Rehavetin bedeli ağır oldu
Okan Buruk’un yoğun maç trafiği nedeniyle rotasyona giderek bazı oyuncuları dinlendirmesini eleştirmek çok doğru olmaz. Osimhen ve Icardi’nin birlikte oynamaları da neredeyse tüm futbol kamuoyunun dört gözle beklediği bir olaydı. Nitekim çift santraforlu bu 4-4-2 ile üç gol buldu ilk yarıda Galatasaray. Lakin bu üç gol sahadaki oyunun yansıması değil, tamamen dünya yıldızı iki santraforun kişisel becerisiydi.
Omurgadaki üç oyuncu; Davinson Sanchez, Torreira ve Mertens’in yokluğunda geriden topla çıkıp oyun kurma Nelsson’a düştü. Onun attığı uzun toplarla Kasımpaşa defansının arkasına sarkma planı genellikle ofsaytla sonuçlandı. Oyun kurmada sıkıntı yaşayan sarı- kırmızılıların tempoları da iyi değildi.
Galatasaray'daki bu olumsuzluklarla iştahı daha da artan Kasımpaşa’nın ön alan baskısının dozunu iyice arttırdığı bir anda geldi Osimhen’in golü. Bu gol, sarı- kırmızılıları rahatlatırken Kasımpaşa’nın gardını düşürdü. Nitekim bir süre sonra tekrar çıktı sahneye Osimhen. Ardından da diğer yıldız Icardi.
Evet, oyunu çok da iyi değildi ilk yarıda Galatasaray’ın ama santraforları adeta resital sergilediler. Osimhen de Icardi de gerçekten çok büyük oyuncular. Bu maçta attıkları goller ders olarak okutulacak türdendi. Özellikle de ikinci ve üçüncü gol. Topu alışları, kontrolleri, dönüşleri, vuruşları tek kelimeyle muhteşemdi.
Lakin maç doksan dakika. Galatasaraylı futbolcular ise 3-0'dan sonra kafalarında maçı bitirdiler. Futbol; rehaveti, boşluğu asla affetmez. Nitekim de öyle oldu.
Kasımpaşa’nın ilk yarının sonunda bulduğu gol, bu anlamda ciddi bir uyarıydı aslında Galatasaray’a. Fakat sahadaki sarı- kırmızılı oyuncular da kenar yönetimi de bu uyarıyı almadı.
Osimhen’in sakatlanıp oyuna devam edememesi üzerine ikinci yarıya Mertens’le başladı Okan Buruk ve klasik düzeni 4-2-3-1'e döndü. İlk yarının etkisiz isimlerinden Sallai de yerini Barış Alper Yılmaz’a bıraktı.
Gelgelelim bu değişikliklerin de bir faydası olmadı Galatasaray’a. Her geçen dakika oyun olarak biraz daha geriledi sarı- kırmızılılar. Kasımpaşa ise oyuna hâkim olan ve istediklerini sahaya yansıtan taraftı. Son bölümde buldukları iki golle de skoru 3-3'e getirip bir puana ulaşmayı başardılar.
Yazımın başında da belirttiğim gibi rotasyon nedeniyle Okan Buruk’u eleştirmek çok doğru olmaz. Ancak oyunda ibrenin tamamen Kasımpaşa lehine döndüğünü görüp doğru değişiklikleri yapması gerekirdi. Oyun, bağıra bağıra Davinson Sanchez ve Torreira’yı çağırıyordu. 63’te Kaan Ayhan ve Berkan Kutlu yerine Sanchez ve Torreira oyuna dahil olmalıydılar. Fakat Okan Buruk onları tercih etmedi. Yaptığı her değişiklik takımı biraz daha oyundan düşürdü. Icardi’nin de çıkmasıyla ileride hiç top tutamaz hale gelen, takım boyu uzayan ve gittikçe daha çok geriye yaslanan Galatasaray; gol şovla başlayıp 3-0'ı bulduğu maçı beraberlikle tamamladı. Yaptığı ve yapmadığı değişikliklerle bu durumun en büyük sorumlusu da Okan Buruk.
Buruk’un bu maçtan ciddi anlamda dersler çıkartması ve bazı konularda önlem alması gerekiyor. Örneğin, Jelert de Sallai de hiç umut vermiyorlar. Kasımpaşa maçının 63. dakikasından sonra ilginç bir şekilde Jelert’i açık pozisyonunda değerlendiren Okan Buruk, herhalde bizler gibi bu denemenin başarısızlıkla sonuçlandığını görmüştür! Sezon başında açık pozisyonunda fazla oyuncusu olduğu gerekçesiyle Oğuz Aydın’la ilgilenmediğini açıklayan Galatasaray’ın bu pozisyonda şu andaki durumunu da takdirinize bırakıyorum!
Kasımpaşa’yı tebrik ediyorum. İyi oynadılar, iyi mücadele ettiler ve maçı 3-0'dan çevirmeyi başardılar. Eğer ilk yarının sonundaki pozisyonu da değerlendirip devreye 3-2 girseler galip de gelebilirlerdi. Galatasaray ve Okan Buruk içinse ciddi bir uyarı oldu bu maç. Sarı- kırmızılılar tarafından dakika dakika incelenmeli bu mücadele. Özellikle Okan Buruk çok iyi analiz etmeli. Eğer doğru dersler alınırsa bazen bir musibet bin nasihatten daha iyi olur!