Selva Demiralp

Selva Demiralp

sdemiralp@ku.edu.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bundan yaklaşık üç hafta önce politika faizini 500 baz puan üzerinde yükseltmiş olan Merkez’in salı günkü toplantıda faizleri sabit tutması piyasaları şaşırtmadı. Yakın zaman önce atılmış böyle büyük bir adımdan sonra Merkez bir süre bekleyecek ve faiz kararının ekonominin alt kanallarına etki etmesini bekleyecektir. Bu noktadan sonra ekonominin iyileştirilmesi konusunda yapılacak işler artık hükümet kanadına düşüyor. Nedir o işler?

1) Merkez Bankası ve para politikası konusunda yorum yapılmaması
Para politikasının etkili olabilmesi için siyasetçilerin para politikası konusunda yorum yapmamaları çok önemli. Aksi takdirde olumlu olarak yapılan yorumlar bile Merkez’in bağımsızlığı konusundaki izlenimleri olumsuz etkileyebiliyor. Çünkü bir politikacının en basitinden “Merkez’in kararını beğendim” demesi bir ebeveynin “Aferin benim çocuğuma, doğru kararı verdi” övgüsünün altında yatan gizli baskıya benziyor. Bu da para politikası işleyişinde kritik önem taşıyan beklenti oluşumunun bozulmasına sebep oluyor.

2) Siyasal risk sürecinin iyi yönetilmesi
17 Aralık sonrasında yaşanan gelişmeler Türkiye risk primini yüzde 20’den fazla artırdı. Türkiye’ye ait risk algısının artması kurda yaşanan oynaklığın birincil sebebi. Bu algının değiştirilebilmesi ise ancak hukuk sürecinin bağımsız işleyişine olan inancın güçlenmesi ile mümkün. Tüm dünyanın gözlerini Türkiye’ye çevirdiği bu süreçten hukuk sistemimizi güçlendirerek çıkabilirsek bu en büyük kazancımız olur.

3) Sıkı mali disiplinden taviz verilmemesi
Seçim senesine sıkı para politikası ile girilirken maliye politikasını gevşetmek şüphesiz çok cazip görülebilir. Ancak böyle bir adım zaten tehlike sınırını çoktan aşmış olan cari açık seviyemizi daha da yukarı çeker.

4) Yapısal reformların hızlandırılması
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Yellen’in görevi teslim aldıktan sonra yaptığı ilk konuşmada gelişmekte olan ülkelerin yapısal reformlarını hızlandırmaları gerektiğini hatırlatması bir tesadüf değil. Yellen ile başlayan yeni dönemde Fed’in giderek piyasalara verdiği likiditeyi azaltışını ve daha sonra da Amerikan faizlerinin yükselişini gözlemleyeceğiz. Bu şartlar altında cari açığı yüksek olan ülkeler eğer gerekli yapısal tedbirleri almazlarsa çok sıkıntı çekecekler. Nitekim kırılganlık sıralamasında Fed Türkiye’yi en yukarıya oturttu.
Duymak istemediğimiz haberleri verenleri düşman ilan edip altında bir komplo teorisi aramak yerine yapılan analizlerden faydalanıp uyarı sinyallerini iyi değerlendirmemiz gerek. Kırılganlığımızı azaltabilmemiz, etkileri uzun vadede hissedilebilecek yapısal reformların bir an önce yürürlüğe girmesi ve hızlandırılmasına bağlı. İthalata bağımlı üretim yapısının değiştirilebilmesi için eğitim kalitesi yüksek bir işgücü yaratılması, bu şekilde ihraç ürünlerinin yerli katma değerinin arttırılması, kadınların iş gücüne katılımlarının teşvik edilmesi, bu şekilde yüzde 50’ler seviyesinde seyreden iş gücü katılım oranının arttırılması, finansal eğitim ve bu şekilde tasarruf oranlarının arttırılması önümüzdeki on yılda ekonomimizin izleyeceği yolu belirleyecek adımlar olacak.