Kemal Kılıçdaroğlu
Malatya
7 Haziran seçimleri öncesinde, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adına en çok tartışılan konu vatandaşa sunulan vaatlerin kaynağıydı. O dönemde yaptığımız sohbette CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara geldikleri taktirde Ortadoğu’ya barışın geleceğini, ticari ilişkilerle de 50 milyar dolarlık kaynağın geleceğini ifade etmişti. Seçimler bitti, hükümet kurulamadı. Sıra 1 Kasım seçimlerinde... Ve Ortadoğu sorunu bırakın düzelmeyi, daha karmaşık ve içinden çıkılmaz bir hal aldı.
Seçime bir hafta kala yine CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile birlikteyiz. CHP’nin Türk Hava Kurumu’ndan (THK) kiraladığı özel uçak ile İstanbul’dan Malatya’ya doğru yola çıkıyoruz. Gidiş ve dönüş yolunda yaptığımız sohbette “Suriye” konusu öne çıkıyor.
3 milyar euro’luk yardım, Avrupa Birliği (AB) üyeliği ve vize muafiyeti ile gündeme gelen mülteci pazarlığı konusunda Kılıçdaroğlu’nun endişeleri var.
Kılıçdaroğlu, “Dikkatli olmalıyız” diyerek şu mesajı veriyor: “Türkiye, Avrupa’nın “toplama kampı” değil, olmamalı. Bunu kabul edemeyiz. Bırakın 3 milyar euro, AB ülkeleri 13 milyar euro verse, Türkiye toplama kampına dönüşmemeli. Bu teklif gururumuzu incitiyor. AB, “Biz parayı verelim, siz Suriyelileri barındırın” diyor. Bu kabul edilebilir değil. Ayrıca etik bir öneri de değil.
Bu noktada, AB ile vizenin kaldırılması karşılığı imzalanan “geri kabul anlaşması”nı hatırlatıyoruz...
“AKP, bu konuyu TBMM’ye getirdiğinde de karşı çıkmıştık, engel olamadık.”
Çözüm yolu ne olmalı?
Peki, 2 milyon Suriyeli ölüm korkusuyla çareyi Türkiye’ye sığınmakta buldu. Avrupa’ya gitmek isteyenlerin sayısı da çok fazla. Bunun çözüm yolu ne?
“Biz iktidara gelirsek, önceliğimiz Suriye’de iç barışın sağlanmasına katkıda bulunmak olacak. Ülkede barış ortamı sağlandıktan sonra ülkemize sığınan Suriyeliler kendiliğinden dönecektir.”
“Suriyelilerin Türkiye’ye sığınmasının ardında AKP’nin yanlış dış politikası yatıyor” diyen CHP lideri, “Suriye’de çatışmanın taraflarından birini desteklemek bizi Ortadoğu bataklığına sürükledi. Fatura giderek ağırlaştı. İktidara gelirsek ilk işimiz, Suriye’ye Türkiye üzerinden silah gidişini durdurmak olacak. Oradaki radikal örgütlerle ülkemizin bağını keseceğiz. Ardından barışın sağlanması için çalışacağız” diyor.
Kılıçdaroğlu bu noktada 24 Ağustos 2012’de dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’a Suriye konusunda bir mektup yazdığını hatırlatıyor:
“Suriye’de barışın sağlanmasına katkıda bulunulması amacıyla ABD, Rusya, AB, İran, Arap Birliği ve Türkiye’nin biraraya gelmesi için adım atılmasını önermiştim. Bu önerimizi dikkate almadılar. Rusya, aynı çerçevede çağrı yapınca tıpış tıpış Cenevre’ye gittiler.”
“Son sürpriz gelişme, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Beşar Esad’ı kabul etti. Yorumunuz?”
Kılıçdaroğlu net yanıt veriyor:
“Bu buluşma, AKP hükümetinin Suriye politikasının çökmesidir.”
Sorunun çözülmemesi halinde Türkiye için ciddi tehlikeleri de beraberinde getireceği tespitini yapan Kılıçdaroğlu, şunları belirtiyor:
“Türkiye’de kalış süreleri uzarsa 3-4 yıl sonra Suriyeli yer altı dünyası güçlenebilir. Uyuşturucu ticareti ve kullanımı yaygınlaşabilir. Sosyal dokumuz bozulabilir.”