. hafta maçları nedeniyle yaşanan hafta içi mesaisinde Fenerbahçe, gol bakiyesine ciddi bir yükleme yaptı.
Sarı- lacivertlilerin henüz 11. dakikada penaltıdan 1-0 geçmeleri, kadro sorunu yaşayan rakibin direncinin kırılması anlamında önem taşıyordu. Nitekim Pazar akşamı Galatasaray, aynı rakip karşısında böyle erken bir gol bulamadığı için bu direnç artmış ve sarı- kırmızılılar ancak Abdülkerim’in 63. dakikadaki golü ile nispeten rahat bir nefes alabilmişlerdi.
Yine de 1-0’dan sonra bir ölçüde oyunu tutabildi Konyaspor. Fakat Kahraman’ın arka arkaya yaptığı iki hata, Dzeko’nun henüz 40.dakikada hat-trick yapması ile sonuçlandı.
Yeşil- beyazlılarda, yine Kahraman’ın da içinde bulunduğu defans ve kademe hatalarının devamı neticesinde ilk yarının bitiş düdüğü çaldığında tabela 5-0’ı gösteriyordu!
İsmail Kartal’ın ikinci yarının başında ve devamında yaptığı oyuncu değişikliklerinin de etkisiyle tempo düştü ve karşılaşma sarı- lacivertliler için bir antrenman maçı havasına
Boey, Torreira ve Icardi gibi takımın en önemli üç isminin de dâhil olduğu yedi eksik ile çıktı Konyaspor karşısına Galatasaray. Pek çok oyuncunun ilk defa birlikte oynamalarına neden olan bu durum, doğal olarak bir senkronizasyon sorunu doğurdu.
Fakat yine de maça çok hızlı ve istekli başladı sarı- kırmızılılar. Bu maçtan bir saat önce Fenerbahçe’nin 5-1’lik gösterişli bir skorla haftayı üç puanla kapatması da Galatasaraylı futbolcuları hırslandıran etmenlerdendi. Fakat bir an önce gol bulmak için hızlı oynama isteği; aceleci, telaşlı bir oyuna neden oldu. Bu da sarı- kırmızılıları oldukça olumsuz etkiledi.
Bir başka sorunu da en uçta yaşadı Galatasaray. Hem Icardi’nin hem de yedeği Bakambu’nun yokluğunda forma şansı bulan Halil Dervişoğlu, Konyaspor’un kapalı savunmasının arasında kaldı. Bu nedenle de orta sahaya kadar geldi ancak yine de etkili olamadı. Ondan daha fazlasını beklemek de çok doğru değildi zaten. Çünkü yapabilecekleri sınırlı.
Lakin her şeye rağmen aradıkları gol pozisyonlarını bulmayı başardı
Bu ülkenin aklı başında, sağduyu sahibi bütün gazetecileri, yorumcuları karşı çıktı. Sahada mücadele edecek iki takım da razı gelmedi. Şu sıkışık maç takviminde mücadelenin oynanacağı tarih ve karşılaşma için seçilen yerin uzaklığı dışında, bu anlamlı müsabakanın Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında Türkiye’de ve de özellikle Ankara’da oynanması düşüncesi, isteği hâkimdi vicdanlarda, kalplerde, beyinlerde...
Ama olmadı... TFF Başkanı ısrar etti Suudi Arabistan’da...
Sonuç tam bir skandal oldu... Hatta skandaldan da öte...
Bu ülkenin, emperyalizme boyun eğdiren kurucu liderini ve O’nun sözlerini “ siyasi malzeme “ olarak kabul edip yasaklamaya kalktı Suudi yetkililer... Hem de polis eliyle...
Fakat başaramadılar...
Çok onurlu bir duruş sergiledi iki kulüp, iki başkan...
Tarihlerine yakışır bir şekilde...
Pazartesi gecesi yumruk ve tekmelerle sarsıldı Türk futbolu. Dehşet içinde izledik o sahneleri…Öncelikle Halil Umut Meler’e geçmiş olsun dileklerimi iletiyor ve kendisine yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum.
Üzülerek söylüyorum ki, yaşananlar çok da şaşırtmadı bizleri. Futbol dünyamızın geldiği noktanın hiç de sağlıklı bir nokta olmadığını herkes biliyordu aslında.
Evet, biliyorlardı… Şu anda bağıran, çağıran, kınayan, timsah gözyaşları dökenler de biliyorlardı…
Ama hiçbir önlem almadılar göz göre göre gelen bu felakete…
Diğer taraftan yangına körükle gitti kimileri…
Son yazım da dâhil olmak üzere pek çok kez yazdım, Türk futbolunun en büyük sorunu hakem sorunudur diye. Bu sorunun çözümü için nedenlerine inilmesi gerekiyordu önce. Lakin bu yapılmadı. TFF ve MHK’deki sorunlar, bu kurumların yanlış uygulamaları, kendi başarısızlıklarını hakemler de dâhil olmak üzere başkalarını suçlayarak örtmeye çalışanlar ile taraftarları
Fenerbahçe’yi Dolmabahçe’de Beşiktaş karşısında galibiyete taşıyan kadro kalitesi oldu ki, iki takım arasındaki temel fark da buydu.
Şu net bir gerçek, Galatasaray ve Fenerbahçe kadro kalitesi olarak ligdeki diğer takımların çok üzerindeler. Dünkü derbide de bunu bir kez daha çok açık bir şekilde gördük. Fenerbahçe, sakatlıklar ve formsuzluklarla boğuşan Beşiktaş karşısında maç boyuncu üstün olan taraftı. Bunun sonucunda da sarı- lacivertliler, haklı bir galibiyet aldılar.
Rıza Çalımbay, ancak kora kor mücadele ederek Fenerbahçe karşısında iyi bir sonuç alacağını düşünmüştü. Çalımbay’ın ilk on bir tercihini de bu düşünce oluşturdu. Bunun neticesinde de Beşiktaş, adeta kulübesi sahadakilerden daha değerli bir şekilde maça başladı. Fakat bu, çok da doğru bir tercih değildi. Elbette tüm hafta boyunca takımın içinde olan kişi Rıza Çalımbay. Fakat Aboubakar’ın böyle bir derbide ilk on birde olması gerektiğini düşünüyorum. Aboubakar gibi oyuncuların