Geçtiğimiz hafta yapılan müzakerelerden sonuç alınamayınca Yunan hükümeti Troyka’nın dayattığı şartları referanduma götürme kararı aldı. Çıkacak karar ne olursa olsun, süreci hızlandırması ve beş aydır süren belirsizliği sonlandırması açısından referandum kararının Yunanistan tarafından atılmış akıllı bir adım olduğunu düşünüyorum. Hatırlanacak olursa, geçen haftaki yazıma “Komşu ne yârdan geçiyor ne serden” şeklinde bir başlık atmıştım. Görünen o ki Çipras hükümeti yârdan vazgeçmeyi göze almış. Her ne kadar Başbakan Çipras “Referandumdan hayır çıksa bile bu euro’dan çıkmamız anlamına gelmez” şeklinde mesajlar verse de şahsi görüşüm bu mesajların bir cesaretlendirme ve yumuşatma amacından öte anlam taşımadığı şeklinde. Çünkü AB’nin bu noktada geri adım atması bana olası gelmiyor. Bu tür bir karar Avrupa’nın prensiplerinden ayrılması olarak yorumlanarak bundan sonraki müzakerelere kötü örnek olacak, Birliğin temellerini sarsacaktır.
Syriza hükümeti bence euro’dan ayrılmaya hazır. Maliye Bakanı Varufakis’in çarşamba günü vermiş olduğu röportajdaki bir ifadesi dikkat çekiciydi. Referanduma gitme sebeplerini “Bizim Avrupa’yı geri çevirme yetkimiz yok, o nedenle halka döndük” şeklinde açıklayan Varufakis, Troyka’nın diretmiş olduğu şartlarla Yunan ekonomisinin kalkınmasının ve borçlarını ödeyebilmesinin mümkün olmadığını vurgulayarak bir de örnek veriyor: Komşumuz Türkiye’de otellere uygulanan KDV vergisi yüzde 7 iken, Troyka’nın bize dayattığı yüzde 23 vergiyle Yunan turizmi nasıl rekabet edebilir?
Syriza’ya Nobel desteği
Hafta içerisinde iki Nobel ödüllü iktisatçı Paul Krugman ve Joseph Stiglitz birbirinden bağımsız olarak Yunanistan konusunda yazdılar. Adeta aynı kalemden çıkmışçasına birbirine benzeyen bu iki yazıda verilen temel mesaj, referandumda hayır oyu verilmesinin ve gerekirse euro’dan çıkılmasının Yunanistan’ın hayrına olacağı şeklinde. Her iki iktisatçı da eğer Troyka’nın uyguladığı kemer sıkma politikaları devam ederse Yunanistan’ın sonu olmayan bir resesyonun içinde kalacağı ve yıllarca borç ödeyip kendi ekonomisine yatırım yapamayacağı konusunda hemfikirler.
Referandumdan evet oyu çıkması “kötü” sonuç olarak değerlendirilse de hayır oyu çıkması da maalesef “pembe senaryo” değil. Çünkü hayır sonucu çok büyük ihtimalle Troyka’nın para musluklarını kesmesi ve Yunanistan’ın euro’dan çıkmaya zorlanması anlamına gelecek. Kısa vadede bankacılık krizi, yüksek enflasyon ve ciddi ekonomik bunalım yaşanacak.
Referandumdan ne çıkar?
Yunan halkını gerçekten zor bir karar bekliyor. Sandıktan her iki sonucun çıkması da olası. Eğer yaşanan sıkıntıların sorumlusu olarak Syriza görülürse o zaman sandıktan evet oyu çıkar. Ancak eğer hükümet sorumlunun Syriza değil AB olduğu konusunda halkı ikna edebilirse o zaman hayır oyu gelir. Bir tarafta hayır diyip dibe vurmak ama sonrasında küllerinden yeniden doğmak rüyası var. Bu idealist senaryonun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği Syriza hükümetinin 5 Temmuz’a kadar olan süreci nasıl yöneteceğine bağlı. Çünkü hafta başından beri günde 60 euro çekebilmek için ATM kuyruğunda bekleyen Yunan halkı mevduatlarına inandırıcı bir garanti verilemezse evet oyu verip kısa vadede en azından parasına kavuşmayı tercih edebilir.